Türk-İslam  Birliği'nin ışığı doğu Türkistan'ı aydınlatacak
ucgen

Türk-İslam Birliği'nin ışığı doğu Türkistan'ı aydınlatacak

38700


Sayın Adnan Oktar bundan kısa bir süre önce yaptığı açıklamalarda, BAV ve Milli Değerleri Koruma Vakfı'nın Türk İslam Birliği'nin kurulması ve zorluk içindeki tüm Müslümanların huzura ve güvenliğe kavuşması için büyük bir kültürel atılıma öncülük yapacağını müjdelemişti. Kamuoyunun, Türk İslam Birliği'nin önemi ve aciliyeti, nasıl bir birlik olacağı, mevcut sorunlara ne şekilde çözüm getireceği gibi konularda bilgilendirilmesini ve bilinçlendirmesini kapsayan bu kültürel çalışma etkilerini göstermeye başladı. Kafkasya'da ve Ortadoğu'da yaşanan hayati gelişmelerin yanı sıra, uzun süredir neredeyse unutulmaya yüz tutan Doğu Türkistan da son dönemlerde Türk basınında yeniden gündeme gelmeye başladı.


Sayın Adnan Oktar Haziran 2008'de Doğu Türkistan Asia RFA radyosuna yaptığı açıklamada şunları söylemişti:

 

Asia RFA: Evet şimdi siz Komünist Çin’in Zulüm Politikası ve Doğu Türkistan kitabınızda da bahsediyorsunuz. Çin’de 49’dan sonra idam edilen kendi vatandaşı dışında Müslümanların sayısı milyonlarla sayılıyor, ama bugün ABD’nin Irak’a girmesi, Afganistan, sonra Filistin meselesi burada biz dünya medyasında görüyoruz. Ama en acı olan bugün Doğu Türkistan’da sadece kitap yazdığı için, şiir yazdığı için içeride olan, idam edilen binlerce insan var. On binlerce insan var, ama dünya sessiz buna.  Neden?

Adnan Oktar: Bu konuda TÜRK İSLAM BİRLİĞİ DÜŞÜNCESİNİ SAVUNAN HERKESİN YERİ YERİNDEN OYNATMASI LAZIM. BİZİM ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE BU YÖNDE BİR ÇALIŞMAMIZ BAŞLIYOR. İlk başta bir Azerbaycan ile başladık. Şimdi sıra Doğu Türkistan’da, DOĞU TÜRKİSTAN’I BASINDA GÜNDEME GETİRECEĞİZ... (Asia RFA, 14 Haziran 2008)


Son birkaç aydır hem Sayın Adnan Oktar'ın konuyla ilgili açıklamaları hem de fahri başkanlığını yaptığı Milli Değerleri Koruma Vakfı'nın çeşitli gazetelere vermiş olduğu Doğu Türkistan konusuyla ilgili ilanlar neticesini vermeye başladı. Basında yeniden Doğu Türkistan'la ilgili haberler yayınlanmaya, halkımız bu topraklarda kardeşlerimizin yaşadığı zorluk ve acılardan haberdar edilmeye başlandı. Bu bilgiler, Türk İslam Birliği'nin kurulmasının ne kadar aciliyetli olduğunu bir kez daha gündeme getirmekte ve bu vesileyle bu yolda atılan adımları hızlandırmaktadır. Allah'ın izniyle Doğu Türkistan'ın refaha ve aydınlığa kavuşması da Türk İslam Birliği sayesinde olacaktır. Türk İslam Birliği'nin kurulmasıyla hem Doğu Türkistan hem de Çin rahat edecek, gerginliğin, korkunun ve endişenin yerini barış, sevgi ve rahatlık alacaktır. Türk İslam Birliği'nin garantörlüğü, Çin'in ülkesinde yaşayan milyonlarca Müslüman ile ilişkilerini kuvvetlendirecektir. Kalben Türk-İslam Birliği'ne bağlı bir Doğu Türkistan'ın Çin'in de menfaatine olduğu açıktır.

 

Adnan Oktar: Doğu Türkistan’a nefis insanlar vardır. Çok temiz ahlaklı, halis Müslümanlar vardır. Kadınlar olsun, gençler olsun bunların hepsi kusursuz bir İslam ahlakına sahiptirler… Türkistan’a gittiğimizde şaşkınlıkla karşılıyoruz olayı, yani son derece dürüst, efendi tertemiz insanlarla karşılaşıyoruz. Komünizm tam aksi etki etmiştir. Bu da Allah’ın bir lütfudur. Yani çok temiz kalmışlardır. İzole kalmışlardır. Ve kimsede onlara zarar verememiştir. BU BİRLİK, TEMİZ BİRLİK BU ÖNÜMÜZDEKİ 10 YIL İÇERİSİNDE 15 YIL İÇERİSİNDE RAHATLIKLA OLUŞACAK GİBİ GÖRÜLÜYOR. (Asia RFA, 14 Haziran 2008)
 
 
Timeturk internet haber sitesi, 23 Eylül 2008




Adnan Oktar: Çin’in artık elini bu ülkeden çekmesi, bu insanları rahat bırakması gerekir. Bir de sürekli adam öldürmek, yazı yazdı diye adam öldürmek, havaya baktı diye, yere baktı diye adam öldürmek. Bu zulüm, en vicdansız insanın bile yapacağı bi şey değildir. Çin bunu yapmakla dünyada küçük düşüyor. Kendini küçük düşürüyor. Her şeyini küçük düşürüyor. Milletini küçük düşürüyor, devletini küçük düşürüyor bunu yapmasın. Bunu bir dürüstlük anlayışı içerisinde, bir akılcılık efendilik anlayışı içinde yapsın, düşünsün. Çekilsin, bıraksın bu ülkeyi, hür olsun Doğu Türkistan. Bakın o zaman dünya Çin’e nasıl açılıyor. Türkiye’nin bakış açısı ne kadar güzel oluyor. Mesela Türkiye’den işçiler gider Çin’e. Çalışmaya giderler, buraya gelenler olur. Bambaşka bir çizgi olur. Ama bu kanayan yara olduğu müddetçe, bütün milletin kalbinde bir öfke oluşacaktır. Yani birçok insan birçok ticaret adamı iş kurmak için Çin’e sırf bu nefretten dolayı gidemiyor. Çünkü bu kadar insanı öldüren, bu kadar cinayet işleyen bir ülkeye, insan göğsünü gere gere gidebilir mi? İnsan kanı dolu yerler. İnsan kanına basarak yürüyeceksin orada Çin’de. İnsan kanının üstünde müslüman yürüyemez. O kanı yerden temizleyecekler. Bu cinayetleri durduracaklar, bu zulüm kalkacak. Bıraksınlar Doğu Türkistan’ı demokratik olsun. Laik olsun. Dünyada bağımsız bir ülke olarak güzel yerini alsın.  Çin bundan kat kat zengin olur. Yani bundan kaybı olur diye düşünmemesi gerekir. Prestij kaybetmez Prestij kazanır bundan. Bu gurur meselesi yapılacak birşey değil. (Asia RFA, 14 Haziran 2008)


Önce Vatan, 23 Temmuz 2008

 


Vakit, 13 Temmuz 2008




Adnan Oktar: Bu birliğin Çin’e de fayda getireceğini Çin’e güzel bir üslupla anlatmak lazım. Yani Çin devletine bunu çok güzel bir üslupla anlatmak lazım. Çin belki bu birliğin aleyhinde olacağını düşünebilir. Çin’in lehine, Çin’i kurtarır bu yani her yönden kurtarır. Askeri yönden de kurtarır, bir saldırıya karşıda kurtarır. Ekonomik yönden de kurtarır. Modernleşmesini sağlar, yazık Çin’de kendi halkı da sürünüyor. Ben görüyorum gazetelerde falan ahır gibi yerlerde yaşıyorlar küçücük. Sürünüyor milleti. O insanlarda ferahlar, rahatlarlar. KENDİ MİLLETİNİN KURTULUŞU İÇİN DE TÜRK İSLAM BİRLİĞİ'Nİ ÇİN’İN DESTEKLEMESİ GEREKİYOR. Bu birlik bir işgal birliği değil, bir egoist birlik değil. Bu bir sevgi birliği bir dostluk birliği ve yardımlaşma birliği ve anlayış hoşgörü, ılımlık birliği ve laik zeminde olacaktır. Yani zemini laik zemine oturacak bu çok önemli. Laik olduktan sonra, barışçıl olduktan sonra, demokrasiyi savunan bir sistem olduktan sonra Çin’in bundan çekinmesi için bir sebep yok. Çin’i de bu konuda ikna etmek için tabi bu daha çok sivil toplum kuruluşlarının çalışmasıyla olabilir biraz. Ama bu yönde bizim bir yoğun bir çalışmamız olacak bu önümüzdeki günlerde yani. ÇİN’İ BU GEREKSİZ KORKULARINDAN KURTARACAK, KLASiK DEVLET POLİTİKALARINDAN VAZGEÇMESİNİ SAĞLAYACAK BİR DÜŞÜNCE BU. Çünkü Klasik devlet politikasında ne yaparsın çıkarı olan bir yer vardır gider orayı işgal edersin. Adamları da ezersin orada yaşarsın. Yani kan emerek yaşamaya gerek yok. Bu sevgiyle olur, dostlukla olur. Yani yarasaya gider kan emerek yaşamak. Çin’e yakışmaz bu. (Asia RFA, 14 Haziran 2008)


Adnan Oktar: Doğu Türkistan’ın kurtuluş vaktinin geldiğine de bu bir işarettir. Yani bu devri çok iyi değerlendirebiliriz artık. Çünkü Doğu Türkistan, dünyanın en temiz müslümanlarının, belki en efendi insanlarının yaşadığı bir yer. En izole, en seçkin insanların yaşadığı bir yer. Ben bunu bizzat kendim müşahede ettim biliyorum yani eminim. O yüzden bu insanların bu zulümden bir an önce kurtarılması son derece hayati yani bütün dünyanın namusudur bu. Bütün dünyanın üzerine düşün bir namus borcudur bu. Mutlaka Çin’in elinden bu büyük Türk devletini kurtarmak gerekiyor. Burada Çin’in müdahalesi hiç bir vicdanın kabul edeceği gibi değil. Yani bıraksın Doğu Türkistan kendi imkanlarıyla kendi devletinde istediği gibi hür yaşasın. Çin ticaret yapmak istiyorsa gelsin ticaretini yapsın. Çin’e Doğu Türkistan’ın saldıracağı bir durum olamaz. E peki nedir istediği Çin’in. Yani ne çıkarı var. Eğer bir çıkar istiyorsa ticaret olabilir bu, yapalım Doğu Türkistan yapsın Çin'le Ticaret yapsın. Sömürmek istiyorsa buna kimse müsaade etmez, bunun dışında bir ülkeyi esir etmenin alemi ne? Yani ne istiyor Çin Doğu Türkistan’dan ve  esir olunca ne geçecek eline. Yani buradan nasıl mutlu olacak bu. Yani ne gibi kalbine bir sevinç verecek. Bir zafer midir bu yani. Bıraksın çekilsin Doğu Türkistan’dan tamamen. Oradaki insanlar hürriyet içinde camilerine gitsinler, fabrikalarına gitsinler. Sohbet etsinler bayram sevincine dönsün. Çin burada bir güzellik yapması gerekir artık. Bunun vakti geldi. Açıkça meydana çıksın ortaya biz burada yanlış yaptık. Bu ülke bağımsızlığı hak eden bir ülke. Biz buraya gereksiz müdahale ettik. Hiçbir amacıda yok hiçbir mantığı da yok. Böyle  21. yüzyıla yakışacak bir şey değil bu. "Biz buradan askerimizi de çekiyoruz. Siyasi baskımızı da kaldırıyoruz. Bu devleti hür ilan ediyoruz" dediğinde, Çin bütün dünyada sevilir. Herkes saygı duyar. Bu güzelliği yapması lazım Çin’in. (Asia RFA, 14 Haziran 2008) 


Türkiye, 7 Eylül 2008






Adnan Oktar: Çin bu soğuk savaş döneminin bu kafasını bırakması lazım. Eğer Doğu Türkistan’dan çekilirse. Bununla ilgili anlaşmalarda yapılabilir. Yani daha fazla onlara elektrik verilebilir, petrol verilebilir. Onları müşkül durumda bırakacak bir şey zaten olmaz. Yani elektriğin satılması, petrolün satılması, enerji satılması onlara zaten İslam ülkelerinin istediği bir şey. Yani bu onların lehine olur. Ucuz da satılır gerekirse. Ama yeter ki bu insanların yakasını bıraksın. Yani istediği petrol olsun, istediği elektrik olsun, istediği doğal gaz olsun ama bunun için bu kadar milyonlarca insanı esir edip ezmenin bir alemi yok. Bu karşılıklı anlaşmalarla da yapılabilir. Mesela Türkiye ile de anlaşma yapabilir. Devletlerle Çin anlaşma yapabilir. Bütün Türk devletleri toplanıp Çin ile bu konuda anlaşmaya varabilir.  Biz seni doğal gaz yönünden, elektrik yönünden enerji yönünden, petrol yönünden tam anlamıyla doyuracağız. Ama sen şu tertemiz insanların bir yakasını bırak bu kadar. Konu bu mesela 50 yıllık anlaşma yapalım denir. Ve hakikaten de satılır petrol. Çin’in istediği petrol olsun. (Asia RFA, 14 Haziran 2008)


Adnan Oktar: DOĞU TÜRKİSTAN, TÜRK DEVLETLERİ VE İSLAM ÜLKELERİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN GAYRET EDECEĞİZ, ama tabi aciliyet var. Öncelik aciliyet bir kere Azerbaycan ile Türkiye’nin birleşmesi, çünkü en müsait konumda şu anda onlar… Ama arkasından Doğu Türkistan acildir. Çünkü esir konumunda. Yani esirlik şiddeti birinci plana alınmayı gerektirir. Çünkü zulüm nerede şiddetliyse, öncelik oraya verilmesi gerekir. Öncelik orada… O yüzden, basın yoluyla bir kere konuyu çok gündeme getirmek, kamuoyuna gözüne gözüne bunu getirmek. Kamuoyu baskısı da Çin’i çok yıldırır. Büyük basında, büyük ilanlarla, büyük haberlerle köşe yazılarıyla, televizyon haberleriyle  köşeye sıkıştırmak o yönde bir çalışmamız olacak bu önümüzdeki günlerde.. (Asia RFA, 14 Haziran 2008)


Önce Vatan, 13 Temmuz 2008




Adnan Oktar: Yapılacak şey kültür. Çok kaliteli bir gençlik yetiştirmek lazım. Çok dindar, şuurlu, anti-Darwinist, anti-marksist, anti-komünist, kafası çok iyi çalışan, profesörler, bilimadamları, doktorlar, hukukçular, Çin bu güce dayanamaz. Yani dayanılamayan güç vardır, kültür. İki büklüm olur onun karşısında. Kültüre çok önem versinler. Benim sitelerime girsinler, bütün kitaplarımı okusunlar, bedava indiriliyor. Hepsini okusunlar çok şuurlansınlar, Çin’in gözünün içine  anlamlı anlamlı baksınlar. Çin geri çekilecektir. Yapamaz yani gücü yetmez. Kültür karşısında hiç bir güç dayanamaz. Yani sen diyorsun ki Güneş doğmuş. Ben inanmam diyor. Perdenin kenarını bir açıyorsun, bir kapatıyorsun bir saniyede bitti. Orada yüz kişi varsa yüzü birden düşer konu kapanır. Darwinizmin olmadığını çok iyi özümsemiş bir Doğu Türkistan gençliği, bunu çok güzel anlatan uzmanlaşmış bir doğu Türkistan gençliği, her gittiği yere bunu anlatırsa, bu izahı anlatırsa Doğu Türkistan zaten bir çelik kale olmuş oluyor. Çin askeri orada gezse ne olur, hoplasa ne olur? Yani böyle aslanın üstüne kuş konmuş gibi oluyor. Yani bütün mesele Doğu Türkistan’ı aslanlaştırmakta onun üstüne 4 tane kargada konsa ama o aslan yine yürür. İstediği kadar yürür yani istediği yere gider. Aradaki kardeşlik bağını güçlendirmek, kültürden taviz vermemek, bu temiz hallerini daha da güçlendirmek. Ve bu şekilde devam etmek. (Asia RFA, 14 Haziran 2008)


Vakit, 7 Eylül 2008
 



Önce Vatan, 9 Ağustos 2008




Asia RFA: Son olarak Doğu Türkistan’lılara ne demek istersiniz? Ne mesaj göndermek istersiniz?

Adnan Oktar: Onlar benim canım ciğerim, muhterem kardeşlerim, çok sevdiğim insanlar ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ ONLARIN KURTULUŞU İÇİN DUA EDİYORUM. Ve gayret ediyorum. Bu önümüzdeki 10-15 yıl onların kurtuluş yılları inşaAllah. BÜTÜN ESİR TÜRKLER, ESİR MÜSLÜMANLAR KURTULACAKLAR İNŞAALLAH. Kendilerini çok iyi yetiştirsinler. Kültürlerini arttırsınlar, imanlarını arttırsınlar, Allah’tan korkularını arttırsınlar. Allah’a sevgilerini arttırsınlar. Anti Darwinist kendilerini yetiştirsinler. Darwinizmin oyunlarını sahtekarlıklarını öğrensinler. Benim sitelerime girsinler, oralara baksınlar. Birbirlerine sevgilerini çok yoğunlaştırsınlar. Dejenerasyona karşı çok titiz olsunlar. Milli kültürü çok sıkı muhafaza etsinler. Gerisine karışmasınlar. Kurtuluşları çok yakın inşaALLAH. (Asia RFA, 14 Haziran 2008)
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER