TRT-2 Bilimsel Yanılgılarla Dolu darwinist Propagandaya Alet Olmaktan Kaçınmalıdır
ucgen

TRT-2 Bilimsel Yanılgılarla Dolu darwinist Propagandaya Alet Olmaktan Kaçınmalıdır

2474
6 Nisan 2003 tarihinde TRT-2 kanalında "Sıradışı Hayvanların Dünyası" adında bir belgesel yayınlandı. Bilimsellikten tamamen uzak bu belgesel, bilinçsizce yapılan bir evrim propagandasından başka bir şey değildi. Yayınlarında son derece titiz ve seçici olması beklenen TRT-2, şaşırtıcı bir şekilde "insanın atası hayvandır, yaşantısı da hayvanlarla benzerdir" gibi bilim dışı bir mesajın aktarılmasına aracı olmuştur.

6 Nisan 2003 tarihinde TRT-2 kanalında "Sıradışı Hayvanların Dünyası" adında bir belgesel yayınlandı. Bilimsellikten tamamen uzak bu belgesel, bilinçsizce yapılan bir evrim propagandasından başka bir şey değildi. Yayınlarında son derece titiz ve seçici olması beklenen TRT-2, şaşırtıcı bir şekilde "insanın atası hayvandır, yaşantısı da hayvanlarla benzerdir" gibi bilim dışı bir mesajın aktarılmasına aracı olmuştur.

Oysa unutulmamalıdır ki bilimsel gerçeklere gözlerini kapatarak bağnazca Darwinizm propogandası yapmakta olan bir kısım çevrelerin hazırladıkları belgeselleri, hiçbir eleme ve düzeltmeye tabi tutmadan yayınlamak, bunun toplum ahlakı üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkileri gözardı etmek, kendi elimizle milli ve manevi değerlerimizi zedelemek anlamına gelecektir.


Belgeseldeki Sosyal Darwinist Mesajlar

Belgesel boyunca geçersizliği bilimsel kanıtlarca defalarca ispatlanmış olan evrim teorisinden, bilimsel bir geçerliliği varmış gibi bahsedildi. Tüm bunların yanı sıra belgeselin yayınlanmasındaki asıl sakınca, belgeselin taşıdığı Sosyal Darwinist mesajlardı.

İnsanın hayvandan evrimleştiğini öne süren evrimciler, insan davranışlarını hayvanların davranış biçimleriyle özdeşleştirerek yorumlarlar. Evrimcilere göre insan davranışlarının kökeninde sözde ataları olan hayvanların birinci dereceden etkisi bulunmaktadır. Örneğin evrimci mantığa göre bir insanın şiddet içeren davranışlar sergilemesi doğaldır, çünkü hayvanlar da hayatta kalmak için şiddet uygulamaktadır. TRT"deki belgeselde ise hayvanların kur yapma gibi birtakım üremeye yönelik davranışları insanlarla birebir karşılaştırılmakta ve davranış biçimleri arasında benzetmeler yapılmaktadır.

Kısacası, belgeselde, insanlara hayvanlara benzer bir yaşam sürmenin hiçbir sakıncası olmadığı telkini verilmektedir.

Bu iddia Darwin"e kadar uzanır. Darwin, 1871"de yayınlanan The Descent Of Man, And Selection In Relation To Sex (İnsanın Türeyişi ve Seksüel Seçme) adlı kitabında, hayvanlar için geçerli olanın insan için de geçerli olduğunu iddia etmekteydi. Darwin bu kitabında seksüel seçme kavramını ortaya atarak, bir hayvan topluluğundaki daha güçlü ve gösterişli bireylerin, karşı cins tarafından daha cazip bulunduklarını ve bu yolla daha fazla ürediklerini iddia ediyordu. Bu mantığa göre, kimi erkek kuşların gösterişli renk ve desenleri, dişilerin daha gösterişli erkekleri tercih etmelerinin sonucunda kazandıkları özelliklerdi. TRT 2"de yayınlanan belgeselde de benzer mantıklar insan için öne sürülmüş, örneğin bir erkek tavus kuşunun dişi tavus kuşu ile çiftleşmek için tüylerini açması, insanlarda saçlara verilen önemle özdeşleştirilmiştir.

Ancak bu benzetme konu hakkındaki bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Bu bilgisizlik iki noktada göze çarpmaktadır: İlk olarak insanlarda saça verilen önem Darwin"in seksüel seçme teorisi çerçevesinde ele alınamaz. İkincisi, Darwin"in teorisine örnek verdiği erkek tavus kuşu tüyleri, teoriye destek olmamakta, tam aksine onu çürütmektedir. Darwin, dönemin ilkel bilim olanakları yüzünden tuvus kuşu tüyü üzerinde inceleme yapma imkanı bulamamış, sadece bir varsayımda bulunmuştu. Ancak günümüzde, özellikle elektron mikroskobu sayesinde, tavus kuşu tüyü hakkında artık detaylı bilgiler mevcuttur. Tüylerdeki kompleks tasarım, zaman içinde böyle bir yapıyı kazanmalarının mümkün olmadığını, bir anda yoktan var edildiklerini göstermektedir.


1-İnsanlarda saça verilen önem Darwin"in seksüel seçme teorisi çerçevesinde ele alınamaz.

Darwin"in teorisinin çıkış noktası bazı canlılardaki estetik ve gösterişli yapıların, örneğin gösterişli kuş tüylerinin, cinsiyetler arasında ortaya koyduğu belirgin farklılıktır. Mesela erkek tavus kuşlarında bulunan gözalıcı tüyler dişi tavus kuşlarında bulunmaz. Yanyana duran biri erkek diğeri dişi iki tavus kuşunda bu fark rahatlıkla görülebilir.

İnsanlarda ise saç yapısı cinsiyete göre değişiklik göstermez. Bir erkeğin saç yapısı bir kadının saç yapısıyla tamamen aynıdır. Yani erkek saçlarında gözalıcı renkler, veya desenler yoktur. Bu yüzden söz konusu belgeselde saçlara verilen önemi bilimsel açıdan teoriyle bağdaştırması hiçbir anlam ifade etmemektedir.

TRT-2 nin gözden kaçırdığı önemli bir nokta da, hem seksüel seçme teorisinin hem de genel olarak evrim teorisinin biyolojik yapıların kökeniyle ilgili iddialarıdır. Erkeklerdeki saç modellerinin farklılığı biyolojik bir olgu değildir. Bir ayna karşısında tarakla veya bir berber tarafından makasla ortaya çıkarılmıştır. Buna dair bir "seçim" yapılması, erkeğin biyolojisini hiçbir şekilde etkilemez. Bu, komik denebilecek kadar saçmadır.

Biyolojinin işleyişi ve Darwin"in teorisinin detayları hakkında bilgisiz olduğu anlaşılan belgesel yapımcılarının bir başka hatası da saça verilen önemin insanlarda hem erkeklerin hem de kadınların önem verdiği bir tercih faktörü olduğu konusundadır. Yani bir kadın saçlarına en az bir erkek kadar, hatta daha fazla önem verebilmektedir. Darwin"in teorisi ise sadece dişilerin seçici ve belirleyici olduğu durumları açıklamayı hedefler. Yine tavus kuşlarından örnek verecek olursak seçici olan dişi tavus kuşudur. İnsanlarda ise kadınlar da saç bakımına önem verir ve karşı tarafı etkilerler. Kuşların aksine insanlarda erkekler de saça göre seçim yapabilirler.


2-Tavus kuşu tüyündeki tasarım ve Darwin"in seksüel seçme teorisinin problemleri

Tavus kuşu tüyü üzerinde yaptığı detaylı çalışmalarla tanınan bir bilim adamı Stuart Burgess"tir. İngiltere"deki Bristol Üniversitesi"nde Makine Makine Mühendisliği Bölümü"nde mühendislik tasarımı doçenti olan Burgess, tavus kuşu tüyündeki tasarımı çarpıcı bir şekilde ortaya koymuş, bu tasarımın hiçbir şekilde Seksüel Seçme teorisiyle açıklanamayacağı sonucuna varmıştır i.

Tavus kuşunun tüylerindeki detaylı tasarımı şöyle özetlemem mümkündür:


Tavus Kuşu Tüyündeki Detaylı Tasarım ve Ortaya Çıkardığı Gözalıcı Desenler

Bir erkek tavus kuşu kur yapma sırasında kuyruk tüylerini sergiler ve ortaya muhteşem bir yelpaze çıkarır. Erkek tavus kuşunda her yıl yenilenen yaklaşık 200 kuyruk tüyü vardır. Tüylerden 170 kadarı göz şeklindedir, bunlar "göz tüyü" olarak adlandırılır. Kalan 30 tüy ise yelpazeye son derece estetik bir dış sınır çizen "t tüyleri"dir. Yelpaze oluşturan bu tüy tasarımında gözlerin oldukça düzenli bir yayılım gösterdiği, t ve göz tüylerinin de mikroskobik ölçüde çok karmaşık bir tasarıma sahip oldukları görülür. Gözlerin her biri görünür vaziyettedir, çünkü yelpazede ön sırada kısa tüyler, arka sırada uzun tüyler yerleştirilmiştir.

Bir göz tüyü üzerinde bulunan tüy kıllarının üst kısımda dar aralıklı, alt kısımda geniş aralıklı olduğu görülür. Aşağıdaki kısmın geniş aralıklı olması sayesinde bir kontrast(zıtlık) oluşturularak gözün bulunduğu kısım ön plana çıkarılmış olur. Bir tavus kuşunun tüyündeki renkler özellikle güzeldir çünkü parlak ve gözalıcıdırlar. Bu gözalıcı renklerin bir özelliği, görüş açısına göre değişmeleridir. Burada renkler pigmentlerle (hayvan veya bitki dokularına renk veren madde) değil, ince-film adı verilen ve barbüllerde gerçekleşen optik (görme ve gözle ilgili) bir etki sayesinde ortaya çıkar. Barbüller kuş tüyleri üzerindeki en ince yapılardır ve ancak mikroskop altında görünürler. Yandaki resimde gösterilen bir tavus kuşu tüyü üzerinde kıllar ve her bir kıl üzerinde yaklaşık bir milyon barbül vardır. Tavus kuşunun göz tüyü üzerindeki barbüller, bronz, mavi, koyu mor ve yeşil renklerde görünürler.

Barbüllerde ortaya çıkan ince-film etkisi, yandaki resimde görüldüğü gibi, üç keratin tabakada gerçekleşir. Şeffaf keratin tabakalar ışığı kırar ve kırılan ışığın bazı bileşenlerini tutarlar. Yandaki resimde görülen yumuşak iç kısmın kahverengi renkte olması, keratin katmanlara karanlık tonda bir arka plan sağlayarak ışığın arkaya geçip kaybolmasını engeller. Böylece yansıtılan ışık renkleri ortaya çıkarabilir. İnce-film etkisi üç tabakada aynı anda gerçekleşir ve ortaya değişik renkler çıkar. Keratin tabakaların belli bir rengi üretmesi ancak son derece ince olmaları sayesinde mümkün olur. Keratin tabakaların kalınlığı milimetrenin sadece yirmi binde biri kadardır. Keratin tabakanın bu kalınlığı, en parlak rengi üretmede "optimal" kalınlıktır. Çünkü tabaka kalınlığının, gözle görülebilir ışığın dalga boyunu geçmemelidir.

Göz şeklinin çok önemli bir özelliği de binlerce barbülün bireysel etkilerinin birleştirilmesiyle ortaya çıkan "dijital" bir şekil olmasıdır. Birbirlerinden bağımsız olmalarına karşın komşu barbüller kusursuz bir koordinasyon ortaya koyarak göz şeklini oluştururlar. Birbirinden bağımsız çalışan barbüllerin şaşırtıcı bir özelliği de ortaya çıkardıkları göz şeklindeki simetridir. Eğer bir göz tüyü X-Y analitik düzlemi üzerine yerleştirilirse göz şeklini oluşturan şekillerin, ellipsoid ve cardioid gibi geometrik şekiller olduğu ortaya çıkar. Birbirlerinden bağımsız barbüllerin normalde rasgele ve düzensiz şekiller, dağınık desenler ortaya koymaları beklenir. Ancak yandaki resimde de görüldüğü gibi göz desenindeki geometrik şekiller matematiksel formüllere dayalı özel şekillerdir. Bu şeklin tesadüflerle ortaya çıkmış olma ihtimali, bir stadyumun tribünlerine rastgele dağılan izleyicilerin, giysilerindeki renklerle kusursuz bir Türkiye haritası oluşturması kadar azdır.

Görüldüğü gibi tavus kuşu tüyündeki tasarım son derece komplekstir. Bu komplekslik hakkında hiçbir şey bilmeyen Darwin tüydeki güzelliklerin, daima gösterişli tüylere sahip erkekleri seçen dişilerin seçimi sonucu zaman içinde gelişmiş olabileceğini öne sürüyordu. Yani bilgisizliğe dayanıyordu. Darwin tüylerin, başlangıçta basit görünümlü bir tüy yapısından aşama aşama geliştiğini kabul ediyordu. Ancak tüylerdeki ince-film etkisi düşünüldüğünde böyle aşamalı bir gelişimin sözkonusu olamayacağı görülür: İnce film etkisinde rol oynayan faktörlerden (arka planı oluşturan koyu renk, keratin katmanlar, keratinlerin ışığın dalga boyuna uygun kalınlığı) herhangi birinin eksik olması durumunda, tavus kuşu tüyü bu renkleri ortaya çıkarmayacaktır. Yani bu faktörlerin tümü aynı anda ve kusursuz olarak bulunmalıdır (indirgenemez komplekslik). Bu nedenle de Darwin"in, tavus kuşu tüyünün aşama aşama gelişmiş olduğu iddiası geçersizdir. Tavus kuşu desenleri ancak bilinçli tasarımla yani yaratılışla açıklanabilir.

Bu tasarımın bir başka etkileyici yönü, tüydeki tüm fiziksel yapıların bilgisinin DNA"da saklı olmasıdır. Keratinin katman sayısı ve kalınlığı, barbüllerin sayısı, kahverengi arka plan, kılların arasındaki mesafeler... Tümü DNA"daki bilgiye göre üretilir. Tüm bu güzelliğin, evrimcilerin iddia ettiği gibi rastgele mutasyonlar sonucu ortaya çıkması mümkün değildir. Çünkü laboratuvarlarda yapılan sayısız mutasyon deneyi kesin olarak göstermiştir ki, mutasyonların organizmanın DNA"sına bilgi eklemesi söz konusu değildir. Mutasyonlar etkili oldukları zaman daima anormal yapılar (gözden çıkan bacaklar, fazladan ayak parmağı gibi) ortaya çıkmasına neden olur. Dolayısıyla tavus kuşu tüyündeki tasarımın rastgele mutasyonlarla ortaya çıkması mümkün değildir. Rastgele mutasyonlarla böyle kompleks yapılar ve göz alıcı güzelliklerin ortaya çıkabileceğini kabul etmek; bir köy evinin yağmur, şimşek ve rüzgarla zaman içinde bir saraya dönüşebileceğini kabul etmek kadar mantıksızdır.


Darwin"in Seksüel Seçme Teorisinin Tutarsızlıkları

TRT-2"de bilimsel bir teori gibi ekrana yansıtılan ve insanlardan verilen örneklerle desteklenmeye çalışılan seksüel seçme teorisi, gerçekte hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir varsayımdan ibarettir. Üstelik bu varsayım da gözboyayıcı bir kısır döngüden başka birşey değildir. Seksüel seçme teorisine göre bir dişi bir erkekle belli bir özelliğe, örneğin uzun tüye göre çiftleşebilir. Buna göre uzun süre sonunda seksüel seçmenin belli bir özelliği geniş çapta üretebileceği varsayılır.

Oysa tavus kuşundaki tüylerindeki sayısız detayın, dişinin seçimine bağlı olarak çıktığını kabul etmek, dişinin her bir detayı inceleyip süzgeçten geçirdiğini farz etmeyi gerektirir, ki bu mümkün değildir. Nasıl olur da bir kuş, bir tüydeki şekilleri sahip oldukları simetriye göre seçebilir ve matematiksel denklemlerle sabit güzellikte şekiller oluşmasına yol açabilir? Göz tüylerinin bir tanesini dahi gizli bırakmayacak bir yelpaze nasıl oluşturabilir? Bu yelpazenin tepesindeki estetik t tüylerini nasıl bir sınır oluşturacak şekilde dizebilir? Elbette bunları yaptığını farz etmek saçmadır. Bu saçmalığı üstü kapalı bir şekilde de olsa Darwin de ortaya koymuştur. Darwin, "İnsanın Türeyişi" isimli kitabında, tavus kuşunun erkeğini başka erkeklere göre ancak genel bir kıyas sonucunda tercih edeceğini; insanların bile karşı cinsteki güzellik ögelerini incelemede bu kadar ince eleyip sık dokumadıklarını belirtmiştir ii .

Darwin"in seksüel seçme teorisinin en zayıf noktası, hayati bir soruya, seksüel seçme döngüsünün rastgele tesadüflerle nasıl başlamış olabileceği sorusuna verecek bir cevabı olmamasıdır. Seksüel seçme sözde evrim sürecinde başlamışsa hem erkekteki güzel özellikleri kontrol eden gen hem de dişide seçimi kontrol eden gen (böyle bir genin varlığı henüz gösterilmiş değildir) aynı anda ortaya çıkmış olmalıdır. Çünkü bu genlerin herhangi birinin tek başına bulunması seksüel seçme meydana getirmez. Bu kısıtlama, genlerin aşamalarla ortaya çıktığını kabul eden evrim teorisinin seksüel seçme iddiasına ölümcül bir darbedir.


Eklenmiş güzellik bir Yaratıcı"nın varlığının göstergesidir.

Tavus kuşunun kuyruk tüylerindeki güzellik "eklenmiş güzellik" olarak tanımlanabilir çünkü hayatta kalması için gerekli kuyruğa, ekstra bir güzellik kazandırmaktadır. Diğer yandan kuyruğun güzelliği, kuyruğun işleviyle ilgili değildir. Tavus kuşundaki eklenmiş güzellik özelliği bir tasarımcının belirgin bir işaretidir. Eklenmiş güzellik insan tasarımlarında sık rastlanan bir özelliktir. Örneğin bir mimar bir sütunu güzel göstermek için ona insanların zevk alacağı bazı özellikler ekleyebilir. Yandaki resimde bu amaçla süslenmiş bir sütunu, düz silindir sütunla karşılaştıran resmi görüyorsunuz. Bu sütundaki süslemeler sütuna güzellik ve estetik katmanın yanısıra bir mimarın varlığına da işaret ederler. Tavus kuşu tüyündeki güzellikler de bilinçli bir tasarımcının yani Yaratıcı"nın varlığını ortaya koyar.

Görüldüğü gibi Darwin"in seksüel seçme teorisinin hiçbir tutarlı yönü bulunmamaktadır. Bu teori çeşitli türlerde erkeklerde görülen güzelliklerin kökenini açıklamadan son derece uzaktır. İlginç bir şekilde, Darwin, seksüel seçme tezinin bilimsel açmazlarını bilmemekle birlikte bunu "hissettiğini" açığa vuran ifadelerde de bulunmuştur. Canlılardaki tasarımları kör tesadüflerle açıklama çabasındaki Darwin, tavus kuşu tüyleri hakkında şu yorumu yapmıştır: "Bir tavus kuşunun kuyruğundaki tüyün görünümü, ne zaman bakacak olsam, beni hasta ediyor" iii .


TRT-2"ye Önemli Hatırlatma:

Görüldüğü gibi TRT-2"de ileri sürülen tez, yani insanlardaki davranışların Darwin"in teorisiyle bağdaştırılması tamamen yanlıştır. TRT-2, tamamen yanlış olan bu benzetmeyle izleyicilerini yanlış bilgilendirmektedir. Hatta, bilgisizlik yüzünden de olsa, programı izleyenlere evrim propagandası yapılmaktadır: Darwin"in seksüel seçme teorisi bilimsel bir teori olarak yansıtılmakta, insanlarla ilgili örnekler verilerek bu teoriyi destekleme yoluna gidilmektedir. Burada TRT adına önemli bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Çünkü topluma pek çok konuda yararlı bir kurum olan TRT, insana davranışlarından sorumsuz bir hayvan türü olduğunu telkin eden Darwinizm"i yayarak, toplumsal ahlaka zarar vermektedir.

TRT-2 yetkillilerinin yanılgılarla dolu bu belgeseli yayınlamalarının kasti değil, konunun bilimsel arka planını araştırmamaktan kaynaklanan bir hata olduğuna inanıyor, bu konuda daha dikkatli olunması için kurum yöneticileri önlemler almaya çağırıyoruz.

 

i http://www.answersingenesis.org/home/area/magazines/tj/docs/v15n2_peacock_20tail.asp  
ii 2.
http://www.infidels.org/library/historical/charles_darwin/descent_of_man/supplement.html
iii Darwin, F., (Ed), Letter to Asa Gray, dated 3 April 1860, The Life and Letters of Charles Darwin, John Murray, London, Vol. 2, sf. 296, 1887; 1911 Edition, D. Appleton and Company, New

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo