Radikal"den bir masal daha
ucgen

Radikal"den bir masal daha

53737
Amerikan bilim dergisi Science"ın 16 Haziran 2006 tarihli sayısında, paleontologlarca Çin"in Gansus eyaletinde ele geçirilen bir kuş fosili tanıtıldı(1). Bulguyu, Pekin"deki Jeoloji Enstitüsü"nden Hai-Lou You, ABD"nin Utah eyaletindeki Dixie State College"dan Jerry Harris ve yine ABD"deki Pittsburgh kendindeki Carniege Doğa Tarihi Müzesi"nden Matt Lamanna"nın başını çektiği bir ekip gerçekleştirdi. 16 Haziran 2006 tarihli Radikal gazetesi, söz konusu bulguyu "Evrime bir kayıp halka daha" başlığıyla duyurdu. Ancak söz konusu bulgu gerçekte evrim teorisine hiçbir destekleyici delil sağlamamakta, Radikal gazetesi sadece alışılageldik evrim masallarına bir kez daha başvurmaktadır.

Amerikan bilim dergisi Science"ın 16 Haziran 2006 tarihli sayısında, paleontologlarca Çin"in Gansus eyaletinde ele geçirilen bir kuş fosili tanıtıldı(1). Bulguyu, Pekin"deki Jeoloji Enstitüsü"nden Hai-Lou You, ABD"nin Utah eyaletindeki Dixie State College"dan Jerry Harris ve yine ABD"deki Pittsburgh kendindeki Carniege Doğa Tarihi Müzesi"nden Matt Lamanna"nın başını çektiği bir ekip gerçekleştirdi. 16 Haziran 2006 tarihli Radikal gazetesi, söz konusu bulguyu "Evrime bir kayıp halka daha" başlığıyla duyurdu. Ancak söz konusu bulgu gerçekte evrim teorisine hiçbir destekleyici delil sağlamamakta, Radikal gazetesi sadece alışılageldik evrim masallarına bir kez daha başvurmaktadır.

Konuyla ilgili araştırmamız, Radikal gazetesinde yazılanların ciddi derecede çarpıtılmış, gerçekçilikten tamamen uzak ve tümüyle önyargılara dayalı olduğunu göstermektedir. Aşağıda, bilimsel ismi Gansus yumenensis olan kuş türüyle ilgili bilgiler ele alınmakta, bunlarla ilgili Radikal yorumlarının gerçekdışı yönleri gözler önüne serilmektedir.

Gansus yumenensis isimli fosil tür, ilki 1983 yılında ele geçirilen ve fosilleşmiş bir bacaktan meydana gelen örnekten bilinmektedir. Bu türü haberlere taşıyan gelişme ise, paleontologlarca geçen yıllarda genişletilen kazılarda, daha başka G. yumenensis örneklerinin ele geçirilmesi ve örneklerin oldukça iyi korunmuş olması dolayısıyla bilim adamlarının günümüzden 110 milyon yıl önce yaşamış bu canlıya ait birtakım yeni bilgiler elde etmiş olmasıdır.

G. yumenensis, günümüz ördekleri gibi bir su kuşudur. Oldukça iyi korunmuş fosiller, ayaklarındaki perdelerin dahi detaylarını içermektedir. Boyu yaklaşık 25 cm kadar olan bu kuş, uçma ve dalma için gerekli tüm donanıma -günümüzden 110 milyon yıl öncesi gibi eski bir dönemde dahi- eksiksiz olarak sahiptir.

Science dergisindeki makalenin yazarlarından Jerald Harris, ABD"nin Utah eyaletindeki Dixie State College"da görevli bir araştırmacıdır. Harris, Gansus"u şu sözlerle tanımlamaktadır:

"Gansus büyük ihtimalle bir dalgıç kuşuna veya belli tip ördeklere benziyordu. Perdeli ayaklara ve oldukça güçlü bacaklara sahipti. Bunu, diz bölgesindeki kemiklere bakarak söyleyebiliyoruz. Bu bizlere, çok uyumlu bir dalıcı veya yüzücü tip kuş olduğunu gösteriyor." (2)

Gansus"un ne derece etkin bir kuş olduğunu ise Los Angeles County"deki Doğa Tarihi Müzesi"nden Luis Chiappe "kesinlikle iyi bir uçucuydu" sözleriyle ifade ederken, The Guardian"ın bilim yazarı Steve Connor, Science yazısına dayanarak yaptığı yorumlarda "Gansus"un kemikli dizleri, bunların güçlü su altı yüzücüleri olduğunu gösteriyor" şeklinde dile getirmektedir.

Günümüz dalgıç kuşları gibi kusursuz bir şekilde uçabilen ve dalabilen G. yumenensis, evrim teorisine güçlü bir darbe de vurmaktadır.

Çarpıcı durağanlık

Durağanlık, fosil türlerin, yeryüzündeki varlıkları boyunca hiçbir yönsel değişim göstermeksizin, sahip oldukları anatomiyi milyonlarca yıl boyunca korumalarını ifade eden bir terimdir. Evrim teorisinin değişim iddiasının anti-tezini oluşturan bu olgu, fosil kayıtlarının tamamını kapsar ve paleontologların çoğunluğunun Darwinizm"i artık terk etmiş olmalarının başlıca sebeplerinden birisidir.

Ve bu olgu, şimdi karşımıza G. yumenensis türünde de çıkmaktadır.

Günümüz kuşlarını ve soyu tükenmiş bazı türleri kapsayan grup, sınıflandırmada "Ornithurae" olarak anılmaktadır. Ornithurae özellikleri taşıyan en eski fosil unvanı, G. yumenensis"in son örnekleri bulunmadan önce, 99 milyon yıllık örneklere aitti. Ama şimdi G. yumenensis, bu unvanı ele geçirdi. Hem de 11 milyon yıl kadar daha geriye taşıyarak.

G. yumenensis bulguları bu özelliğiyle bizlere şunu söylüyor: Kuşları kuş yapan özellikler, zannedildiği gibi 99 milyon yıl boyunca değil, 110 milyon yıl boyunca hiçbir değişim göstermemiştir. Günümüz dalıcı kuşları gibi asimetrik yapıda tüylere, perdeli ayaklara tüylerini düzeltmek için kullandığı yağ keselerine sahiptir. Karşımızda olan, günümüz kuşlarının temel karakteristiklerini taşıyan, çok çarpıcı ve 110 milyon yıllık bir örnektir. Evrim teorisinin varsayımlarına göre kademeli olarak gelişmesi gereken yapılar, kuşların varolduğu en eski dönemden bu yana vardır, değişmemiştir.

Harris bu bulgunun şaşırtıcılığını şu sözlerle ifade etmektedir: "Eğer bu kuşun bedenindeki kemiklerin çoğunu, göğüs kemiği ve ünlü lades kemiği de dahil olmak üzere, günümüz kuşlarından birininkilerle yan yana koyacak olursanız, bunları birbirlerinden ayırt etmede oldukça zorlanırsınız(3)"."Bir şeyin bu kadar modern olması ve Kretase"nin bu kadar erken dönemlerine uzanması pek bekleyeceğiniz türden birşey değil(4)".

Görüldüğü gibi, kuşların evrimi senaryosuna geçiş formu arayan evrimciler, günümüz kuşlarının karakteristiklerini 11 milyon yıl daha geriye atan, 110 milyon yıl boyunca değişmemiş yapılar taşıyan örneklerle karşılaşmaktadırlar. Diğer yandan, Gansus yumenensis"in bir kez daha öğrettiği bu gerçek, hayret verici bir şekilde, Radikal gazetesinde gözardı edilmekte, üstelik evrimcilerin "kayıp halka" masalıyla bağdaştırılmaktadır.

Şimdi Radikal"in konuyla ilgili yorumlarına geçelim ve bir teoriye körükörüne bağlı olmanın evrimcileri ne denli aciz mantıklar öne sürmeye sürüklediğine bakalım.

Kayıp halka çarpıtmasının ardındaki acizlik

Radikal gazetesinde, G. yumenensis"in, "kuşların evrimindeki eksik halkayı tamamlayacağı" ve "günümüz kuşlarının suda yaşayan hayvanlardan evrildiğini gösterdiği" iddia edilmektedir. Ancak her iki iddiayı ele aldığımızda, bunların hiçbir dayanağı olmayan, evrim teorisini bir dogma olarak benimseyen kişilerin abartılı spekülasyonları olduğu derhal ortaya çıkmaktadır. Gansus yumenensis bulgusu bu iddiaları herhangi objektif bir zeminde desteklememektedir.

Önce bazı acemi evrimcilerin son günlerde diline doladığı şu "kayıp halka" iddiasına daha yakından bakalım. Radikal gazetesi tuhaf bir şekilde, ele geçirilen her fosil bulgusunun evrim teorisini kanıtladığını zannetmekte, Gansus yumenensis bulgusunu da böylesine bir heyecan içinde "bir kayıp halka daha bulundu" başlığıyla vermektedir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, günümüz kuşlarının karakteristiklerini taşıyan, üstelik bunların tarihini 11 milyon yıl daha geriye taşıyarak 110 milyon yıllık bir durağanlık ortaya koyan bir fosil, hiçbir şekilde evrime halka oluşturmamaktadır. Fosilleri bulunan canlı, annesi babası kuş olan, kendi de mükemmel bir şekilde uçabilen, avını bulmak için suyun dibine dalabilen ve güçlü kaslarıyla bacaklarını çırpma suretiyle onu izleyebilen kusursuz bir canlı, tüm özellikleri ile bir "kuş"tur.

Bu özelliklere sahip bir canlı, günümüzde de yaşıyor olsa, 1000 yıl veya 110 milyon yıl önce de yaşamış olsa, bir kuştur. Herhangi yarım gelişmiş bir fonksiyonu, örneğin yarı gelişmiş kanadı, göğüs kemiği, tüyleri, ayakları vs. var mıdır? Kuşları, evrimci literatürde atası olarak anılan etçil dinozorlarla çarpıcı derecede yakınlaştıran yeni bir özellik mi keşfedilmiştir?

Hayır.

O halde Radikal"in bu kuşla ilgili "kayıp halka" yakıştırması nereden gelmektedir?

Her zaman olduğu gibi, evrim teorisi lehindeki propagandayı, gerçekçilikten ne denli uzak, ne denli hayalci ve ne denli gözü kapalı olursa olsun, sürdürme gayesinden.

Evrimciler, G. yumenensis"i, soyu tükenmiş bazı kuş gruplarıyla aynı dönemden günümüze ulaştığı ve günümüz kuşlarının karakteristiklerini taşıyan en eski örnek olduğu için evrimsel bir bağlantı olarak yorumlamaktadırlar. Oysa bunun aslında son derece zorlama ve o kadar da hayalci bir yorum olduğu açıktır.

Evrimcilerin elindeki veri, soyu tükenmiş grupların günümüz kuşlarından bazı anatomik kriterlerle ayrılmasından ibarettir. Onlar ise tuhaf bir şekilde bundan hareketle kayıp halka masalları anlatmaktadırlar.

Diğer grup kuşların soyunun tükenmesi, günümüz kuşlarıyla paylaşılan özelliklere nispeten daha az sahip oluşları da evrim kanıtı oluşturmamaktadır. Çünkü evrim teorisi, yeni soyların ortaya çıkışını açıklama iddiasında olan bir teoridir. Tükenen soylar da, akıl ve mantık gereği, başka soylara yol açamayacağına göre bu kapsamda değerlendirilemezler.

Burada durumu bir basitleştirmeyle özetlersek, günümüzden 110 milyon yıl kadar önce yanyana yaşamış A ve B formlarından ikisinin de soyu tükenmiştir. Ancak evrimciler bunlardan birisini, günümüz kuşlarıyla daha fazla ortak özellik taşıdığı için evrimsel ata olarak yorumlamakta, bunun B formu ile bağlantılı olduğu hikayesine başvurmaktadırlar. Ancak açıktır ki, böyle yapmakla en baştan benimsedikleri dogmaya göre bir "kurgu" yapmaktadırlar ve ortaya herhangi bir "kanıt" koymuş sayılmamaktadırlar. Çünkü ikisinin birlikte yaşamış olması, ne A"nın B"den ne de B"nin A"dan veya her ikisinin ortak bir atadan evrimleştiğine dair kanıt oluşturmamaktadır.

Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, Gansus yumenensis, Radikal"de yazıldığı gibi günümüz kuşlarının suda yaşayan canlılardan evrildiğini" göstermemektedir. G. yumenensis sadece, günümüz kuşlarıyla birçok özelliği paylaşan en eski örnektir. "En eski kuş, tüm kuşların evrimsel atasıdır" anlamına gelen bu sözler ise, ancak evrimcilerin kendi önyargılarına göre dile getirdiği taraflı yorumlardır.

Sonuç:

G. yumenensis ne bir kayıp halkadır, ne de tüm günümüz kuşlarının evrimsel atasıdır. Radikal gazetesinde ortaya konan iddialar, kendi başlarına evrim teorisi lehinde hiçbir destek oluşturmayan bulgulara evrimci hikayeler yamanarak oluşturulmuş "kurgu"lardan ibarettir.

G. yumenensis, kuşların uçuşunu mümkün kılan ve herbiri ayrı birer mucize oluşturan fizyolojik ve biyomekanik ayarlamaların, 110 milyon yıl boyunca değişmediğini ortaya koymakla başlı başına bir yaratılış kanıtıdır. Bu gerçek aleyhinde çabalayan evrimciler ise Radikal haberinde görüldüğü gibi konuyu çarpıtmaya, durumu çaresizce kendi lehlerine çevirmeye çalışmaktadırlar. Radikal"deki propaganda ekibine bu şekilde bir yere varamayacaklarını, bunda ısrar ettikleri taktirde bilim tarihinin en büyük yalanının taraftarları olarak anılacaklarını bir kez daha hatırlatıyor, hayali masallarla Türk halkını aldatma stratejisinden vazgeçmelerini tavsiye ediyoruz.

Not: Bu yazı aynı zamanda aşağıdaki habere de cevabımızdır.

Birgün, 16 Haziran 2006, Kuşların evrimi artık biliniyor.

 

1. Science, (vol 312, sf. 1640), 16 Haziran 2006
2. China fossils fill out bird story, news.bbc.co.uk, 16 Haziran 2006,
http://news.bbc.co.uk/2/hi/Science/nature/5085686.stm
3. China fossils fill out bird story, news.bbc.co.uk,
4.Jeff Hecht, Feathered fossils suggest aquatic ancestry for birds, New Scientist.com news service, 15 Haziran 2006

5. Waterfowl fossils fill in a big missing link, msnbc.com, 15 Haziran 2006, http://www.msnbc.msn.com/id/13342029

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo