Ramazan, ruhların eğitildiği mübarek bir ay…
ucgen

Ramazan, ruhların eğitildiği mübarek bir ay…

2108

 

Ramazan ayı Allah’ın rahmet ve mağfiretiyle dopdolu bir aydır. Onun günleri, geceleri, saatleri sevaplarla doludur ve oruç tutmak -hastalık ve yolculuk durumu hariç- tüm müminlere ayetlerle farz kılınmıştır.

Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız. (Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz-sizin için daha hayırlıdır. (Bakara Suresi, 183-184)

Oruç tutmanın insan bedeni için faydalı olduğunu biz müslümanlar biliyoruz ancak dünya çapında yapılan araştırmalarla da bu fayda kanıtlanıyor. Bir yıl boyunca yorulan beden oruç ile birlikte dinlenme, toksinlerden arınma fırsatı bulur. 

Oruç döneminde karaciğer normal zamanda yapmayı terk ettiği veya azalttığı bazı faydalı metabolik aktiviteleri tekrar yapmaya başlar. Örneğin diğer maddelerden glikoz oluşturma (glukoneogenez) işlemi ve karaciğerde depolanmış şekilde bekleyen glikoz depolarını kullanıma geçirmek (glikojenoliziz) bunlardan bazılarıdır. 

İlk anda görülen bu faydaların yanısıra vücuttaki yağların yakılmasıyla ilgili olanlar gibi faydalı enzimler de oruç vasıtasıyla uyarılır. Antrenmandan sonra vücuttaki hareketlenmeye benzer şekilde enzimler de daha hızlı yağ yıkımı yapabilecek hale gelir. Bu aktif hal oruç bittikten sonra da bir süre daha devam edebilmektedir. 

Oruç esnasında sindirim sistemine daha az kan gerektiği için vücudumuzun diğer kısımlarına daha fazla kan gönderilmiş olur. Bu, kan damarlarına yayılmış olan kolesterol plaklarının uzaklaştırılmasına da yarar.

Oruç tutmak sempatik sistem ve parasempatik sistem arasındaki olması gereken dengeyi de sağlar. Oruç sırasında kan hacminde de bir düşüş yaşandığı için kalbi ve kalbi besleyen ana damarlarda bir yenilenme olur. 

Oruç kısaca tüm vücutta hissedilen bir ferahlığa ve güzelliğe sebep olur.

Oruç tutmanın bedene olan faydasının yanında asıl insanın maneviyatına olan faydası üzerinde de durmak gerekir. Müslüman her haliyle Peygamberimiz (sav)’e benzer. Oruç tutmasıyla, Allah yolundaki çalışmalarıyla, yaptığı tebliğ ile, sürekli Allah rızasını gözetmesiyle Peygamberimiz (sav)’e benzer. Efendimiz (sav)’in yüksek ahlakına, derin imanına, Allah aşkına, insanlara olan sevgisine ve şefkatine erişmek hatta çok daha üstün bir ahlaka sahip olarak Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için çalışır. 

Oruç ibadetini yerine getirirken müminlerin güzel ahlakı, sabrı, fedakarlığı ön plana çıkarmaya da dikkat etmeleri gerekir. Öfkelenmek, sabırsızlık göstermek bir mümine yakışmaz. Mümin gece, gündüz, sabah akşam, yaz, kış demeden tüm ömrü boyunca çok güzel ahlak üzerinde olmalıdır, tıpkı Peygamberimiz (sav) gibi, onun yanında yetişen salih sahabeler gibi…

Allah inananların üzerine özel bir nur indirir. Ramazan ayında da oruç tutan müminler güzel ahlakta birbirleriyle yarışır hale gelirler. Dindar olmak, güzel ahlaklı olmak, fedakâr olmak, öfkeyi tutup yenmek, hep akıl, irade, sabır ve derinlik gerektirir, oruç tutmak tüm bu güzel ahlaka da bir vesiledir. Ancak müminler bütün bunları Allah rızası için yapmalı ve diğer mümin kardeşlerine de örnek olmalıdırlar. 

Ramazan ayı hem bedenen hem de ruhen fedakârlığın yaşandığı çok mübarek bir aydır. Bu ayın bereketini Müslümanlar çok güzel değerlendirmelidirler. Güzel iftar sofraları hazırlayıp, her kesimden insanı davet ederek kardeşliğe vesile olunmalıdır. Bu sofralarda Allah’ı bol bol zikrederek, sürekli şükrederek, sevginin, kalplerdeki Allah aşkının ve muhabbetinin artmasını sağlamalıdırlar

5 vakit namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, bunların hepsi farz olan ibadetlerdir. İman edenler tüm hayatları boyunca bu ibadetleri yaparlar ancak bunları güzel ahlaklarıyla, derin imanlarıyla da taçlandırırlar. Dinin özü güzel ahlaktır, sevgiyi ve muhabbeti yaşamaktır. Tüm kâinata sevgi dolu bir kalple yaklaşmaktır. Dedikodu yapmamak, çirkin söz söylememek, nefsine yenilmemek, insanları incitmemek ve insanları daima iyiliğe ve güzelliğe çağırmaktır. 

Güzel ahlak emek ve fedakârlık gerektirir, bu yüzden güzel ahlaklı insan dünyada nadir olur. Müminin bu nadir insanlardan olmak için çabalaması ve nefsini sürekli eğitmesi Allah Katında çok makbuldür. 

Ramazan ayında mümin kardeşlerimiz, hiçbir mezhep ayrımı yapmadan, cemaat farklılığı gözetmeden birbirlerinin iftarlarına gitsinler, birbirlerini güzellikle, Allah aşkıyla, sevgiyle ve muhabbetle ağırlasınlar. Hepimiz aynı Allah’a, aynı Peygambere, aynı Kitaba inanıyoruz. Hepimiz alnımızı Allah için secdeye koyuyoruz. Hepimizin ideali Allah’ın dininin yaşanması ve tüm dünyanın huzura kavuşması. Bunun için yapılacak en doğru şey daima birlik olmak, sımsıkı kenetlenmek ve Allah’ın bildirdiği gibi kardeşler olmaktır:

Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. (Saff Suresi, 4)

Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)

 

Adnan Oktar'ın Arab News'de yayınlanan makalesi:

http://www.arabnews.com/news/603426

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo