Hz. Mehdi (a.s.) Devrinde, İslam Resulullah (s.a.v.)'in Devrindeki Gibi Yaşanacaktır
ucgen

Hz. Mehdi (a.s.) Devrinde, İslam Resulullah (s.a.v.)'in Devrindeki Gibi Yaşanacaktır

53344

* Asr-ı Saadet dönemi ile Hz. Mehdi (a.s.) devri arasındaki benzerlikler nelerdir?

* Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s.) döneminde yaşanacak olan Asr-ı Saadet dönemini nasıl anlatmıştır?

* Sayın Adnan Oktar Hz. Mehdi (a.s.) devrinde İslam dininin Resulullah (s.a.v.) zamanındaki gibi yaşanacağını nasıl açıklamıştır?

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in yaşadığı dönemi tanımlamak için kullanılan Asr-ı Saadet ifadesi kelime olarak “mutluluk çağı” anlamına gelir. Bu dönem, Peygamberimiz (s.a.v.)’in Yüce Allah’tan aldığı vahyi kendi gözetimi ve denetimi altında hayata geçirdiği için, İslam ahlakının yaşanmasında tüm Müslümanların örnek aldığı kutlu bir zamana işaret eder. Asr-ı Saadet devrinde Kuran ahlakı eksiksiz ve mükemmel bir biçimde yaşandığından tüm Müslümanlar için ilk ve en önemli kaynak olarak kabul edilir. Çünkü Asr- Saadet dönemi ilim, ahlak, düşünce ve toplumsal hayatın oluşumunda özel ve belirleyici bir öneme sahiptir ve hayatın her alanına ilişkin örnekler içerir.

Bazı kaynaklara göre; Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e vahyin gelişinden sonraki yıllar,  bazı kaynaklara göre ise “Hulefa-i Raşidîn”denilen dört halife devri ile Emevî halifesi Ömer b. Abdülazîz devrini de içine aldığı iddia edilen bir zaman dilimini kapsayan bu dönem, dünyadaki tüm Müslümanların yüzyıllardır bir benzerini yaşamak ve yaşatmak istedikleri bir devre işaret eder. Ancak Müslümanların özlediği ve beklediği bu dönemin benzeri Allah’ın izniyle sadece günümüzde Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın vesilesiyle yaşanacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu gerçeği şöyle müjdelemiştir:

İnsanlar, balarılarının beyleri etrafında toplanması gibi, HZ. MEHDİ (A.S.)'IN ÇEVRESİNDE TOPLANIRLAR. Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, o adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve bir damla kan bile akıtılmaz. DÜNYA, ADETA ASR-I SAADET DEVRİNE GERİ DÖNER. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

Hz. İsa (a.s.)’ın nüzulü, Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhuru ile yeniden yaşanacak olan bu asr-ı saadet benzeri dönem “Altınçağ”olarak isimlendirilir. Bu dönem Kuran ahlakının tüm dünyaya hakim olduğu din ahlakının hurafe ve bidatlardan temizlenerek “Asr-ı Saadet”dönemine döndüğü, mezheplerin kalktığı, mal, ürün bolluğu ve bereketin olduğu, emniyet, güven ve adaletin temin edildiği, huzur, saadet, her türlü teknolojik gelişmenin insanların rahatı, konforu, neşesi ve mutluluğu için kullanıldığı, ihtiyaç içinde olan kimsenin kalmadığı, isteyene istediğinden sayılmadan, kat kat fazlasıyla verildiği, bir zaman olacaktır. Hadislerde bildirildiği gibi “Altınçağ” silahların susacağı, yeryüzünün özlemini çektiği barışla dolacağı bir zamandır. Altınçağ'da, önceden devletler ve halklar arasında devam eden husumet ve anlaşmazlıklar son bulacak, bu halklar arasında çok büyük bir kardeşlik yaşanacak ve tüm kavgaların yerini barış, dostluk ve sevgi alacaktır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kendi dönemine benzer bir yaşam şeklinin ve Kuran ahlakının hakim olacağı bu dönemi hadislerinde çok detaylı olarak anlatmıştır:

Hz. Mehdi (a.s.) Din Ahlakını Her Türlü Hurafe ve Bidatlardan Temizleyecektir

Günümüzde bazı insanlar, İslam ahlakını öğrenmeye ve uygulamaya niyet ettiklerinde bazı hurafe ve bidatlerle (Bidat: Dinin aslında olmadığı halde, dine sokulan adetler) karşılaşmaktadırlar. Bu hurafe ve bidatler de bu gibi kişilerin İslam ahlakını doğru tanımalarını ve samimi olarak yaşamalarını engellemektedir. Gerçek din ahlakını hiçbir zaman öğrenemediklerinden ve İslam'ı gerçek manasıyla tanımadıklarından İslam dininden uzaklaşmaktadırlar. Aslında insanların uzaklaşmak istedikleri İslamiyet değil, yobaz zihniyettir. İnsanlar en çok "Acaba ben de dinimi yaşamaya başlarsam bu insanlar gibi mi olacağım?" düşüncesiyle çekingen davranmaktadırlar.

Hz. Mehdi (a.s.) din ahlakını bazı cahil kişilerin ve yobaz hocaların yaşadığı bu hurafelerle dolu şeklinden temizleyecek, mezhepleri kaldıracak, dinin Peygamber Efendimiz (s.a.v.) döneminde olduğu gibi Kuran ahlakına göre yaşanmasına vesile olacaktır. İslam dininin gerçekte modernlik olduğunu, bilime, teknolojiye, sanata, estetiğe önem veren, dışa dönük, neşeli, sosyal, aydın ve kültürlü insanlardan oluştuğunu öğretecek ve İslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılacaktır. Bu gerçek hadislerde şöyle haber verilmiştir:

HZ. MEHDİ (A.S.) HİÇBİR BİDATİ BIRAKMAYACAK." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43 )

"HZ. MEHDİ (A.S.) KALDIRMADIK BİD'AT BIRAKMAYACAKTIR. AHİR ZAMANDA AYNI PEYGAMBER GİBİ DİNİN İCABLARINI YERİNE GETİRECEKTİR." (Kıyamet Alametleri, s. 163)

Sayın Adnan Oktar televizyonda canlı olarak yayınlanan bir sohbetinde Hz. Mehdi (a.s.)’ın tüm bidatleri kaldıracağını onun devrinde Asr-ı Saadet Müslümanlığı yaşanacağını şöyle açıklamıştır:

ADNAN OKTAR: “Mehdi (a.s.) hiçbir bidatı bırakmayacak”diyor. Her türlü uydurma ve hurafeyi, yobazların uydurduğu her türlü hurafeyi ortadan kaldırıyor. Hurafe düşmanıdır Hz. Mehdi (a.s.). “Mehdi (a.s.) kaldırılmadık bidat bırakmayacaktır.” Bidat; uydurma ve hurafelere denir. Biliyorsunuz yobazların gıdasıdır hurafe ve bidatlar. “Ahir zamanda aynı Peygamber (s.a.v.) gibi dinin icablarını yerine getirecektir.” Kıyamet Alametleri, 163.“Mehdi (a.s.) bizdendir” diyor Peygamberimiz (s.a.v.).“Benim soyumdandır” diyor.“Allah bu dini nasıl bizimle başlatmışsa, onunla sona erdirecektir.” Bakın Peygamberimiz (s.a.v.) hiç ayrılıktan söz etmiyor. “Benimle başladı, benimle bitecek” diyor.“Benim oğlum da bitirecek”diyor. “Ben başlattım, benim oğlum da bitirecek”diyor. “Ve onlar bizimle nasıl şirkten kurtulmuşlarsa, onunla da (Mehdi (a.s.) ile de) fitneden kurtulacaklardır.” Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Ahir zaman. “Mehdi (a.s.) dini Peygamber (s.a.v.)’in zamanında olduğu gibi aynen uygulayacak, yeryüzünden mezhepleri kaldıracak.” Alevi, Sünni, Bektaşi, Vehhabi, hiçbir şey kalmıyor. “Yeryüzünden bütün mezhepleri kaldıracak, halis, hakiki dinden başka hiçbir mezhep kalmayacak.” Asr-ı Saadet Müslümanlığı dışında bir şey kalmayacak. Muhammed Bin Resul Al - Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, sayfa 186-187. Bakın bu ayetin hükmünü uygulamış olacak, Müminun Suresi, 52-53. “İşte sizin ümmetiniz bir tek ümmettir.” Bir tane ümmet, nerede mezhepler, cemaatler, gruplar? “Bir ümmetsiniz” diyor Allah, tek bir ümmetsiniz. “Ve Ben de sizin Rabbinizim; öyleyse Benden korkup-sakının. Ancak onlar, işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir.” Mezheplere, gruplara ayrıldılar paramparça oldular ve doğru yolda olduklarını düşünüp, seviniyorlar” diyor Cenab-ı Allah. (Müminun Suresi, 52-53) “Ki onlar Kuran’ı parça parça kıldılar.” Kimi Kuran’a bir başka türlü uyuyor, kimi başka türlü uyuyor, kimi başka türlü uyguluyor. Halbuki Kuran bir tane. Ama Cenab-ı Allah ne diyor? “Ki onlar Kuran’ı parça parça kıldılar.” 

Yaptıkları suçu hatırlatıyor Allah. Hicr Suresi, 91. “O dini dosdoğru ayakta tutun.” Bakın, dosdoğru ayakta tutun dini. “Ve onda ayrılığa düşmeyin.”Mezheplere, gruplara ayrılıp, paramparça olmayın.“Ve onda ayrılığa düşmeyin diye dinden Nuh’a vasiyet ettiğini, sana vahyettiğimizi İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi, sizin de içinde teşri ettiği bir hüküm olarak kıldı.” diyor Allah. Bu bütün peygamberler için geçerlidir. “Din bölünmez, mezheplere, gruplara ayıramazsınız”diyor Cenab-ı Allah. “Senin kendilerini çağırdığın şey müşriklere ağır geldi.” “Tek din olsun, mezhepler kalksın” diyecek Hz. Mehdi (a.s.). Bakın ama ona ne yapıyorlar o zaman; “Senin kendilerini çağırdığın şey müşriklere ağır geldi.” “Biz buna alıştık, biz yapamayız”diyorlar. “Biz atalarımıza göre hareket edeceğiz”diyorlar. O diyor ki; sahabe dönemi gibi olacak. “Resulullah (s.a.v.)’in sünnetine tam uyacağız, aynı Resulullah (s.a.v.) dönemi gibi yaşamak istiyoruz” diyecek. “Hayır, biz kabul etmeyiz onu” diyorlar.

Bakın, “Senin kendilerini çağırdığın şey müşriklere ağır geldi.”Nitekim Hz. Mehdi (a.s.)’a karşı ayaklanacaklarını ve yobazların azgınlık göstereceklerini Peygamberimiz (s.a.v.) çok detaylı kapsamlı anlatıyor. Ve bu şahıs, İstanbul’daki bir alim, İstanbul’un azılı yobazı, Hz. Mehdi (a.s.) için; “Bu bizim dinimizi kaldırdı, bu mürted. Bu dinden çıkmış, bizim dinimizi kaldırdı bu adam. Ey Müslümanlar dikkatli olun, dine, İslam ahlakına karşı mücadele veriyor bu”diyor inşaAllah. Bunu İmam-ı Rabbani de naklediyor. “Senin kendilerini çağırdığın şey müşriklere ağır geldi. Allah dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir.” “İçten kendisine yöneleni hidayete erdirir.” Aynı zamanda Hz. Mehdi (a.s.)’a bakan bir ayet çünkü Mehdi  demek, Allah’ın hususi surette hidayete erdirdiği anlamına gelir aynı zamanda.

“Bu Allah’ın Kitab’ı şüphesiz hak olarak indirmesindendir. Kitap konusunda anlaşmazlığa düşenler ise, uzak bir ayrılık içindedirler.” diyor Allah. Bakara Suresi, 176. Halbuki bir tane Kitap var, Kuran’a tam tabi olmak durumundalar. Paramparça oldu ümmet, bunu düzeltecek Hz. Mehdi (a.s.), inşaAllah.(17 Ocak 2011, Kahramanmaraş Aksu TV)

Hz. Mehdi (a.s.) Tüm Mezhepleri Kaldıracaktır

Hz. Mehdi (a.s.), din ahlakını Peygamberimiz (s.a.v.)’in uyguladığı gibi tatbik edecektir. Onun rehberi Allah'ın Yüce Kitabı Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in sünneti olacaktır. Peygamberimiz (s.a.v.)’in uygulamaları, sözleri, açıklamaları ve tavsiyeleri Hz. Mehdi (a.s.)’ın fikri mücadelesinde çok önemli bir yer tutacaktır. Bunun yanı sıra Hz. Mehdi (a.s.), Müslümanlar arasında, sadece vahiy kaynaklı Allah'ın Yüce Kitabı Kuran-ı Kerim ile hüküm ve amel edecektir ve mezhep ayrılıklarını giderecektir.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadisinde bu durumu şöyle açıklamıştır:

"Fütühat-ül Mekkiye" isimli eserinde Muhyiddin Arabi şöyle bildirmektedir: ...MEHDİ, DİNİ PEYGAMBERİN (S.A.V.) ZAMANINDA OLDUĞU GİBİ AYNEN TATBİK EDECEK. YERYÜZÜNDEN MEZHEPLERİ KALDIRACAK. HALİS VE HAKİKİ DİNDEN BAŞKA HİÇBİR MEZHEP KALMAYACAK.  Onun düşmanları içtihad alimlerinin taklid edenleri olacak. Çünkü onlar Hz. Mehdi (a.s.)'ın mezhep imamlarının tersine hükmettiğini gördüklerinde bundan hoşlanmayacaklar, fakat karşı da gelemeyecekler... 

Onun açık düşmanları fukaha (fıkıh alimleri) olacak. Çünkü halk arasında bir imtiyazları kalmayacak. Hatta ahkam hususunda ilimleri de azalacak. Bu imamın gelişiyle alimlerin hükümlerdeki anlaşmazlıkları da giderilecek.. Şayet elinde kılınç (ilim) olmasaydı onun ölümüne fetva verirlerdi. (Kıyamet Alametleri, s. 186-187)

Ayrıca değerli İslam alimi İmam Rabbani Hazretleri bidat ehlinin şimdiye kadar hiç karşılaşmadıkları bu duruma çok şaşıracaklarını, karşı çıkacaklarını, hatta bir kısmının Hz. Mehdi (a.s.)'ın dinlerini kaldırmaya çalıştığını iddia edeceklerini aktarmıştır.

İmam Rabbani bu konuda şöyle bildirmektedir: 

GELECEĞİ VAAD EDİLEN MEHDİ (A.S.) DİNİN TERVİCİNİ  (değerini artırmayı), SÜNNETİN İHYASINI (yeniden canlandırmasını) MURAD ETTİĞİ (istediği) ZAMAN; BİD'AT EHL-İ İLE AMELİ ADET EDİNEN, HASENE ZANNI İLE DİNİ KARIŞTIRAN (dinin aslında, özünde olmayan şeyleri, dinin emri olduğunu zanneden bazı insanlar) HAYRETLE ŞÖYLE DİYECEKTİR:  Bu kimse (yani Mehdi) dinimizi kaldırmak ve şeriatımızı izale (mahvetmek) istiyor. (Mektubat-i Rabbani, 1/535 )

Sayın Adnan Oktar bir sohbetinde bu konuyu şöyle açıklamıştır:

“Hz. Mehdi (a.s), dini Resulullah (s.a.v.)’in zamanında olduğu gibi, aynen tatbik edecek.” Hurafe, yobazlık, üçkağıtçılık yok, o devirde. “Yeryüzünde mezhepleri kaldıracak.” Hanefi, Hanbeli, Maliki, Şafi, Caferi, Şii, hiçbir şey yok. Peygamberimiz (s.a.v.) zamanında mezhep var mıydı? Yoktu. Hz. Mehdi (a.s.) zamanında da yok. “Halis ve hakiki dinden başka hiçbir mezhep kalmayacak. “Düşmanları”, bak düşmanları var, görüyor musun, kimmiş, “ehli içtihat alimlerinin mukallitleri olacak.” Üçkağıtçı hocalar, bir kısım yobaz takımı. “Çünkü onlar Hz. Mehdi (a.s)’ın, imamlarının mezheplerinin tersine hükmettiğini gördüklerinde” yani İmam-ı Malik, İmam-ı Hanbeli, İmam-ı Hanefi, İmam-ı Şafii yahut kimse artık mezhebi. “Mezheplerinin tersine hükmettiğini gördüklerinde, bundan hoşlanmayacaklar.” Ne Hanefi’ye benzeyecek, ne Hanbeli’ye, ne Şafi’ye fakat hepsinden, güzellikleri içinde barındıracak. Ama kusursuz bir din hakimiyeti var. Mezhep yok, aynı Resulullah (s.a.v.) zamanındaki gibi. Hanefi, Hanbeli, Maliki ve Şafiliğin, tam doğru olan kısımlarını alacak. “Fakat karşı da gelmeyecekler.” Arkadaşlarından, çevresinden çekindikleri için, ister istemez hakimiyetlerine boyun eğecekler. Onun açık düşmanları fukuha olacak. Alenen, bir kısım yobaz takımı. Kokmuş yobazlar var ya, onlar. “Çünkü halk arasında bir imtiyazları kalmayacak, hatta ahkam hususunda ilimleri de azalacak. Hz. Mehdi (a.s)’ın gelişiyle alimlerin hükümlerindeki anlaşmazlıklar da giderilecek. Fakihler onun ölümüne fetva verirlerdi lakin Allah onu gücü ve cömertliği ile hakim kılacak. Ondan hem korkacaklar, hem de bir şeyler umacaklar.” Hani köpek olur ya; hem çekinir, hem de yemek verecek mi acaba diye kuyruğunu sallayarak dilini çıkarır, onun gibi. “Kalben ondan nefret edecekler, fakat buna rağmen ister istemez hükmünü kabul edecekler.” (30 Haziran 2011 tarihli A9 TV ve Samsun Aks TV canlı sohbetinden)

Hz. Mehdi (a.s.), İnsanları Allah’ın Birliğine ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in Sünnetine Davet Edecek ve Hak Dini Yaşamalarına Vesile Olacaktır

“Andolsun ki Allah, mü'minlere içlerinden, kendilerinden olan bir elçi göndermekle lütufta bulunmuştur. Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.” (Al-i İmran Suresi, 164) ayetinde haber verildiği gibi Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle Yüce Allah’ın emrettiği gerçek din ahlakı eksiksiz olarak yaşanacaktır. Din ahlakı samimi aslına döndürülecektir. 

Din birliği de olacak, artık ALLAH'TAN BAŞKASINA TAPILMAYACAKTIR.(Sünen-i İbni Mace, cilt 10, Haydar Hatipoğlu, Bab 33, s. 331-335)

SİZİ sünnetime sımsıkı sarılmaya, raşid ve MEHDİ HALİFELERİMİN YOLUNDA GİTMEYE TEŞVİK EDERİM. (İbni Mace, Mukaddime 6, Ebu Davud, Sünnet. 5. Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 139)

Hz. Mehdi (a.s.) Müslümanlar Arasında Birlik ve Beraberliği Sağlayacaktır

Peygamberimiz (s.a.v.), Allah'ın Hz. Mehdi (a.s.)’ı vesile kılarak İslam ahlakını tüm dünyaya hakim edeceğini bildirmiştir. Hz. Mehdi (a.s.)’ın Allah'ın izniyle ahir zamanda ortaya çıkacağı ve İslam ahlakını yeryüzüne hakim kılacağı Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in bir hadis-i şerifinde şöyle haber verilmiştir: 

Allah bizimle insanları nasıl şirk adavetinden (düşmanlığından) kurtararak, onların kalplerine ülfet ve muhabbet yerleştirmiş ve din kardeşi yapmışsa, HZ. MEHDİ (A.S.) İLE fitne adavetinden kurtaracak ve KARDEŞ YAPACAKTIR. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, Ali b. Hüsameddin el-Muttaki, s. 20)

“... kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı...” (Al-i İmran Suresi, 103)

ACEM (ARAP OLMAYAN) VE ARAP MİLLETLERİ ARASINDA ÜLFET VE MUHABBET YERLEŞİR. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 66)

Hz. Mehdi (a.s.) devrinde Kur'an-ı Kerim'e gereken önem verilecektir. Bu devirde Kuran ara sıra bakılan, anlamı düşünülmeden okunan bir kitap olmaktan kurtarılacak, hayatın her safhasını düzenleyen tek kaynak olacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) din ahlakını, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanındaki gibi tatbik edecektir.

“... birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık.” (Hucurat Suresi, 13)

Sayın Adnan Oktar 8 Kasım 2010 tarihli Kahramanmaraş Aksu Tv’deki canlı sohbetinde Hz. Mehdi (a.s)’ın zuhuru ile din ahlakının, Peygamberimiz (s.a.v.) dönemindeki gibi tek bir din olacağını, Müslümanların yeniden birlik ve beraberlik içinde olacaklarını şöyle açıklamıştır:

“Mesela dört tane hak mezhep var: Hanefi, Hanbeli, Maliki, Şafii. Dördünün de  helalleri, haramları ayrıdır, ibadet şekilleri ayrıdır. Ama ana noktalarda ittifak vardır tabii. Ama ayrıldıkları noktalar da çoktur. Neden? Mehdi (a.s.) çıkmadı da onun için, zaruri olduğu için. Yoksa din bir tane olunca, helaller haramlar da bir tane olur. Her mezhebin helali, haramı, ibadeti ayrı olur mu? Mesela dört hak mezhepte, Hanefi’de de, Hanbeli’de de, Maliki’de de, Şafi’de de ibadet şekilleri ayrı, abdesti bozan konular ayrı, abdest gerektiren konular ayrı, namazın farzları, vacipleri ayrı, yenecek yiyeceklerde helaller, haramlar ayrı. Yani ayrı ayrı ayrı, hep ayrı, Hz. Mehdi (a.s.) çıkmadığı için. Hz. Mehdi (a.s.)’ın ne kadar zaruri olduğunu burada görüyor muyuz? Çünkü Hz. Mehdi (a.s.) çıktığında birlik oluyor, tek din oluyor. Bütün Müslümanlar aynı helalleri, haramları biliyor. İbadetlerin hepsi aynı. Namazların farzları, vacipleri aynı oluyor. Hiçbir farklılık olmamış oluyor. Bu yönden de Hz. Mehdi (a.s.)’ın acil olduğu açıkça görülüyor.

Sayın Adnan Oktar İslam Ahlakının Getireceği Samimi Neşeyi Bir Sohbetinde Şöyle Tarif Etmiştir:

İnsanlar psikolojik olarak dengeli olacak. Mesela dışarıdaki her insana güvenebileceksiniz. Yani konuşmasına, üslubuna, kişiliğine, şahsiyetine güveneceksiniz. Eğlencenin en güzeli olacak, gençler eğlenemeyeceğiz zannediyorlar. En mükemmel eğlenceyi onlar yaşayacaklar, yaşlı da eğlenecek, genç de eğlenecek, ama Allah’la iç içe. Allah’ı kalplerinde yoğun olarak yaşayarak. Allah’ın varlığını kalplerinde yoğun olarak yaşatarak, Allah’a yakın bir muhabbetle bunu elde edecekler inşaAllah. Dolayısıyla Allah aşkıyla eğlenmek ayrıdır, neşe ayrıdır; Allah’ı unutmuş eğlenme ayrıdır. Allah’ı bilen eğlenme olacak. (30 Nisan 2010 tarihli HarunYahya TV’deki canlı sohbetten)

Hz. Mehdi (a.s.) İslam Ahlakının Dünyaya Hakim Olmasına Vesile Olacaktır

Yüce Allah pek çok Kuran ayetinde kulları için seçip beğendiği dinini yeryüzünde hakim kılacağını bildirmiştir. 1400 yıl önce Peygamberimiz (s.a.v.)’in samimi bir çabayla tek başına başlattığı tebliğ faaliyeti bugün tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Allah’ın izniyle çok yakın bir zamanda, Hz. Mehdi (a.s.)’ın vesilesiyle hak din olan İslam, Peygamberimiz (s.a.v.)'in dönemindeki şekliyle yaşanacak, Kuran ahlakı insanlar arasında hakim olacaktır. Rabbimiz, Nur Suresi'nin 55. ayetinde bu vaadini şöyle bildirmiştir:

“Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara vaad etmiştir: HİÇ ŞÜPHESİZ ONLARDAN ÖNCEKİLERİ NASIL 'GÜÇ VE İKTİDAR SAHİBİ' KILDIYSA, ONLARI DA YERYÜZÜNDE 'GÜÇ VE İKTİDAR SAHİBİ' KILACAK, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.” (Nur Suresi, 55)

Yüce Allah’ın Kuran’da İslam dinini hakim kılacağını bildirdiği diğer ayetlerden bazıları şunlardır:

“... "Şüphesiz ARZ'A SALİH KULLARIM VARİSÇİ OLACAKTIR" diye yazdık.” (Enbiya Suresi, 105)

“Ve onlardan sonra SİZİ O ARZA MUTLAKA YERLEŞTİRECEĞİZ...” (İbrahim Suresi, 14)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de dünyanın son dönemi olan ahir zamanda İslam ahlakının yeryüzünde Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle hakim olacağını şöyle müjdelemiştir:

Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendir. YERE beşinci olarak EHLİ BEYTİMDEN BİRİ SAHİP OLACAK. YANİ MEHDİ. (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)

MEHDİ tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi DÜNYAYA HÜKMEDECEKTİR. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

Ümmü Seleme'nin rivayetlerine göre, HZ. MEHDİ, İSLAM’I YERYÜZÜNÜN DEĞİŞİK BÖLGELERİNDE HAKİM KILACAKTIR. (İmam-ı Rabbani, Mektubat, I: 565)

Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s.)’ın İslam dinini Asr-ı Saadet dönemindeki gibi şirkten ve fitneden arındıracağını bildirmiş ve İslam dinini kendi dönemindeki gibi ayakta tutacağını belirtmiştir:

Naim b. Hammad Hz. Ali'den rivayet etti. Peygamberimiz buyurdu ki;

Mehdi bizdendir. (Soyumuzdandır) Allah bu dini nasıl bizimle başlatmışsa onunla sona erdirecektir. Ve onlar bizimle nasıl şirkten kurtulmuşlarsa, onunla da fitneden kurtulacaklardır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 20)

Hz. Peygamber (s.a.v.) en başta İslam'ı nasıl ayakta tuttuysa, MEHDİ de en sonunda aynı şekilde İSLAM'I AYAKTA TUTACAKTIR. (El-Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.27) Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 20)

Hz. Mehdi (a.s.) Döneminde Bolluk ve Bereket Olacaktır

Hz. Mehdi (a.s.) döneminde tıpkı Asr-ı Saadet döneminde olduğu gibi ürünlerde ve mallarda görülmemiş bir bolluk olacağı, Hz. Mehdi (a.s.)’ın bu malları insanlara çok cömert olarak dağıtacağı fakat dağıtacak fakir kimse bulamayacağı hadislerde şu şekilde haber verilmiştir:

Ümmetimden Mehdi çıkacaktır. Allah-u Teala Hazretleri, insanları zengin kılmak için onu gönderecektir. O zaman ÜMMETİM NİMETLENECEK, HAYVANLAR BOLLUK İÇİNDE VE ARZIN NEBETATI (BİTKİ, YEMİŞ) ÇOK FAZLA OLACAK, HZ. MEHDİ, İNSANLARA EŞİT ŞEKİLDE BOL BOL MAL DAĞITACAKTIR (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23) .

... O zaman, yer ve gök ehli, bütün yabani hayvanlar, kuşlar, hatta denizdeki balıklar bile onun hilafetiyle sevineceklerdir. ONUN DEVRİNDE, AKAN IRMAKLAR BİLE SUYUNU FAZLA-         LAŞTIRACAKTIR. HZ. MEHDİ HAZİNELERİ ÇIKARACAK (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 36)

EŞYAYI, MALI DAĞITACAK, fakat bolluktan dolayı kabul eden olmayacaktır... (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)

Hz. Mehdi (a.s.) Resulullah (s.a.v.) Dönemindeki Gibi  Adaletle Hükmedecektir

Zulüm ve fıskla dolu olan DÜNYA, o (Hz. Mehdi) geldikten sonra ADALETLE DOLUP TAŞACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

Daha önce zulümle dolu olan DÜNYAYI, ADALETLE DOLDURUR. Adaleti o denli olur ki, uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve bir damla kan bile akıtılmaz. DÜNYA, ADETA ASR-I SAADET DEVRİNE GERİ DÖNER. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

Hz. Mehdi (a.s) Gerçek Demokrasi Anlayışını Öğretecek; Yeryüzünün Barışla Dolu, Güvenli Bir Yer Haline Gelmesine Vesile  Olacaktır

Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (silm'e, İslam'a) girin...” (Bakara Suresi, 208) ayetinde dikkat çekildiği gibi İslam barış ve güvenlik dinidir. Nitekim gerek Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gerekse dört halife ve Endülüs devletinin İslam hakimiyeti döneminde Yahudiler ve Hıristiyanlar huzur içinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Şüphesiz Müslümanların tarihe örnek olan demokrasi, eşitlik ve özgürlük anlayışının kaynağı Kuran ahlakının yaşanmasıdır. Günümüzde Hz. Mehdi (a.s.) da barış ortamının tüm dünyada yaşanması için bu modeli örnek alacaktır.

DÜŞMANLIK VE KİNİ DE KALDIRACAKTIR... Kap su ile dolduğu gibi YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR... Savaş da ağırlıklarını bırakacak. (Sünen-i İbni Mace, Kitabü-l fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab 33, s. 331-335) .

.. Hiçbir kimse arasında bir DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. (Sahih-i Müslim, 1/136)

Ve bütün DÜŞMANLIKLAR, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak KAYBOLUP GİDECEKTİR. (Sahih-i Müslim, 1/136)

(Mehdi) zamanında NE BİR KİMSE UYKUSUNDAN UYANDIRILACAK, NE DE BİR KİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR. (Kıyamet Alametleri, s. 163)

Hz. Mehdi (a.s.) Yüksek Sanat Gücüyle Dünyayı Güzelleştirecektir

Hz. Mehdi (a.s.) döneminde yaşanacak olan Asr-ı Saadet benzeri yaşamın en dikkat çeken özelliklerinden biri de Hz. Mehdi (a.s.)’ın vesilesiyle yüksek sanat gücünün dünyanın her köşesine hakim olacak olmasıdır. Bu dönemde Kuran neşesi, estetik ve güzellik Allah’ın izniyle her yerde hissedilecektir. Bu müjdeli dönem Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadisinde şöyle vurgulanmıştır:

ALEMDE VİRAN BİR YER KALMAYACAK VE HZ. MEHDİ (A.S.) HER YERİ ONARACAK, ABAD (MAMUR VE ŞEN) EDECEK. (El  Mehdiyy-il Mev’ud, c:1, sf. 264)

Sayın  Adnan Oktar Hz. Mehdi (a.s.) zamanında sanata ve estetiğe önem verileceğini şöyle anlatmıştır:

“Mehdiyet devrinde insanların beyinleri berrak hale gelecek. Bir kere mükemmel bir psikolojik tedavi olacak, toplum olduğu gibi psikolojik olarak rehabilite edilecek. İnsanlarda ruh hastalığı kalmayacak, psikolojik bozukluklar kalmıyor. Hz. Mehdi (a.s.), bütün dünyayı tedavi edecektir. Korku hastalığından kurtaracaktır onları, vesvese hastalığından kurtaracaktır, gelecek korkusundan kurtaracaktır ki çok dehşetli bir beladır gelecek korkusu. Tevekkülsüzlük korkusunun acısından kurtaracaktır. Buna benzer yüzlerce psikolojik bozukluktan kurtaracaktır.

Çok sağlam beyinler elde edecektir bir kere. Böyle sevgiyi, dostluğu çok sağlam elde edebilecek beyinler. Sonra bu beyinleri sanata ve bilime yönlendirecek ve bunun sonucunda da mükemmel bir sanat, mükemmel bilim ve mükemmel bir konfor ve modernlik meydana gelecek. Evlerin en güzeli, sokakların bahçelerin en güzeli, kıyafetlerin en güzeli. Mesela şimdi gençler çok güzel giyindiklerini düşünüyorlar. Hz. Mehdi (a.s.) devrinde gerçek güzel kıyafeti görmüş olacaklar. Çünkü Bediüzzaman diyor, “sanatın da üstadıdır” diyor, Hz. Mehdi (a.s.) için, sanatın üstadı. “Sanat, marifet ve ittifak, silahlarımız” diyor. Ama tabii onu anlamazlıktan geliyorlar, “zanaat demek istiyor” diyorlar. Zanaat demiyor Said Nursi, Türkçe’yi çok iyi biliyor “sanat, marifet ve ittifak” diyor, çok net. Marifet nedir? Bir insanın marifetli olması nedir? Yetenek, üstünlük, güç. Tabii. Bir kere mekanların çok güzel olması, sokakların güzel olması, caddelerin, evlerin güzel olması ve tertemiz olması, düzgün ve düzenli olması bile ruhlarda müthiş bir ferahlık meydana getirecektir.

En güzel renkler, en güzel biçimler, en güzel sesler, en güzel yapılar, en güzel hitabet, en güzel konuşma, herşeyin en güzeli hedeflenecektir. Mehdiyet’te hedef zaten, en güzeldir. Güzel değildir sadece bakın, en güzel. Mesela cadde, en güzeli; konuşma, en güzeli; üslup, en güzeli;kıyafet, en güzeli. Çünkü hep “en”de Allah’ın rızası vardır.” (30 Nisan 2010 tarihli HarunYahya TV’deki canlı sohbetten

Peygamberimiz (s.a.v.)’den aktarılan pek çok hadiste, yeryüzünde İslam ahlakının hakim olacağı bir dönemin yaşanacağına işaret edilmektedir. Ahir zaman olarak bildirilen dönem Kuran ahlakının hakim olacağı bu dönemdir. "Altınçağ" ismiyle de bilinen bu dönem, hadislerden de anlaşılacağı üzere yarım yüzyıldan fazla sürecek "Asr-ı Saadet" benzeri bir devir olacaktır. Peygamberimiz (s.a.v.)’in bu devri tasvir ederken cennet benzeri özelliklerle anlatması, bu devre "Altınçağ" ismi verilmesine neden olmuştur. Peygamberimiz (s.a.v.) ahir zamanda Hz. Mehdi (a.s.)’ın vesilesiyle oluşacak bu güzel ortamı şu hikmetli sözlerle tarif etmiştir:

“… KÜÇÜKLER KEŞKE BEN BÜYÜK OLSAYDIM, BÜYÜKLER DE KEŞKE BEN KÜÇÜK OLSAYDIM DİYE TEMENNİ EDERLER... İYİ İNSANLARIN İYİLİĞİ ARTAR, KÖTÜLERE KARŞI BİLE İYİLİK YAPILIR."  (Kitab-ul Burhan Fi       Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)

"Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık." (Kamer Suresi, 49) ayetiyle de buyrulduğu gibi, Rabbimiz herşeyi belirli bir kaderle yaratmıştır. Tüm canlı ve cansız varlıkların kaderi gibi, Hz. Mehdi (a.s.)'ın da kaderi Allah Katında bellidir. Bu mübarek şahsın kimliği, alametleri, ortaya çıkışı, İslam Birliği'ni sağlayışı, İslam ahlakını yeryüzüne hakim kılışı Allah Katında yaşanmış ve bitmiştir. Dolayısıyla, Peygamberimiz (s.a.v.)'in gelecekte gerçekleşeceğini haber verdiği tüm ahir zaman alametleri aslında o dönemde olup bitmiştir. Yani, Peygamberimiz (s.a.v.) döneminde de  Hz. Mehdi (a.s.) dünyaya gelmiş, yaşamış, tüm faaliyetlerini gerçekleştirmiş ve vefat etmişti. Hatta Hz. Mehdi (a.s.)’ın yaşamının her anı Hz. Adem (a.s.) zamanında da yaşanmış ve bitmişti. Hz. Musa (a.s.) döneminde, Hz. Yusuf (a.s.) döneminde, Hz. Nuh (a.s.) döneminde, Hz. İsa (a.s.) döneminde de Hz. Mehdi (a.s.) görevini yerine getirmiş ve bitirmişti. Rabbimiz'in takdir ettiği vakit geldiğinde, ahir zamanda yaşayan insanlar da bu kutlu olayları izleyecek ve tüm bunlara tanıklık edeceklerdir.

Rabbimiz kaderde kimi takdir etmişse Hz. Mehdi (a.s.) odur. Hz. Mehdi (a.s.), Yüce Allah'ın Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e 1400 yıl önce bildirdiği, Peygamberimiz (s.a.v.)'in fiziksel ve diğer özelliklerini, faaliyetlerini, hizmetlerini ve dünyada bıraktığı etkiyi bildirdiği mübarek kişidir. Bu özelliklerin taklit edilmesi, çaba harcanarak kazanılması kesinlikle mümkün olmadığı gibi, Hz. Mehdi (a.s.)'ın çalışmalarının durdurulması da Allah'ın izni ile imkansızdır. Hz. Mehdi (a.s.), Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)'in de haber verdiği gibi tüm hizmetlerini yerine getirecek ve Allah'ın izniyle Kuran ahlakını tüm dünyaya hakim kılacaktır. Bu, Allah'ın belirlediği bir kaderdir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bu gerçeği şöyle müjdelemiştir:

“KIYAMETİN KOPMASI İÇİN SADECE BİR GÜNDEN BAŞKA VAKİT KALMAMIŞ DA OLSA, Allah benim Ehl-i Beytimden (soyumdan) BİR ZATI GÖNDERECEK, yeryüzü zulümle dolduğu gibi, o yeryüzünü adaletle dolduracaktır.” (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)

Asr-ı Saadet Döneminin Yeniden Yaşatılması Hz. Mehdi (a.s.)’ın Kaderindedir

... O zaman, yer ve gök ehli, bütün yabani hayvanlar, kuşlar, hatta denizdeki balıklar bile onun hilafetiyle sevineceklerdir. 

(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 36)

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER