Serdar Turgut Yazısında, "Bilimin, Allah"ın Yaratma Gücündeki Sırları Anlamadaki Önemine" Değiniyor
ucgen

Serdar Turgut Yazısında, "Bilimin, Allah"ın Yaratma Gücündeki Sırları Anlamadaki Önemine" Değiniyor

25043
Serdar Turgut:  “Dini duygular olmadan yapılan bilim bir ayağı eksik ve yetersiz olur, bilim olmadan taşınan dini duyguların ise gözü kör sayılabilir’ demiş olan Einstein kendi tanımıyla derin olarak dindardı (Subtle is the Lord, Science and the Life of Albert Einstein, yazar Abraham Pais, s. 319). Kendi ifadesiyle, ‘bu kâinatı Allah’ın nasıl yarattığını keşfetmeye’ çıkmış olan Einstein, kâinat hakkında yeni bilgiler öğrendikçe daha fazla inançlı olmuştur. Bugün bilim dünyası aslında Allah’ın sanatını araştırmaya çalışıyor….. Kâinatı daha fazla anlamak bazı insanları daha çok inançlı yapıyorsa (örneğin beni yaptı) bunun nasıl bir zararı olabilir.”

Çoğu insan Allah’a inandığını ve din hakkında bilgisi olduğunu söyler. Ancak gerçekte Allah’ı gereği gibi tanıyıp takdir edemezler, bu nedenle de dinin insanlara sunduklarından da haberdar değildirler. Bu kişilerin bu eksiklerinin en önemli alametlerinden biri cehaletleridir. Allah’ın gücünü kavrayabilmek için bilgi sahibi olmak  gerekmektedir. Allah Fatır Suresi’nde, ‘kulları içinde ancak alim olanların Kendisinden ‘içleri titreyerek korkacaklarını’ (Fatır Suresi, 28) bildirmiştir.

Din ile bilim birbirleriyle uyum içerisindedir. Bu uyumun açık bir göstergesi Serdar Turgut’un yazısında da değindiği Einstein gibi pek çok iman eden bilim adamının varlığıdır. Din, kişiye özgür bir akıl sağlar, düşünmeye ve araştırmaya sevk eder. Kuran’ın pek çok ayetinde insanlar düşünmeye teşvik edilmektedir. Bu ayetlerden birinde şöyle bildirilmektedir:

Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah"ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164)

Tüm insanları düşünmeye, hatta alim olmaya teşvik eden, “Kuran ile bilimin uyumu”nun giderek daha iyi anlaşılması son derece önemlidir. Her biri birer mucize şeklinde meydana gelen bilimsel olaylar, Allah"ın izniyle pek çok insanın Allah"ı tanıyıp takdir edebilmesini, iman etmesini ve imanda derinleşmesini sağlayacak çok önemli vesilelerdir. 

Bu sebeple, her bir detayı Allah"ın varlığının delillerini ortaya koyan tüm bilimsel verilerin, sadece akademik azınlık tarafından değil, tüm halk tarafından bilinmesi çok önemlidir. Bilimin yaygınlaşmasıyla, tüm delillere rağmen Allah’ın varlığını inkar eden kişilerin inançsızlıklarını dayandırdıkları tüm sahte deliller de ortadan kalkacaktır.

Evrim teorisi de geçmişte cehaletin ortamında gelişmiştir. Ancak bilimin, delillerin ve aklın hakim olduğu ‘Yaratılış Atlası’ ile bu teori kendiliğinden yok olmuştur. Hiçbir ilmi dayanağı bulunmayan bu açığı kapatmak için de sahte deliller üretmiş olan evrimci bilim adamları, Sayın Adnan Oktar’ın eserleri tarafından çürütülen bu sapkın teorilerini hiçbir tartışma platformunda dile getiremez hale gelerek mağlup olmuşlardır.


Allah’ın yaratmasındaki deliller toplum tarafından daha fazla öğrenildikçe Serdar Turgut’un da kendi üzerinde gözlemlediği gibi, insanların imanlarında güçlenme meydana gelmektedir.

İlim sahibi olmakla ilgili olarak Peygamber Efendimiz (sav) de bir hadisinde şöyle buyurmaktadır:

“İLİM ÇİN’DE DE OLSA TAHSİL EDİNİZ! İlim tahsili (ilmin talebesi olmak), -kadın/erkek- her Müslüman üzerine farzdır!” (İbn-i Adıyy ve Beyhaki: Enes; Teberani: İbn-i Abbas ve İbn-i Mes’ud; “Camiüssagir”; M. Akif, No: 126)
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo