8 yıllık Maliki dönemi süresince sıkıntılı ve gerilimli olarak ilerleyen Türkiye-Irak ilişkilerinde, Eylül ayı başında yeni hükümetin kurulması ile önemli bir iyileşme sürecine girildi.
Bilindiği gibi Maliki hükümeti döneminde, Türk yetkililer Irak yönetimini Sünni azınlığı adaletsiz biçimde dışlamakla, muhaliflere karşı baskı ve şiddet politikası kurmakla, Esed rejimini desteklemekle suçlarken, Nuri Al Maliki de Sünni muhaliflere destek vermesinden ötürü Türkiye'den rahatsız bir tutum içerisindeydi.
Bunlar ve benzeri faktörler iki ülke arasındaki ilişkilerin inişli çıkışlı istikrarsız bir grafik izlemesine yol açmıştı.
Haydar El Abadi'nin göreve gelmesi siyasi çevreler tarafından Irak-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirildi. Irak'ta yeni hükümetin kurulmasının hemen ardından karşılıklı yürütülen temaslar Maliki döneminde oluşmuş buzdan duvarların çözülmeye başladığının işaretlerini verdi.
Kasım ayı başında Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi'nin Türkiye ziyareti yeni Irak hükümetinin iki ülke ilişkilerini onarma arzusunun bir göstergesi olarak algılandı.
Caferi'nin ardından Başbakanımız'ın da Irak'a bir ziyaret düzenleyerek hem Başbakan Abadi hem de Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile görüşmeler yapması Irak hükümetinin iyi niyet mesajlarına olumlu bir karşılık niteliğindeydi.
Son olarak Abadi'nin geçtiğimiz Ankara ziyareti de Maliki döneminde yaşanan kriz döneminin sona erdiği ve Irak-Türkiye arasında yeni bir sayfa açıldığının habercisiydi.
Karşılıklı ilişkilerin düzelmesinde ve sağlamlaşmasında her iki ülkenin de çıkarları olduğu kuşkusuz. İhracatı neredeyse tamamen petrole dayalı Irak, son petrol krizinden ciddi anlamda etkilendiği için bir çıkış yolu arıyor. Bu noktada Türkiye ile olan ticareti çok önemli. Kısaca Türkiye'ye ihtiyacı var.
Ne var ki aynı durum Türkiye için de geçerli. Irak, Almanya'dan sonra Türkiye'nin ihracat hacminin en büyük olduğu 2. ülke. 1 milyon 800 bin dolarlık ihracatın kaydedildiği 2004'lerden bu yana düzenli yükselen Irak'a ihracat hacmi 2013 yılında 12 milyon dolar seviyelerine ulaştı.
Ancak Maliki'nin Petrol Bakanı'nın 2014 Haziran'ında "Türk firmalarıyla çalışılmayacak" talimatının ardından ihracat rakamlarında ciddi bir düşüş yaşandı. Ağustos ayında Irak'a yapılan dış ticaret 646 milyon dolara düşerken Haziran ayından beri Irak cephesindeki kayıp aylık bazda 500 milyon doları buldu. Türkiye'nin dış ticaret hacmi sıralamasında Irak, İngiltere'nin ardından 3. sıraya düştü. Sonuç itibariyle Irak'la olan dış ticaretimiz Türkiye ekonomisinde ciddi bir yer tutuyor.
Aynı durum Irak için de geçerli. Enerji bakımından dünyanın en zengin kaynaklarından birine sahip olan Irak'ın Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olması ona, doğalgaz ve petrolünün küresel pazarlara açılmasında çok önemli bir coğrafi avantaj sağlamakta. Nitekim Irak Başbakanı Abadi de Irak petrollerinin Türkiye toprakları üzerinden dünya pazarına ihraç edilmesi konusundaki arzusunu bizzat ifade etti.
Enerji konusundan sonra Irak'ın Türkiye'ye bağımlı olduğu en önemli konulardan biri de su konusu. Bu konuda da Türkiye önemli bir adım atarak geçtiğimiz ay Dicle ve Fırat nehirlerinin sularının paylaşımı konusunda Irak'la bir işbirliği anlaşması imzaladı.
Türkiye ziyaretinde Başbakan Abadi, Irak'ta IŞİD tehdidinin olmadığı 14 il daha bulunduğunu belirterek işadamlarına bu kentlere yatırım yapması çağrısı yaptı. Irak halkı giyim, kuşam, yemek gibi pek çok yönden kendini Türk kültürüne yakın hissettiği için bu sektörlerdeki ithalatın büyük bölümü Türkiye'ye endeksli. Nitekim Barzani bir açıklamasında, "Türkiye'den ithalat kesilirse 3 günlük stoğumuz kaldı" şeklinde konuşmuştu.
Aynı şekilde, Irak halkı yabancı şirketlerden çok Türk şirketlerinin ülkede yatırım yapmalarını istiyor. Gelecek 5 yıl içinde ülkede 200 milyar dolara yakın bir yatırım yapılmasını planlayan Irak hükümetinin yalnızca 2015 için ayırdığı altyapı yatırım bütçesi 30 milyar dolar. Başta inşaat sektörü olmak üzere Türk firmalarının bu yatırımlarda yer almaları Türkiye açısından çok önemli bir gelir kaynağı demek.
Bir yandan da Türkiye-Irak arasındaki geçişi kolaylaştıracak 3600 metrelik iki ayrı tüpten oluşan Gali-Zakho tünelinin 2015 yılında tamamlanması planlanıyor. Bu sayede çok daha rahat, güvenli ve hızlı hale gelecek karşılıklı ticaretin de büyük ölçüde artması bekleniyor.
Buraya kadar doğal kaynaklar, enerji, ticaret ve yatırım alanlarındaki işbirliğinden kaynaklanacak karşılıklı fayda ve çıkarları çok temel ana başlıklarıyla ele aldık. Ancak unutulmaması gereken tüm bu fayda ve çıkarların iki ülke açısından bir amaç değil, yalnızca iki kardeş toplumun huzur, mutluluk, güvenlik, refah, dostluk ve birlikteliği için sadece bir araç olduğudur. Bu iki güçlü ülkenin mezhep ayrımı gözetmeksiniz yakın bir dostluk ve işbirliği içine girmesinin bölge açısından önemli bir örnek oluşturacağı ve yeni ortaklıklara fırsat vereceği açıktır.
Adnan Oktar'ın Daily Mail'de yayınlanan makalesi:
http://dailymailnews.com/2015/01/18/a-new-leaf-in-turkish-iraqi-relations/