Hayatta olmanız için gereken enerji hücrelerinizdeki mitokondri denilen santrallerde üretilir.
Buradaki santral benzetmesinin abartılı olmadığı mitokondride gerçekleşen işlemler incelendiğinde açıkça görülecektir.
Hücrede enerji üretilmesinde başrolü oksijen oynar. Oksijenin pek çok yardımcısı vardır. Enerji üretiminin hemen her basamağında birçok farklı enzim devreye girer. Bir basamakta görevini tamamlayan enzimler son derece bilinçli bir hareketle, bir sonraki basamakta yerlerini başkalarına devrederler. Böylece, onlarca ara işlem, bu işlemlerde devreye giren yüzlerce farklı enzim ve sayısız kimyasal reaksiyon sayesinde besinlerde depolanan enerji, hücrenin işine yarayacak hale getirilir. Bu enzim değişiklikleri sırasında hiç karışıklık çıkmaz, sıralamada hiçbir şaşma olmaz; tüm elemanlar çok disiplinli bir ekip şeklinde çalışmalarını sürdürürler.
Bu haliyle, milimetrenin 100'de biri kadar olan hücrelerimizin içindeki "enerji santrali"nin, bir petrol rafinerisinden ya da bir hidroelektrik santralinden daha kompleks olduğunu söyleyebiliriz. Bir petrol rafinerisi, petrolün ne olduğunu bilen, ham petrolü laboratuvar şartlarında analiz etmiş ve bu teknik bilgiler ışığında hareket eden mühendisler tarafından inşa edilir ve işletilir.
Petrolün ne olduğunu bilmeyen insanların bir petrol rafinerisi inşa edebileceklerini düşünmek ise imkansızdır. Petrol üretiminden çok daha kompleks olan canlı hücresindeki enerji üretimi de aynı şekilde bilgi gerektirir. Ama bir hücrenin öğrenme kabiliyetinin olduğunu öne sürmek elbette ki gülünçtür. Bu durum, hücrelerin tesadüfen ortaya çıkmış olamayacaklarının, Allah tarafından bir anda yaratılmış olduklarının delillerinden yalnızca bir tanesidir.
insanmucizesi.com