Sayın Adnan Oktar'ın kitaplarının içerdiği bilgiler, samimi ve hikmetli anlatım üslubu ve estetik tasarımıyla dünya çapında büyük etki oluşturmaktadır. Bu eserler, ABD'den Endonezya'ya, Güney Afrika Cumhuriyeti'nden Rusya'ya, Çin'den Avustralya'ya, Nijerya’dan Kanada’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde büyük bir okuyucu kitlesi tarafından takip edilmektedir. Kuran ahlakını, Peygamberimiz (sav)'in sünnetini ve iman hakikatlerini konu alan eserler çok sayıda insanın iman etmesine veya imanının derinleşmesine vesile olmaktadır. Dünya siyaseti ve masonluk üzerine yazılmış olan kitaplar ise, pek çok insanın dünyaya bakış açısını değiştirmekte, birçok olayın iç yüzünü öğrenmelerine vesile olmaktadır. Sayın Adnan Oktar'ın Darwinizm'in bilimsel olarak çöküşünü ele alan kitapları en çok etki oluşturan eserlerindendir. Bu kitaplar tüm dünyada büyük yankı uyandırmakta, başta Türkiye olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde Darwinizm'in maskesinin düşmesini sağlamaktadır.
Daha önce pek çok röportajında açıkça belirttiği gibi, bu eserlerin hazırlanmasında Sayın Adnan Oktar'a, akademisyenler, bilim adamları ve eğitmenlerden oluşan 30 kişilik bir kadro yardımcı olmaktadır. Bu ekip Sayın Oktar'ın eserlerinin hazırlanmasındaki ön araştırma, bilgi ve resim toplanması, gerekli tercümelerin yapılması gibi konularda çalışmakta ve daha sonra toplanan bu bilgileri Sayın Adnan Oktar’a sunmaktadırlar. Böylece yazarın pratik çalışma prensibinin sonucu olarak, Sayın Adnan Oktar’ın hikmetli sözlerini içeren eserleri hızla okurlara ulaşabilmektir.
Ancak burada asıl önemli olan ve vurucu etkiyi yapan, toplanan bu bilgilerin bir araya getirilip birbirleriyle bağlantılarının kurulması ve yorumlanmasıdır. Bu bilgileri bir araya getiren, bunlar üzerinde en hikmetli yorumları yaparak kitlelerin imanına vesile olan kişi, Sayın Adnan Oktar’dır. Kitapları Sayın Adnan Oktar'ın aklının, hikmetinin ve ferasetinin açıkça görüldüğü yerdir. Sayın Adnan Oktar'ın hikmetli yorumları, akılcı açıklamaları, benzersiz örnekleri bu kitapların dünya çapında müthiş etki ve yankı uyandırmasının en önemli sebeplerindendir. Sayın Oktar'ın eserleri, anlatım tekniği, resimler, mantık örgüsü, derinlik, samimiyet, ikna kabiliyeti olarak dünyada tektir. Bu kitaplardaki yazı üslubunun, cümle kurma tekniğinin, güçlü delillendirme yöntemlerinin, itiraz edilemezlik özelliğinin benzeri, başka kitaplarda yoktur.
İnsanların hidayetlerine vesile olan, imanlarını artıran bu eserler ancak Allah’ın bahşettiği üstün hikmet ile hidayete vesile olmaktadır. Bu üstün hikmet de, Allah’ın takdiri ile Sayın Adnan Oktar’da tecelli etmektedir. Dolayısıyla söz konusu iddia, bu eserlerin etkisinden rahatsız olan bazı kesimlerin hezeyanından kaynaklanmaktadır. Öte yandan bu iddiaların doğru olmadığı, çok basit mantık yürütmelerle dahi görülebilecek kadar açıktır:
1. Dünyanın pek çok ülkesinde on binlerce profesör, bilim adamı, eğitmen ve akademisyen vardır. Dünyanın dört bir yanında pek çok biyolog, zoolog, biyogenetikçi, biyomatematikçi, paleontolog, antropolog vardır. Tarih, uluslararası ilişkiler, prehistorya bölümü gibi bölümlerde görev yapan sayısız akademisyen bulunmaktadır. Eğer Sayın Adnan Oktar'ın eserleri gibi eserlerin, hazırlanması için heyet çalışması yapılması yeterliyse, bir grup profesör ve akademisyenin biraraya gelerek benzer bir kitap yazabilmeleri gerekir. İkna ediciliğiyle, resim tekniğiyle, mantık örgüsüyle, anlatım üslubuyla Sayın Oktar'ın eserlerine benzeyen kitapların dünyanın pek çok yerinde görülüyor olması gerekir. Böyle bir çalışmayı organize edebilecek ve gerekli maddi desteği sağlayabilecek, sayısı binleri aşan akademi ve eğitim kurumu da bulunmaktadır. Ne var ki, bugüne kadar bunların hiçbiri bir araya gelerek Sayın Adnan Oktar'ın yazdığı kitapların bir benzerini hazırlayamamışlardır. Bu eserler, etki ve telkin gücüyle, samimi anlatım üslubu ve hikmetiyle eşi benzeri olmayan eserlerdir.
2. Bir heyet veya grup çalışmasıyla hazırlanan kitapların en önemli özelliklerinden biri, çoğu zaman birbiriyle çelişen, farklı görüşler ve üsluplar içermesidir. Bu tip kitaplarda, mantık bütünlüğü ve fikir birliği yoktur. Farklı anlatım teknikleri vardır. Farklı üsluplar kullanılır. Seçilen resimler, yapılan tasarımlar birbiriyle uyumlu değildir. Ortaya konulan bilgiler ve savunulan görüşler de çoğunlukla birbiriyle çelişir. Kitap okunur okunmaz, farklı yazarların üslupları hemen fark edilir, kitabın çok sayıda kişi tarafından hazırlandığı kolaylıkla anlaşılır. Sayın Oktar'a ait yaklaşık 300 kitabın tamamında ise, üslup ve mantık bütünlüğü vardır. Tüm kitaplarda, aynı samimiyet, aynı telkin gücü, aynı teknik, aynı derinlik, aynı anlatım, aynı hitabet vardır. Kitaplarda kullanılan resimlerin sanat yönleri, estetik değerleri ve kaliteleri dahi tam bir bütünlük içermektedir. Bunun sebebi ise, bu kitapların hazırlanmasında gerekli teknik altyapı için destek olan bir ekip vardır, ama kitapların tamamı Sayın Adnan Oktar'ın derin aklının, samimi imanının ve güçlü ferasetinin eseri olmasıdır.
3. Bir kısım çevreler de bu kitapların Sayın Oktar'ın çevresindeki, BAV mensubu bazı gençler tarafından hazırlandığını ileri sürmektedir. Sayın Adnan Oktar'ın çevresindekiler, üniversite mezunu genç insanlardır. Ne bilgi birikimleri ne de eğitimleri böylesine etkili kitaplar hazırlamaya yeterli değildir. Üstelik, bu gençler eğer böyle kitaplar hazılayabilecek yeteneğe, zihne ve birikime sahip olsalar, bu imkanı çoktan değerlendirir, bir kaç kişi biraraya gelerek bu kitapların benzerlerini çoktan kendileri hazırlarlardı. Ancak şimdiye kadar, böyle birşey gerçekleşmemiştir. Eğer üniversite mezunu her insan böyle kitaplar yazabiliyorsa, Türkiye'de yüzlerce üniversite, on binlerce üniversite mezunu vardır. Bunların, 5-10 kişilik gruplar halinde bir araya gelip, Sayın Adnan Oktar'ın kitapları gibi kitaplar yazabilmeleri gerekir. Ancak Sayın Oktar'ın kitaplarına benzer bir eser bugüne kadar hiç ortaya konulmamıştır.
4. Bazı kimseler de bu kitapların ABD, Suudi Arabistan gibi ülkeler tarafından hazırlatıldığı ya da ABD'deki Yaratılışçı kurumlar tarafından desteklendiği gibi iddialar öne sürmektedir. Eğer herhangi bir ülke ya da kurum bu kitapların bir benzerini yapabilecek olsa, bunu kendi adına açıkça yapar, ismini gizleme gereği duymazdı. Neticede birer ilmi eser olan bu kitaplara katkısı veya desteği olan bir kişi, kurum ya da devlet olsa, bunu açıklamasında hiçbir mahsur olmazdı. Hatta böyle büyük etki gücüne sahip eserleri herkes gururla sahiplenirdi.
5. Bahsedilen ülkeler ve kurumlar hem maddi olarak hem de teknik altyapı olarak çok geniş imkanlara sahiptir. Suudi Arabistan'da alim kadroları, ABD üniversitelerinde görev yapan binlerce profesör, Mısır'da yüzlerce ilim adamı vardır. Ancak Sayın Adnan Oktar'ın kitaplarına benzeyen bir kitap, ne Suudi Arabistan ne Mısır ne ABD ne de herhangi başka bir ülke veya kurum tarafından şimdiye kadar hiç yapılamamıştır. Açıkça görülmektedir ki, 100 tane de profesör bir araya gelse, onlarca devlet gücünü de birleştirse, Adnan Oktar kitaplarına benzeyen bir kitap yapılamamaktadır. Bu da bir kez daha, bu eserlerdeki muhteşemliği ve harikalığı ispatlamaktadır.
6. Sık sık gündeme getirilen konulardan biri de kitapların basılması için gerekli olan maddi güçtür. Bu kitaplar, milyonlarca adet basılmakta ve satılmaktadır. Doğal olarak bu satışlardan bir gelir elde edilmekte, bu gelir yeni kitapların basılması için kullanılmaktadır. Sayın Adnan Oktar'ın kitaplarının hediye olarak bazı adreslere gönderilmesi de, kimi çevrelerce hayretle karşılanmaktadır. Oysa bunda şaşırılacak veya hayret edilecek bir durum yoktur. Benzer satış teknikleri pek çok yayınevi ve şirket tarafından kullanılmaktadır. Hediye edilen kitaplar bir tür reklam görevi görmekte, kitapların ulaştığı kimseler yeni kitaplar sipariş etmekte, hatta çoğu zaman takım halinde bu eserlerden almaktadır. Dolayısıyla kat kat geri dönüş olmaktadır. Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, Fransa'daki seçkin adreslere kitap hediye edilmesiyle yaşanmıştır. Bu kampanya sonucunda, Fransa'dan gelen kitap talebinde çok büyük artış olmuş, bu ülkedeki Harun Yahya kitaplarının satışında patlama yaşanmıştır.
Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinin olağanüstü etkileyici olmasının sebebi, yazarın Allah rızası için insanların hidayetine vesile olmaya niyet etmesinin ve bunun için samimiyetle gayret göstermesinin bir tecellisidir. Allah, inşaAllah, bu samimi çabaya güzel bir karşılık vermekte, Harun Yahya külliyatı tüm materyalist ve ateist felsefeleri fikren mağlup etmektedir.