Didem Ürer: Suriye’den kaçıp Lübnan’a sığınan Türkmen kardeşlerimiz zor durumdaymış. Lübnan’ın Beka vadisindeki Düris köyünde baraka ve çadırlarda yaşam mücadelesi veren Suriyeli Türkmen aileler, gıda ve giyecek başta olmak üzere her türlü yardım malzemesine ihtiyaçları olduğunu söyleyerek, ilk yardım talebinde bulunmuşlar. Düris Belediye Başkan yardımcısı bu kardeşlerimize kısıtlı yardımda bulunabildiklerini ve desteğe ihtiyaçları olduğunu belirtmiş.
Adnan Oktar: Kardeşim Birleşmiş Milletler devreye girsin. Amerika devreye girsin. Rusya devreye girsin. Bir şey olduğunda bütün ülkeler yardım ediyorlar. Bir felaket olduğunda herkes herkese destek olmuyor mu? Bu da bir milli felaket olduğuna göre, Suriye’de büyük bir milli felaket, kıyım, acı olduğuna göre, bütün dünyanın bu konuda ayaklandırılması lazım. Oranın Kızıl Haçı devreye girsin, diğer yardım kuruluşları devreye girsin. Gerekirse bu konuda uyaralım.
Rusya uyuyor. Amerika uyuyor. Felaket var. Bir yerde deprem olduğunda bütün ülkeler oraya akın etmiyor mu, yardım etmiyorlar mı? E orada da manevi bir deprem oldu işte. Çocuklar perişan, yaşlılar perişan, hanımlar perişan. Yardım bütün dünya için ahlaktır. Ahlakın bir gereğidir. Hıristiyan ise Hıristiyan olarak yardım edecek. Musevi ise Musevi olarak yardım edecek. Komünist ise de yine kendi komünist mantığı içinde yardımcı olması lazım. Mesela Birleşmiş Milletler bir buçuk milyar dolar yardım kararı almış ama bürokrasi yüzünden hareketlendiremiyorlarmış. Bu çok gıcık bir şey. Birisi ölüyor. Dur önce bir kaydını yapalım senin. Adın ne? Babanın adı ne? Nerede oturursun? Tatlıdan mı, tuzlu yemeklerden mi hoşlanırsın? Burada bürokrasi olur mu artık? Çok yanlış bir hareket. İnsanlar mahvoluyorlar. Acil hareket edilmesi lazım. O bir buçuk milyar doların, onunla ilgili tüm harcamaların acil devreye girmesi gerekiyor. (Adnan Oktar, 23 Ocak 2013, A9 TV)