Salih müminlerin Yüce Allah (cc)'a olan sevgileri çok güçlüdür. Kendilerini yoktan var edenin, sayısız nimetleri hizmetlerine verenin, onları her an gözetip kollayan ve koruyanın Cenab-ı Allah olduğunu bilirler. Tüm varlıkların ancak O'nun izniyle hayat bulduklarına ve yine O'nun dilemesiyle bir gün mutlaka yok olacaklarına, baki kalacak olanın yalnız Allah (cc) olduğuna iman ederler. Bu gerçeği kavradıkları için tüm sevgilerini kendilerini yaratan ve tek sahipleri olan Allah (cc)'a yöneltirler. Öyle ki Yüce Allah (cc)'ı, gördükleri, bildikleri, kavradıkları her şeyden ve herkesten çok daha fazla severler.
Kuran'da haber verilen, "... O, ne güzel mevladır (sahip) ve ne güzel yardımcıdır." (Enfal Suresi, 40) ayetinde de bildirildiği gibi Allah (cc)'tan daha güzel bir veli ve yardımcı olamayacağının bilincindedirler. Üstün bir imana sahip olan Hz. İbrahim'in Kuran-ı Kerim'de yer alan bir duasında da bu anlayış çok açık bir biçimde görülür:
Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur; Bana yediren ve içiren O'dur; Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur; Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur; Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur; Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) bağışla ve beni salih olanlara kat. (Şuara Suresi, 78-83)
Salih müminler, yaratılmış olan diğer tüm varlıkları da, Cenab-ı Allah (cc)'a olan sevgileri ve bağlılıklarıyla doğru orantılı olarak severler. İnsanlara olan sevgilerindeki ölçü, onların Allah (cc)'ın emrettiği ahlakı üzerlerinde ne derece taşıdıklarına bağlıdır. Yüce Allah (cc)'ın emir ve yasaklarına titizlik gösteren, O'nun emrettiği ahlakı en güzel şekilde yaşayan kimselere karşı derin bir sevgi beslerler.
Derin bir imana sahip olmayan kimselerin ise, Allah (cc) sevgisinde bir zayıflık olduğu görülür. Bu kimseler, kendilerini yaratan ve hayat verenin, her yerde gözetip kollayanın, sayısız nimetleri kendilerine bağışlayanın Yüce Allah (cc) olduğunu aslında bilirler. Ancak hayatlarının büyük bir bölümünde bu gerçeği unuturlar veya göz ardı ederek yaşarlar. Allah (cc)'ın yarattığı varlıkların Allah (cc)'tan bağımsız bir güce sahip olduklarını zannederler. Bu nedenle de bu varlıklara Allah (cc)'tan bağımsız bir sevgi duyarlar. Kuran'da bu kimselerin durumu şöyle haber verilir:
İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür... (Bakara Suresi, 165)
Unutmamak gerekir ki, gerçek sevgiyi yaşayabilmek, dünya üzerinde insana verilmiş en büyük ve en güzel nimetlerden biridir. Ve bu nimet, Allah'ın samimi ve derin olarak iman eden, gönülden iman edip teslim olan kullarına bir lütfudur.