Her insan hayata bakış açısını, inanç, fikir ve düşüncelerini sözlerle ifade eder. İnsan, kalbinde hissettiklerini, zihninde sakladığı düşüncelerini, isteklerini, ideallerini ya da korkularını, ister istemez konuşmalarına yansıtır. Dolayısıyla bir insanın nasıl bir ruh haline, akla ve vicdana sahip olduğu, sarf ettiği sözlerden büyük ölçüde anlaşılır.
Müminler Kuran ahlakını, Allah`ın rızasını kazanabilmek için yaşarlar. Karşılarındaki insanları müstakil birer varlık olarak düşünüp, her birine ayrı bir tavır ile yaklaşacak olurlarsa, Kuran ahlakını gereği gibi yaşayamamış olacaklarını bilirler. Bu nedenle karşılaştıkları her insanın, Allah`ın dünya hayatında kendileri için yarattığı imtihanın bir parçası olduğunun bilincinde ve İslam ahlakını temsil etmenin şuuruyla hareket ederler. Her insanın sözüne en güzel şekilde karşılık vermeye çalışırlar. Kuran`da müminlerin uyması gereken bu ahlak şu şekilde bildirilmiştir:
Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır. (Nisa Suresi, 86)
Yüce Rabbimiz`in Kuran ayetleri ve Peygamberimiz (sav) aracılığıyla bildirdiği konuşma adabı, insanlara hem bu dünyada hem de ahirette sayısız güzellik kazandıracaktır. Bu durum Kuran ayetlerinde şu şekilde bildirilir:
``... Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir. Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlar için örnekler verir; umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler`` (İbrahim Suresi, 24-25)