Truva atı Anadolu’da yaşayan bir efsanedir. Efsaneye göre birbirine düşman olan iki uygarlık Akalar ve Troyalılar yıllarca savaşmış ancak bu savaştan bir sonuç çıkmamıştır.
Sonunda Akalar Troya surlarının önünde büyük bir tahta atı geri bırakarak çekilirler. Truvalılar savaşı kazandıklarını düşünür ve ganimet olarak gördükleri tahta atı şehirlerine alarak zaferi kutlamaya başlarlar. Troyalılar eğlenceye dalmışken önceden büyük tahta atın içinde gizlenmiş olan Aka savaşçıları ortaya çıkar ve geri çekilen kuvvetlerinin dönmesi ile de Troya savaşı kaybeder.
Bugün Yemen’de yaşananlar binlerce yıl önce Anadolu’da yaşanmış bu efsanevi savaşı andırıyor. Ancak Yemen’de bir tahta at yok, çünkü Yemen’in kendisi bir tahta at gibi kullanılmaya çalışılıyor. Yemen’deki taraflar Truva efsanesindeki gibi net değil. Orada iki taraf Aklar ve Truvalılar söz konusu iken Yemen’de çok taraf var. Doğrudan savaşanlar ve savaşanlara vasilik yapanlar var.
Husiler, Cumhurbaşkanı Hadi’ye bağlı güçler, Güney Hareketi, Müslüman Kardeşler, El Kaide savaşın içinde olan taraflar. Birde onların ardında yer alan bir nevi vasiliklerini yapan İran ve onun karşı safında yer alan Suudi Arabistan, körfez ülkeleri, ABD hatta Avrupa var. Taraflardan hangisinin bu mücadeleyi kazanacağı belirsiz ama mücadele savaşa dönüştükçe kaybedenin Yemen olacağı açık bir gerçek olarak ortaya çıkıyor.
Yemen öteden beri yoksul ve devlet düzeni zaaf içindeydi. Şimdi savaşın yıkıcı etkisi ülkedeki yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor. Yemen halkını zora soktuğu için akaryakıt zamlarını, kötü yönetimi isyan gerekçesi yapan Husiler, itirazlarını iç savaşa dönüştürünce verdikleri zarar zamlardan ve kötü yönetimin verdiği zararlardan fazla oldu. Bu zararları onarmak için bir arayış içine giren Husiler İran’dan destek buldular.
Bu destek, ayrıntıları Ensarullah Hareketi Siyasi Konsey Başkanı Salih es-Sammad’ın 1 Mart tarihinde başladığı İran ziyareti sonrası yaptığı basın toplantısında belli oldu.
Yemen’in siyasi sorunları haricinde ciddi bir enerji sorunu da var. Zaten ülke için yetersiz olan enerji tesisleri sık sık sabote ediliyor. Bu da ülkedeki çatışma ortamının sivil halka çıkan faturasını daha da büyütüyor.
İran’ın bir yıl boyunca petrol temin etmesi, bunun yanı sıra gaz ve motorinle çalışan 165 megavat gücünde elektrik üretim santrali kurması, Marib ilindeki birinci gaz istasyonuna gerekli bakımı yapması ve Marib-Sana elektrik hattını tamir etmesi Yemen’deki ender olumlu gelişmelerden birisi olacak.
İran’ın desteği bunlarla da kısıtlı değil. Sammad İran’la varılan anlaşmanın Aden, el-Hudeyde ve Taiz iline bağlı el-Maha kentinde bin 200 megavat gücünde elektrik üretim santrali kurma projesini araştırmak için İran'ın, Yemen'e teknik heyet göndermesini, Hudeyde limanını geliştirme ve genişletmeyi, deniz taşımacılığında iki ülke arasındaki işbirliğini güçlendirmeyi, Yemen'e gerekli makine ve malların alımı için kredi tahsisini de kapsadığını kaydetti.
Tüm bu destek ve yatırımların Yemen’e olumlu etki etmesi için iki konuda hassas davranılması gerekiyor. İlki yardım ve destek programının sadece Husi hâkimiyetindeki bölge ile sınırlı olmaması. Diğeri ise bu yatırım ve desteklerin Husi muhaliflerince sabote edilmemesi.
Bu koşullar sağlandığında; hem taraflar arasında yapıcı bir diyalog kurulmasının önü açılacak, hem de durumu giderek daha da kötüleşen Yemen halkının durumu bir nebzede iyileşebilecektir. Her fırsatta İslam adına hareket ettiğini söyleyen tüm taraflar, silahlanmaktan birbiriyle savaşmaktan bir an önce vazgeçmelidir.
Husiler de onları kendilerine hasım olarak gören Sünniler de İslam ahlakının özünde, ihtilaf ve ayrılıkları değil, inanç birliğini ve ortak değerleri temel alan bir anlayış olduğunu unutmamalı. Müslümanlar ittifakta birbirlerini desteklemeli, ihtilaflı konularda da hoşgörülü olmalı, anlayışlı davranmalılar.
Yemen’deki her Müslüman birbiriyle selamlaşsın, birbiri ile sohbet etsin. Birbirine hoşgörü göstersin. Mezhepsel veya aşiretsel uzlaşmazlıklar son bulsun. Ve tüm Müslümanlar, elbirliği yaparak, tevazu ve hoşgörü içinde, Allah'a daha çok yakınlaşmak, O'nun dinine daha çok hizmet etmek için çalışsınlar. Ve Allah'ın bizlere verdiği şu emri hiçbir zaman unutmasınlar:
“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” (Al-i İmran Suresi, 103)
Adnan Oktar'ın National Yemen'de yayınlanan makalesi:
http://nationalyemen.com/2015/03/22/yemen-must-not-become-a-trojan-horse-on-the-arabian-peninsula/