Başkent TV, 27 Şubat 2009 Adnan Oktar:Bu tartışılan bir şey değildir. Biz yedi yüz yıldan beri yapıyoruz zaten liderliği. Liderliğimiz geçici bir dönemden sonra manen yine devam ederek bizde kaldı. Manen yine devam ediyor. Biz yine lideriz. Yani Osmanlı'nın evlatlarıyız, biz devamıyız . Ve çok güzel yönettik bölgeyi. Herkes de buna da alışık. Hutbelerde bile daha hala Abdülhamit’i anıyorlar birçok ülkede yabancı ülkede. Türkiye’nin liderliği zaten tartışılan bir konu değil.... Yani Suudi Arabistan zaten yap desen bu işi yapamaz zaten rica da etsek, desek ki bir lider olur musun zaten yapamaz, istemez de. Türkiye’dir lideri. Bizim yedi yüz yıllık, altı yüz yıllık tecrübemiz var. Bu konu zaten bitmiştir. Geçici olarak bir şey olmuştur. Yani tamam hilafet kalkmıştır. Bu doğru. İmparatorluk da kalkmıştır. Bu doğru. Ama manevi mirası bizde kalmıştır. Manevi gücü bizde kalmıştır. Biz bunu devam ettireceğiz İnşaAllah. Türk İslam Birliği ile bu devam edecek.... Yani zaten bu ülkelerin hiçbiri yani ne kadrosu var ne yeteneği var ne isteği var ne talebi var. Bunu talep eden, kadrosu olan, yetişmiş elemanları olan, aydınıyla, ordusuyla, askeriyle, teknolojisiyle, kültürüyle her yönüyle ve altı yüz yıllık, yedi yüz yıllık tecrübesiyle biz varız. Başka da bunu yapacak kimse yok. Ve fiilen de bunu yapıyoruz şu an biz zaten. Afganistan'dayız biz, efendim başka yerdeyiz, her yerdeyiz. Yani Filistin’e de olay aksettiğinde bakıyoruz yine Türkiye’yi istiyorlar.
Adnan Oktar: DÜNYANIN YENİ BİR OSMANLI'YA, MODERN BİR OSMANLI'YA İHTİYACI İNSANIN SUYA İHTİYACI GİBİ. Yani, Türk-İslam Birliği, Türkiye’nin liderliğinde, Türk devletlerin desteğinde büyük bir Türk-İslam Birliği. Bu dünyanın adeta cennet hayatına dönmesi demektir. Ekonomik yönden fevkalade zengin olması demektir. Avrupa’nın, Amerika’nın, Rusya’nın ve Çin’in Çünkü bütün İslam ülkelerinin, bütün Türk ülkelerinin petrolü ve madenleri bu ülkelere akacaktır. Oralardan alınacak teknik aletlerle, teknik imkanlarla onlar da ticaretlerini geliştirmiş olacaklardır. Gelip hastaneler kuracaklar, tesisler, yollar açacaklar. Biz gideceğiz onların işyerlerinde, diğer uygun çalışma yapılacak yerlerinde faydalı faaliyetler yapacağız, faydalı çalışmalar yapacağız. Karşılıklı bir hem teknoloji hem bilim hem sanat alışverişi olacak. Terör ani şekilde duracaktır. Kökünden ve kesinlikle duracaktır. Teröre harcama diye bir konu olmayacaktır. Bunun sonucunda huzur ve istikrar da olacağı için bereket ve bolluk rivayetlerin açıklaması ile yani yağmur gibi olacak. Müthiş bir ferahlık olacaktır. Çağımız Osmanlı çağıdır. Türklük çağıdır. Türk-İslam Birliği çağıdır. İslam’ın sosyal adaletini güzel ahlakının hakim olma çağıdır. Bunların hepsini önümüzdeki 10 yıl 15 yıl içerisinde göreceğiz İnşaAllah. |
Yeni Şafak, 14 Haziran 2010
O yüzden son iki bin yıllık dünya tarihinde Asya'nın içlerinden Avrupa'nın içlerine kadar giden bir dünya aktörü olduğumuzu da; son bin yılda, Almanlar, Araplar, Farslarla birlikte dünya tarihinin yapılmasında kilit rol oynayan dünya aktörü olduğumuzu da; son beş yüz yılda, Almanlar, İngilizler, Fransızlar ve Ruslarla birlikte dünya tarihini şekillendiren beş dünya aktöründen biri olduğumuzu da.... dünyanın geleceğinin şekillendirilmesinde Osmanlı'nın adalet, ahlak, estetik ilkelerini yeniden hayata geçirecek tarihî derinliğe, kültürel zenginliğe sahip barış ve sulh düzeninin anahtarlarının bizim elimizde olduğunu dagöremeyen zavallı, acınası, zihin körlüğü ve zihnî sömürgeleşme yaşayan bu entelijansiya, hükümetin, pergel metaforundan hareketle, Türkiye'nin bu tarihî derinliğini harekete geçirerek dünyanın belli başlı havzalarına aynı anda açılan ufkunu, merkez ülke olma iradesini idrak edemiyor ve entellektüel zavallılığını, teslimiyetçiliğini, ufuk darlığını gözler önüne seren bir primitiflikle "Türkiye eksen değiştiriyor" diye arabesk ve eurobesk ağıtlar döktürmekten kendini alıkoyamıyor... |