Şiddete dayalı kültürün temelinde insanı bir hayvan türü olarak gören Darwinizm ideolojisi vardır. Güçlülerin zayıf olanları ezmesi, yaşam mücadelesi, türler arasında, insanlar arasında ve medeniyetler arasında çatışmaya yönlendiren ırkçı yaklaşım bu fikrin dayanak noktalarıdır.
Şiddeti, savaşçılığı yücelten, güzel ahlakı, sevgiyi, barış ve huzuru ise göz ardı eden bu düşünce yapısının yayılması için şimdiye dek çalışmış olan ideologların büyük çoğunluğunun din ahlakından uzak kimseler olması en dikkat çeken ortak yönleridir. Bugün de bütün dünyaya filmler, romanlar, resimli romanlar aracılığıyla söz konusu Darwinist düşünce yapısı telkin edilmeye çalışılmaktadır. Bu propaganda ile kan dökücü saldırgan karakter, "gözü pek, bileği ve yüreği güçlü" gibi sahte tanımlamalar altında kendine meşru bir zemin bulmaktadır.
Kuşkusuz bu tehlikeli bir düşünce yapısıdır. Bu tehlikenin farkında olmak, söz konusu teori ve bu teoriye dayalı ideolojilere karşı gerekli fikri önlemlerin alınması açısından son derece önemlidir. Unutmamak gerekir ki, Darwinizm ve Darwinizm'i temel alan tüm toplum modelleri insanlığı büyük felaketlere sürükleyecek modellerdir.
Mutlak barış ve huzur çağı ancak şiddete dayalı bu sistemin fikren ortadan kaldırılmasıyla oluşabilir. Öncelikle bu saldırgan sistemin Darwinizm gibi temelleri fikren mücadele edilerek yok edilmeli, daha sonra bu fikrin hayat sahası olan konular ortadan kaldırılmalıdır. Dünya üzerindeki bu şebekenin çözülmesi, hem toplumlar arasında hem de insanlar arasında gerçek huzurun yaşanmasına vesile olacaktır. Şiddete, gurura, nefrete dayalı olan bu sisteme karşı beklenen karşı çözümün tamamen bu yapının dışında olması, sevgiye, adalete, fedakarlığa, alçakgönüllülüğe, merhamete dayalı olması şarttır.
Allah'ın insanlara emrettiği ve Kuran'da bildirilen ahlak, toplumları her zaman için refaha, huzura ve barışa götürecek bir ahlaktır. Bunların dışında yapay çözümlere, geçici tedbirlere sarılmak sonuç vermeyecektir. Ahlaken güçlü, manevi değerlerine sahip çıkan, vicdan ve sağduyu sahibi, kişilikli insanların sayısının çoğalması bu kişilerin hayat sahalarının sona ermesi anlamına gelecektir. Bu ise ancak din ahlakının yaygınlaşması ile mümkün olur. İyilerin biraraya gelmeleri ve birlikte davranmaları ile kötülerin ittifakı dağılacak, kötülükleri eriyip yok olacaktır.