Yeryüzünde karşılaştığımız her canlı, birbirinden çok farklı özelliklere sahiptir. Kimisi sıcakta yaşar, kimisi oldukça ilginç yöntemlerle avlanır ve beslenir, kimisi doğar doğmaz ailesinden ayrılır, tek başına yaşamaya başlar. Kimisi denizde yaşar, fakat karadan beslenir. Kimisi ise, yavrularını ve evini korumak için oldukça güçlü ve benzeri görülmemiş içgüdülere sahiptir. Tüm bunlar, yeryüzündeki canlı çeşitliliğinin, sırf bu canlıların görünümlerinden ibaret olmadığını, kendilerine özgü üstün özellikleri de kapsadığını göstermektedir. Onlar, Allah (c.c)`ın özel ilmiyle yarattığı üstün canlılardır.
Bu canlılardan bir tanesi penguenlerdir. Bu canlılar, Allah (c.c)`ın yaratma hikmetlerinden biri olarak soğukta yaşarlar. Vücut sıcaklıkları 40oC, yaşadıkları ortamın sıcaklığı ise -40oC`dir. Penguenlerin derilerinin altındaki yağ tabakası, onların 80oC`lik ısı farkına dayanmalarını sağlamaktadır. Bu yağ tabakası, vücut sıcaklığının dışarıya dağılmasına engel olur. Penguenler, koloniler halinde yaşarlar. Bu birlikteliği sağlayabilmek için öncelikle penguenlerin bir aile kurmaları ve birbirlerini tanımaları gerekmektedir. Koloni içindeki tüm dişiler, 2-3 ay boyunca, eşi ve yavrusu için yiyecek aramaya gider. Bu sırada erkek penguen yavrulara bakar. Bu uzun ayrılık süresi sonrasında koloniye geri dönen binlerce dişi penguenin görünüm olarak birbirinin aynısı olan tüm penguenlerin içinden kendi ailesini tanıması, onların da onu tanımakta hiç tereddüt etmemeleri gerçek anlamda bir mucizedir. Daha da dikkat çekici olanı, yetişkin penguenlerin denize avlanmaya gitmeden önce kolonideki tüm yavruları toplamaları ve onları adeta bir çocuk yuvasındaymış gibi bir arada bırakmalarıdır. Bu, dondurucu soğuğa karşı önemli bir önlemdir. Yavru penguenler birbirlerine sıkıca yaklaşarak ısınırlar.
2 ila 3 ayın geçmesinin ardından anne penguen, yavrusunu bulabilmek için özel bir metod kullanır. Her penguen, döndüğünde sesinin en yüksek tonuyla bağırmaya başlar. Yavru, hiç zorlanmadan annesinin sesini tanıyacak ve onu kısa sürede bulacaktır. Sürekli olarak yavrularını çağıran binlerce penguen arasından, kendi annesinin sesini tanımakta hiç zorluk çekmeyen bu yavru penguen, aslında oldukça üstün bir yeteneğe sahip bir yaratılış harikasıdır. Bu canlıları farklı özeliklerde ve farklı seslerde yaratan da, onlara bu sesleri ayırt etme yeteneği veren de alemlerin Rabbi olan Yüce Allah (c.c)`tır.
Evrimciler, canlıların, tümüyle şuursuz olaylar sonucunda var olduklarını, tesadüfen hayatta kalacak davranışlar ve özellikler kazandıklarını iddia ederler. Ancak tek bir canlının tek bir davranışı, hatta tek bir hücresinin varlığı, evrimciler için tümüyle açıklamasızdır. Bir canlı, sahip olduğu sayısız fonksiyonel özellik ve davranış ile evrim teorisini tam anlamıyla ortadan kaldırmak için yeterlidir. Evrimcilerin, bir penguenin vücut ısısını nasıl ayarlayabildiği, dış etkenlerden nasıl olumsuz etkilenmediği, yavrusuna yemek getirmek için avlanma içgüdüsüne nasıl sahip olduğu ve yavru ve annenin bu yolculuk dönüşünde birbirlerini nasıl tanıyabildikleri gibi konulara getirebilecekleri hiçbir açıklama yoktur. Çünkü açıktır ki tüm bunlar, akılla, ilhamla gerçekleşen, adeta mucize olarak nitelendirilebilecek kadar olağanüstü niteliklerdir. Evrim teorisi, bütün bu gerçekler karşısında hiçbir geçerliliği kalmamış olan ve çok uzun zaman önce rafa kaldırılmış olması gereken büyük bir aldatmaca, çok büyük bir yanılgıdır. Tüm canlıların yaratıcısı Yüce Allah (c.c)`tır ve Allah (c.c) canlıların tümünde, dilediği şekilde bu gerçeğin delillerini sürekli olarak sergilemektedir. İman eden temiz akıl sahipleri, bu delilleri fark eder ve üzerinde düşünürler. Ancak akletmeyenler, hayatları boyunca şüphe içinde kalmaya devam edeceklerdir. Allah (c.c) bu gerçeği şöyle haber vermiştir:
İnkar edenler ise, kıyamet-saati onlara apansız gelinceye veya kesintiye uğramış (akim, verimsiz) bir günün azabı onlara yetişinceye kadar ondan (Kur'an'dan) yana şüphe içinde sür-git kalacaklardır. Mülk, o gün yalnızca Allah'ındır. O, aralarında hükmedecektir. Artık iman edip salih amellerde bulunanlar; nimetlerle donatılmış cennetler içindedirler. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar; artık onlar için aşağılatıcı bir azap vardır. (Hac Suresi, 55-57)