Gerçek adaleti Yüce Allah (cc) Kuran-ı Kerim'de, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan adaletle hükmetmek, kendisinin veya yakınlarının aleyhine dahi olsa doğruyu söylemek, mazlumlara destek olmak, ihtiyaç içinde olanlara yardım eli uzatmak olarak emretmektedir. Bu adalet, bir karar vermek gerektiğinde her iki tarafın da hakkını korumayı, olayları çok yönlü değerlendirmeyi, ön yargısız düşünmeyi, tarafsızlığı, hakkaniyeti, dürüstlüğü, hoşgörüyü, merhameti ve şefkati gerektirir. Dünyada var olan sorunlara genel olarak bakıldığında ise, tüm bu olaylara sevgisizlik, nefret, kin, düşmanlık, çıkarcılık, bencillik, umursamazlık, acımasızlık gibi Kuran ahlakına uygun olmayan özelliklerin neden olduğu görülecektir.
Kuran-ı Kerim'de adaletin ayakta tutulması konusunda verilen örneklerden biri de yetimlerin korunup kollanması konusundadır. İman edenler, yetimlere iyilik ve güzellikle davranmakla, onları en güzel şekilde yetiştirmekle, onlara gereken sevgi, şefkat ve merhameti göstermekle yükümlüdürler. Bir ayette şu şekilde buyurulmuştur:
Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez. (Nisa Suresi, 36)
Yüce Allah (cc), Bakara Suresi'ndeki ayet-i kerimede gerçek iyiliğin ne olduğunu bildirirken, yetimlerin ve yoksulların korunması gerektiğini şöyle buyurmuştur:
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitab`a ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren... (Bakara Suresi, 177)
Kuran ahlakı kendisi ihtiyaç içinde olduğu halde yiyeceğini yoksula ve yetime yedirmeyi, kendisinin beğenmeyeceği şeyleri asla başkalarına vermemeyi, hissettirmeden yardım etmeyi, muhtaç olana merhamet duymayı, anlayışlı olmayı kısacası her durumda vicdanlı davranmayı gerekli kılar. Allah'tan korkup sakınan insanlar, zavallı insanların sorumluluğunu üzerlerine alırlar. Güzellikle onlara yardım etmek için gayret ederler. Samimi bir niyetle, insanlara fayda sağlamak ve karşılığında Allah (cc)'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan hayırlar, Yüce Allah (cc)'ın pek çok ayet-i kerimede bildirdiği gibi son derece bereketli olur.
Bu nedenle, samimi olarak iman eden herkesin, imkanları ölçüsünde, gücü yettiğince muhtaçları koruması, zavallı, kimsesiz, çaresiz insanlara yardım eli uzatması, bu insanları ve içinde bulundukları durumu asla göz ardı etmemesi ve unutmaması gerekir. İman edenler sevgi, şefkat, merhamet, acıma, karşılık beklemeden güzel davranışlarda bulunma şevkiyle hareket etmeli, duyarlı olmalı, fedakarlıktan asla kaçınmamalı, hoşgörü göstermeyi bilmeli, sağduyulu ve akılcı olmalıdır. Yüce Allah (cc)'ın izniyle, Rabbimiz küçük büyük tüm güzel davranışlara, iyilikle karşılık verecek; yapılan her iyilik çok büyük güzelliklere vesile olacaktır. Bu, Cenab-ı Allah'ın tüm iman edenlere vaadidir.