Radikalizm problemi gün geçtikçe büyüyor ne var ki bazı ülkeler bu durumun çok farkında değil gibi görünüyor. Oysa dünya barışı için radikalizm problemini ele almaya acil ihtiyaç olduğu açıktır ancak önemli olan bunun nasıl yapılacağıdır.
Afganistan’dan Libya’ya, Nijerya’dan Irak’a kadar 13 yıllık askeri operasyonlardan sonra ortaya çıkan somut bir gerçek var: Radikal terörist gruplar askeri güç, şiddet ve baskıyla ortadan kalkmamış aksine daha da güçlenmişlerdir.
Dahası, hava saldırıları ve kara operasyonları dahil her tür askeri operasyon daha fazla sivilin ölümüne, şehirlerin ve altyapıların yıkımına neden olurken ilgili ülkelerde öfkenin artmasına yol açmıştır ve bu öfke en çok radikal örgütlerin işine gelmiştir. İnsanları yetiştirmek için milyar dolarlar harcanması ancak bu çabanın terör örgütleri için insan kaynağı haline dönüşmesi ise oldukça düşündürücüdür.
Bazı askeri analistlerce terör örgütlerinin liderlerinin öldürülmesi sözde “en etkili teknik” olarak sunulurken, daha geniş bir perspektiften bakıldığında aslında bundan hiçbir sonuç alınamayacağı görülmektedir. Örneğin Osama bin Ladin’in öldürülmesi el-Kaide’nin sonunu getirmemiştir.
Bunun yanı sıra terör örgütleri kendilerine yönelik bu silahlı saldırıları usta bir şekilde bir propaganda aracına çevirebilmektedirler. Saldırıları kendi gayelerinin haklılığı için bir delil olarak gösterme becerisine sahiptirler. Bu nedenle bu örgütler ya daha fazla güçlenirler ya da faaliyetlerini yeraltında sürdürmeye devam ederler ki bu da onlara karşı askeri mücadeleyi daha etkisiz hale getirir.
Terör döngüsünü kırmak için sosyoekonomik iyileştirmeler yapılmalı ve şiddetli terör faaliyetlerinin gerçekleştiği bölgelerde demokratik süreçlerin uygulanması gibi politikaların açıkça devreye sokulması gerekmektedir. Ne var ki bunların tümünün yapılması için radikal düşünce yapısının kökeninde yatan cehaletin ortadan kaldırılması esastır. Bunu gerçekleştirilmesi ise eğitim ve kültür faaliyetleri yoluyla olacaktır. Doğru fikirlerle doğru eğitim verilmelidir ki bu yöntem silahlara trilyonlarca dolar harcamak ve sonrasında insani yardıma milyarlarca dolar harcamaktan daha ekonomiktir ve çok daha iyi sonuçlar getirecek bir metottur.
Kesinlikle yıllarla sürecek ve bir sonuç getirmeyecek yeni askeri operasyonlara başvurmak yerine, hiç denenmemiş ancak arzulanan sonuçları getirecek önerilere yönelmek mantıklı olacaktır; Terörün kökenleri eğitim ve kültürel faaliyetlerle ortadan kaldırılmadıkça, başka bir deyişle bataklık kurutulmadıkça sivrisinekleri öldürmenin bir anlamı yoktur.
Bu örgütlerin entelektüel temellerine yönelik tedbir alarak, örgüt üyeleri birer katile dönüşmeden önce bu militanları durdurmak mümkündür. Ayrıca o zaman söz konusu örgütlere yeni katılımların olmasını önlemek de mümkün olacaktır. Televizyon, radyo ve internet aracılığıyla yapılacak bu tip bir entelektüel mücadeleye hiçbir terör örgütü karşı koyamaz. Entelektüel temellerini yitiren bir hareket hayatta kalamaz. Devletler ya bu görevi üstlenmeli ya da bu görevi yerine getirmeye gönüllü sivil kuruluşları desteklemelidirler.
İdeolojik kökenleri ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı girişilecek bir eğitim seferberliği dünya çapında karşı karşıya olduğumuz acımasız terörü önlemek için gerekli olan yöntemdir.
Örneğin NATO aşırıcılığa karşı silahlı güçlerle mücadeleye para yardımı yapmaya devam etmektedir, ancak tehdit hala büyümeye devam etmektedir. Bu sorunun çözümü mali kaynakların yönlendirildiği doğrultunun incelenmesindedir. Aşırılıkçı bir ideolojiyle sadece fiziksel güç kullanarak mücadele etmeye çalışmak pek az bir netice getirecek hatta bu ideolojinin destekçilerinin sayısını arttıracaktır. Bölgedeki askeri operasyonlar daha fazla masum insanın hayatına mal olurken, bu operasyonlarda ölen kişilerin yakınları Batıya karşı kızgınlıklarından dolayı aşırıcılara katılmak için motive olacaklardır.
Her tür aşırıcılığa karşı uluslararası işbirliğine ihtiyacımız var
Son derece tehlikeli olan radikal akımların sona erdirilmesi için ideolojik temellerinin dünya çapında yok edilmesi gerekiyor. Bunu başarmak ise ancak Batılı müttefiklerinin de yardımını almak koşuluyla Orta Doğu ulusları tarafından mümkün olabilir.
Bu açıdan radikalizmi ve küresel etkilerini ortadan kaldırmak ve demokrasi, çoğulculuk ve insan hakları gibi olumlu insani idealleri ayakta tutmak için eğitim en önemli adımdır. Küresel güvenliğe karşı büyük bir tehdit olan radikalizmin gelişmesini önlemek için dünya liderleri entelektüel çabalarla eğitime önem vermeli ve cahilliği ortadan kaldırmanın yollarını aramalıdırlar.
Adnan Oktar'ın Arabian Gazette’de yayınlanan makalesi:
http://www.arabiangazette.com/defeating-the-proliferation-of-radicalism/