Başbakanlık görevinin Ahmet Davutoğlu’ndan Binali Yıldırım’a geçişiyle beraber AK Parti için yeni bir dönem başladı. Binali Yıldırım bu yeni dönemin “kentselleşme ve globalleşme açısından ve ülkenin altyapısı, ekonomisi, ticari ve dış ilişkilerinin yenilenmesi ve geliştirilmesi açısından yepyeni bir çağ olduğunu” ifade etti.
Yeni Başbakanımız Binali Yıldırım Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak görev yaptığı on iki yıllık dönemde oldukça faaldi. Son derece çalışkan ve ekibiyle uyumlu çalışan bir siyasetçi olarak hedeflerini azimle hayata geçirdi ve önemli projelerin zamanında tamamlanması için ciddi çaba harcadı. Sakin kişiliği ve nüktedan üslubuyla da iyi tanınan Binali Yıldırım’ın görev yaptığı dönemde tamamlanan projelerden bazıları şöyledir;1
Bu liste elbette çok daha uzun. Yeni Başbakan olarak görev yapacağı dönemde de Sayın Yıldırım’ın özellikle ekonomi üzerine odaklanacağını tahmin etmek zor değil. MKYK (Merkez Karar Yönetim Kurulu) üyelerinin çoğunluğu ekonomi kökenli. Türkiye’de radikal ekonomik reformlar yapılması üzerinde duruluyor. Yeni Başbakanımız Türkiye’nin büyümesi ve yatırımların artması için çalışırken, üniversitelere yönelik de ek tedbirler alınacak ve yabancı öğrenci sayısı arttırılarak Türkiye’ye kaliteli iş gücü akışının teşviki sağlanacak.
Başbakan Yıldırım’ın verdiği demeçlerden yabancı politika konusunda da Türkiye’de önemli gelişmelerin kaydedileceği anlaşılıyor. Bir konuşmasında Başbakan Yıldırım şöyle söylüyor:
“...dostlarımızın sayısını artıracağız, düşmanlarımızın sayısını azaltacağız. Çünkü biz tarih boyunca hep ezilenlerin mazlumların yanında yer almış bir milletiz. Tarih bize bölgede bugün çok önemli sorumluluklar veriyor. Bu sorumluluğu ya bugün yaparız, yerine getiririz ya da yaşanacak hayal kırıklığının vebalini tarih boyunca gönlümüzde hissederiz.”2
Bunlar çok güzel gelişmeler elbette ki ancak Türkiye’nin öncelikli olarak komşu ülkelerle ilişkilerini geliştirmesi, özellikle de uzun soluklu eski dostu Rusya gibi problem yaşadığı ülkelerle ilişkilerini normalleştirmesi önemlidir. Buna ek olarak, Türkiye ile İran, bölgenin iki etkili ülkesi olarak karşılıklı işbirliği yapmanın en iyi yolunu bulmalıdırlar. Bunu sağlamak için iki ülke arasındaki ziyaretler arttırılabilir, her iki tarafın da çıkarlarına uygun işbirliği anlaşmalarına imza atılabilir. Bu iki güçlü müttefik karşılıklı olarak vizeleri de kaldırmalıdırlar.
Zaman geçiyor, dünya değişiyor
Hükümetler ve politikacılar sürekli değişir ancak dostluk ve kardeşlik daim kalır. Bazen politikacılar tarihin tekrar ettiğini düşünüyorlar. Oysa tekrar etmiyor, tersine yaşadığımız dünya sürekli değişiyor. İçinde bulunduğumuz sistemler de zaman geçtikçe değişim gösteriyor. Eğer politikacılar kendilerinden önceki politikacıların düştüğü hatalara düşer de geçmişin ön yargılarının etkisinde kalıp duygusal davranırlarsa başarısız olmaya mahkum olurlar. Dünyamız her zaman olumlu yönde değişerek yüzünü parlak bir geleceğe doğru çevirmelidir. İçinde bulunduğumuz çağ bilim, sevgi, akıl, iman ve dayanışma çağıdır. Bunları yapmadan başarılı olmanın başka bir yolu bulunmamaktadır.
1- www.ensonhaber.com/binali-yildirim-demek-proje-demek-2016-05-19.html
2- www.bbm.gov.tr/Forms/pgNewsDetail.aspx?Id=%2015920&Type=2
Adnan Oktar'ın Tehran Times'da yayınlanan makalesi:
http://www.tehrantimes.com/news/403093/Winds-of-change-in-Turkey