PKK TÜRK MİLLETİNİ HEDEF ALAN BÜYÜK BİR TEHLİKEDİR
Şiddetin her türlüsü, kim ne amaçla kullanırsa kullansın ve hedefi hangi inançtan hangi düşünceden insan olursa olsun, çirkindir. Şiddet hiçbir zaman izlenecek bir yol değildir ve insanlık için büyük bir beladır. Sorunların çözümü şiddet ile değil fikri olarak doğrusunun anlatılması yani ilmi mücadele ile mümkün olur. Ülkemizde son 35 yıldır askeri yöntemlerle çözülemeyen PKK sorunu bu konuda önemli bir örnektir.
www.pkkninkomunisttaktikleri.beyazsiteler.com
PKK, Türkiye’yi bölmeye azmetmiş ve bu nedenle de Türk askerini son 30 yıldır daima kahpece arkadan vurmuş Marksist Leninist bir terör örgütüdür. Leninizm’in gereği olarak tarihimiz boyunca şehirlerde kanlı şiddet eylemlerinde bulunmuştur. Demokratik protestoları dahi kendi şiddet eylemlerine araç olarak kullanmıştır. Bunun en önemli örneklerinden biri Gezi olaylarıdır. Barışçıl gösterilerin şiddet eylemlerine dönüşmesi PKK’lıların Taksim meydanını “kurtarılmış komünal bölge” ilan etmeleriyle gerçekleşmiştir. Kargaşa, PKK’nın her vesile ile Türkiye içinde başvurduğu bir yöntemdir. Dolayısıyla PKK Türkiye için en büyük tehdit olmaktan çıkmış değildir. İdeolojisi gereği bu eli kanlı örgüt sadece Türkiye için değil, tüm dünya için büyük bir tehlikedir.
Nitekim geçtiğimiz günlerde, Türkiye’de 1980 darbesi döneminden beri ilk defa sokağa çıkma yasağı kararları alınmış ve 8 yıl sonra Diyarbakır’da ilk defa polis sokağa inmiştir. PKK geçtiğimiz günlerde Kobane’deki yenilginin dehşeti ile Türkiye sokaklarını yakıp yıkmış ve adam öldür-müştür. Kobane’deki başarısızlığın acısını şefkatli ve demokratik bir ülke olan Türkiye’den çıkarmaya çalışmış ancak hiç beklemediği bir yenilgi ile karşılaşmıştır.
PKK Kürt Halkının Kurtuluşu Olamaz
Eylül başında IŞİD güçlerine karşı en büyük koz olarak PKK’nın silahlandırılmasının üzerinde duran, hatta PKK’nın terör listesinden çıkarılması konusunu gündeme getiren bir kısım ABD’li ve Avrupalı yazarlar, geçtiğimiz haftalarda beklemedikleri bir şok yaşadılar. Irak’ın kurtarıcısı olarak göstermeye çalıştıkları PKK, Suriye’de IŞİD güçlerine karşı büyük bir yenilgi yaşadı.
Bu durumu değerlendirdiğimizde bazı gerçeklerle karşılaşırız. Öncelikle, IŞİD’e askeri operasyonun gündeme geldiği günden beri Batı basınında yer alan sözde “kahraman PKK” hikayelerinin gerçeği yansıtmadığını tüm dünya görmüştür. Hain, Marksist Leninist bir gerilla hareketi olan PKK’yı IŞİD’e karşı silahlandırıp savaştırmayı öne süren bazı siyaset yorumcularının ne kadar dar ve sığ düşündükleri ispatlanmıştır. PKK, on yıllarda Türkiye’de nizami orduya karşı, gizlenerek, pusu kurarak, sırttan vurarak varlığını devam ettiren bir terör örgütüdür. Kendisi gibi gayri nizami harp kurallarına göre savaşan IŞİD’le karşı karşıya kaldığında ise yapabildiği tek şey kaçmak olmuştur. Kobane’de yaklaşık 100 köyü terk eden, geride kadınları, çocukları, yaşlıları ve hastaları bırakarak kaçan PKK’nın korkaklığı, Batı’nın bazı konuları yeniden ve ciddiyetle düşünmesini sağlamalıdır.
IŞİD saldırıları karşısında şu anda Suriyeli Kürtlerin tek güvenli sığınağı Türkiye’dir. Türkiye son günlerde, Avrupa’nın tüm 2013 yılı boyunca kabul ettiği mülteciden daha çok sayıda insanı ülkesine kabul etti. Hali hazırda yaklaşık 2 milyon Suriyeli misafiri ağırlayan Türkiye’ye önümüzdeki günlerde de daha çok insanın akın edeceğini tahmin etmek zor değildir. Türkiye şefkat ve merhametle din, dil, ırk ayrımı yapmadan tüm mazlumlara kapısını açarken, PKK sempatizanları Türk askerini taşladı. IŞİD’ten ve bombalardan kaçan insanlara yardımcı olmak yerine, sınırda sözde direniş çadırları kurdu ve mazlumlara yardım etmek yerine yapılan yardımlara da engel oldu.
PKK terör örgütünün kolu olan PYD militanlarının Suriye’nin Kobane bölgesinde IŞİD’e karşı aldığı ağır yenilginin ardından hedef ülke Türkiye oldu. Sanki Kobane Türkiye sınırları içindeymiş veya saldırı Türkiye’den gelmiş gibi, PKK taraftarlarından hükümete yönelik tehditkar sesler yükselmeye başladı. İşin en ilginç yanı ise, Türkiye’nin Suriye’deki PKK militanlarını silahlandırmaması nedeniyle suçlanmasıydı. Sanki PKK, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki en belalı hasmı değilmiş gibi Türkiye’nin “silah” yardımını istiyordu. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ve 20’den fazla kişinin öldüğü sokak çatışmalarının asıl bahanesi işte buydu.
Diğer taraftan PKK ve sempatizanları, sahte kahramanlık gösterileri yaparak, Kobane’ye gitmek istediklerini Türk askerinin ise buna izin vermediğini iddia ettiler. Bu sebeple de taş ve molotoflarla Suriyeli göçmenlere yardım eden Türk askerine saldırdılar. Yaklaşık 30 yıldır Türkiye sınırlarından illegal giriş çıkış yapan PKK’lılar eğer gerçekten IŞİD’le mücadele etme niyetinde olsalar, hiç şüphesiz sınırdan geçip bunu yapabilirlerdi. Dolayısıyla IŞİD’le karşı karşıya geldiğinde koşarak kaçan PKK’lıların asıl niyetinin bu olmadığı aşikardır.
Ancak unutulmamalıdır ki; on yıllardır bebek, çocuk, yaşlı, kadın demeden on binlerce Müslüman Türk vatandaşımızı, binlerce askerimizi ve polisimizi kalleşçe şehit eden, ülkemizi bölerek komünist Kürdistan kurma hayali uğruna akla gelmedik her türlü fitne, fesat ve bozgunculuğu çıkaran Allah’sız, dinsiz komünist PKK Allah’ın izniyle de son günlerini yaşamaktadır.
Sayın Adnan Oktar’ın belirttiği gibi PKK’nın Said Nursi külliyesini yakması da artık sonunun geldiğinin net bir alametidir. İslam 1400 yıldır ayaktadır. Ancak deccaliyet her zaman mağlup olmuştur. Bu deccal de son günlerini yaşamaktadır. Allah’ın hizbi daima galip olandır. Allah vaadinden dönmez.
Batı, eğer gerçekten Ortadoğu’da sükûnet istiyorsa, IŞİD gibi bağnaz radikal gruplara karşı yıllardır denediği ve sürekli başarısız olduğu askeri müdahale tekniğini bir kenara bırakmalı, radikalizme karşı gerçek Kuran’a dayalı bir eğitimle mücadele etmelidir. Fakat asıl önemlisi Ortadoğu’daki büyük tehlikenin PKK olduğunu görmelidir.
www.pkkninideolojisi.beyazsiteler.com
IŞİD, İslam dinini yanlış yorumlamış olan bir yapılanmadır. Uyguladıkları şiddetin ve eylemlerinin İslam’a göre tasvibi asla mümkün değildir. IŞİD’in uygulamaları, Kuran’da ve Peygamberin uygulamalarında asla yeri olmayan, dine sonradan eklenmiş olan hurafelere dayalı yanlış uygulamalardır. Fakat burada dikkati çeken Suriye PKK’sının IŞİD karşısındaki bozgunudur. Bu çok önemli bir gerçeği gözler önüne sermiştir: PKK belası psikolojik ve fiziki anlamda yenilgiye uğramıştır. Kobane’ye gidip savaşmayı göze alamayanların dağda saklanarak ahkam kesmeleri, güçlerinin Türk askerine yeteceğini sanmaları zavallılıklarını vurgulamaktan öte değildir. PKK gibiler yok olup gitmeye mahkumdur.
Yıllardır sinsi kurşunlarla Mehmetçiğimize saldıran PKK’lılar yolun sonuna geldiklerini artık görmeli! Kobane’de kendi halkını ortada bırakıp IŞİD’den korkup kaçan örgüt üyeleri ülkemizde terör estirerek, PKK’nın çöküşünü durduracaklarını zannediyorlar.
Kobane’de kanun hukuk tanımayan IŞİD’ten korkup kadın kıyafeti ile kaçan korkaklar, Türkiye’nin merhametini kötüye kullanıp ülkemizde sahte kabadayılık yapıyorlar.
Aslan Polisimiz Kobane’den gelen Kürt analarımıza, çocuklarımıza sahip çıkarken PKK’lılar ülkemize yönelik saldırılarını daha da arttırıyorlar. Kürt kardeşlerimiz huzur arayışında, nankör PKK’lılarsa fitne derdinde. Fakat PKK şunu unutmamalı deccalin ömrü 40 yıldır. PKK’nın 40 yıllık ömrü doldu.
Kürt Kardeşlerimiz Türkiye’de Huzur İçinde Yaşayacaklar
Kürt halkı dünyanın en efendi, en sabırlı, en güzel ahlaklı, en sevecen ve en şefkatli halklarından biridir. Türkiye Kürt halkına sahip olmanın nimetini yıllar boyunca yaşamıştır. Kazanılan bu toprakları Türk, Laz, Çerkez, Kürt herkes hep birlikte omuz omuza savaşarak kazanmıştır. Bu neden Kürt demek Türkiye demektir ve Kürt kardeşlerimiz Türk Milletinin has ferdi, has elemanıdır. Kürt halkının kurtarıcısı olduğunu ileri süren PKK’yı ise Kürtler asla sevmezler.
Rojava’da dindar Kürt halkı adına konuşan Suriye Kürt İslam Cephesi (Cephetül İslami Kurdi) Lideri Ebu Abdullah’ın, “Esed zindanlarından çıktık, PYD zindanlarına girdik, ikisi bizim için aynıdır” sözlerini burada hatırlatmak gerekir. Dindar Kürt halkı hiçbir zaman PKK’yı kabul etmemiştir ve kabul etmesi de mümkün değildir. Nitekim Kobane’de yaşananların ardından dindar Kürt kardeşlerimizin PKK’yı asla tasvip etmediklerine dair çıkarmış oldukları basın bülteni bunu anlamak için yeterli bir delildir.
Kürt kardeşlerimiz, ikiyüzlü komünist PKK’nın Müslüman Kürtleri aldatamayacaklarını bilir ve Kobane’den tavşan gibi kaçan bu korkak çetelere asla taviz vermezler. Kürt halkı PKK’nın, Leninist ideolojinin pençesine düşmüş sapkın komünist bir yapılanma olduğunu artık anlamıştır.
Kürt halkı Türkiye’nin kaderinde bölünme olmadığını bilmektedir. Dolayısıyla şu anda tehditlerle veya kanton modelleriyle ortaya çıkan PKK şımarıklığı sadece zavallıca bir hezeyandır. Kobane’deki PKK bozgunu, PKK’nın, daima başka belalarla defedileceğini, Kürt kardeşlerimizi asla koruyamayacağını ve Kürtlerin yaşadığı topraklarda asla yerlerinin olmadığını bir kere daha kanıtlamıştır. Kürtler, bugün tüm dünyanın da şahit olduğu şekilde Türkiye’nin koruması altındadırlar ve daima o şekilde olacaktır.
IŞİD Sorunu Ancak Mehdiyetle Çözülür
Dünya gündemini sarsan eylemleri ile IŞİD elbette doğru yolda değildir. IŞİD, Kuran’a aykırı bağnaz bir din anlayışını benimsediği için şirke düşmüştür. Dolayısıyla zulme eğilimlidir. Kaderde Allah PKK’ya da IŞİD’e de bir misyon yüklemiştir. PKK’nın kötülüklere vesile olan bu misyonu bitmiştir ve Allah PKK’nın yok edilmesinde IŞİD’i vesile kılmaktadır.
IŞİD sorununu bombalayarak çözeceklerini zannedenler büyük bir yanılgı içindedirler. Her ne yanlışı olursa olsun Müslümanları bombalamak, katletmek hiçbir şekilde meşru gösterilemez. Suudi Arabistan, BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) gibi Müslümanların tepesine bomba yağdıran ülkeler çok yanlış bir yol izlemekte ve çok büyük bir vebal altına girmektedirler. O bombardımanlarda pek çok sivil de hayatını kaybetmektedir ki bunun cinayetten bir farkı yoktur.
Şirkin çözümü bombalamayla değil, ancak eğitimle, Kuran’daki doğru bilginin aktarılmasıyla, açıklanmasıyla olur. Öldürmeyle, asma kesmeyle bir sonuca varılmayacağını, bu yöntemle sorunun katlanarak artacağını tarih bize göstermiştir.
Bu eğitimi en iyi verecek olan kutlu şahıs ise rivayetlerin bildirildiğine göre pek yakında tüm Müslümanların etrafında birleşecekleri Hz. Mehdi (a.s.) olacaktır. Nitekim IŞİD’e çok net bir biçimde işaret eden hadis-i şeriflerin haberine göre bu topluluk en sonunda Hz. Mehdi (a.s.)‘a tabi olarak ıslah olacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) zamanında akan kanlar duracak, silahlar ortadan kalkacak, barış çağı dünyayı aydınlatacaktır inşaAllah.
PKK Militanlarının Kurtuluşu Tevbe Etmeleri, İslam’a ve Kuran’a Dönüp, İttihad-ı İslam’ı Savunmalarındadır
PKK militanları hezimete uğramaktan kurtulmak için öncelikle tevbe edip, İslam’a, Kuran’a dönmelidirler. PKK’lı gençler, Kuran’ı çok iyi okumalı, İttihad-ı İslam’ı savunmalıdırlar. Yaptıklarının cezası neyse hukuki karşılığını kabul etmeli ve yerine getirmelidirler. PKK militanlarının bu yaklaşımı ile bütün bölge kurtulduğu gibi Afganların, Pakistanlıların, Kürtlerin, Lazların, Çerkezlerin hepsi bir ferahlık içine girerler. Muazzam bir ekonomik zenginlik, muazzam bir sosyal adalet ve neşe, müthiş bir mimari, sanat, estetik, kardeşlik duygusu oluşur ve muazzam bir bayram havası, her yeri sarar. PKK’nın bunun dışında bir kurtuluşu yoktur. Diğer türlüsü PKK’nın çıktığı bataklıkta batması anlamına gelir. Bir kısım kimseler tarafından peşmergenin IŞİD’e karşı, “başarısız” ilan edilmesi, PKK’nın oyuna dahil edilmesi gibi bahanelerle PKK’nın başka şekilde ilerlemesine ve ülkeyi bozmasına Allah asla müsaade etmez. PKK kendini sevdirmek istiyorsa, yapacağı tek şey Allah’ın rızasına yönelmek olmalıdır. Militanların insanlardan medet umması, çeşitli planlar yaparak PKK’yı kurtarmaya çalışması ise boşunadır. PKK için tek kurtuluş Kuran’a, İslam’a dönmektir. Unutmayalım İttihad-ı İslam’ın dünyada yaygınlaşması, bütün insanlığın mutluluğa, sevince, barışa koşması, savaşların durması, silahların tamamen yeryüzünden kalkması demektir.
Sayın Adnan Oktar’ın 2 yıl önce yaptığı son derece hayati uyarılara rağmen PKK ve destekçileri tutumlarını değiştirmediler. On yıllardır hayalini kurdukları Türkiye’yi bölme ve Güneydoğu’da bir komünist Kürdistan kurma hedeflerine çok yaklaştıklarını sandıkları bir anda tam Sayın Adnan Oktar’ın haber verdiği gibi hiç ummadıkları bir belanın ortasına düştüler.
ADNAN OKTAR: PKKlılar da eğer bir güzellik yapmak istiyorlarsa, ben onlara yol gösteriyorum. İttihad-ı İslam’ı savunsunlar PKK’nın yapacağı İttihad-ı İslam’dır. Başka türlü kurtulamazlar. İçlerinde gaflete düşmüş, cahillik etmiş, yanlışlıkla o belanın içine düşmüş tipler olabilir ya da korku belasıyla girmiş olanlar olabilir veyahut hakikaten düşünerek girmiş olanlar olabilir, onların kurtuluşu İttihad-ı İslam’dır. Hepsi İttihad-ı İslam’a girsinler ve desteklesinler. Eğer İran’daki Kürt kardeşlerimizi korumak istiyorlarsa Irak’dakileri korumak istiyorlarsa, Suriye, Türkiye’dekileri korumak istiyorlarsa, kalplerinde zerre miktar onlara karşı sevgi, saygı varsa İttihad-ı İslam’ı savunsunlar, onun dışında mahvederler Kürt kardeşlerimizi.
Armagedon belasına, Armagedon oyununa piyonluk yapıyorlar, büyük bir belaya doğru onları sürüklüyorlar, bu oyuna gelmesinler. Yani durduk yere Amerika’nın şahinleri bölgede bir Kürt komünist devleti kurulmasını ister mi? Akıl var fikir var, insan düşünür niçin istesin böyle bir şeyi? Tabi ki parçalayıp mahvetmek için istiyorlar, Kürt kardeşlerimizi yeryüzünden silmek istiyorlar. Bu oyuna gelmesinler, PKK İttihad-ı İslam’ı savunsun, BDP İttihad-ı İslam’ı savunsun, BDP’li milletvekilleri hepsi İttihad-ı İslam’ı savunsunlar...
Allah’a tevekkül etsinler, müthiş ferahlarlar, her yönden kurtulurlar, her yönden rahatlarlar, her yönden güzellik olur, başlarının üstünden büyük bela kalkar. Bak, ALLAH esirgesin, başlarında çok büyük bir bela dönüyor. Büyük belaları hazırlamaya çalışıyorlar onlara karşı.
Evanjeliklerin böyle şahin saldırgan tipleri var, bir de muhafazakar, dindar, güzel huylu şefkatli merhametli olanları var, onlar ayrı. Gaddar, adam öldürmekten zevk alan sadistleri var Evanjeliklerin. Bunlar CIA’de, orada burada hakimler, Amerikan derin devletinde hakimler ve büyük bir katliamın, büyük bir Kürt katliamının hazırlıkları içerisindeler. Onun için kardeşlerimiz kesinlikle bu oyunu görsünler, akılcı davransınlar, İttihad-ı İslam’ı savunsunlar.
PKK’ya girmiş kişiler, ayrıca onlar için de söylüyorum, onlar da İttihad-ı İslam’ı savunsunlar. Bu çok güzel netice getirir, konuyu kökten halleder, onun dışında olmaz. Bir de askerimize polisimize saldırmak olmaz. Askerin polisin güçlü olması onların da lehine, sizi de koruyor polis, Türk askeri koruyor. Güneydoğu’yu işgal etmek isteyen güçlere karşı Türk askeri bir güvencedir.
Siz Türk askerini zayıflatıp güçsüz hale getirmeye çalışıyorsunuz güya. Kim koruyacak sizi o zaman? Siz kendinizi koruyamazsınız, mahvederler sizi. Dağlarda sizi armut gibi toplarlar PKK’lıları, öyle bir konu olmaz. Çok acımasız davranırlar, Türk askeri gibi olmaz. Türk askeri merhametli, şefkatli, sevecen davranıyor. İşgal kuvvetleri -Allah esirgesin- devreye girerse çok gaddar davranırlar. Öyle dağa kaçmakla kurtulamazsınız, mağaraya kaçmakla kurtulamazsınız.
PKK’lılar için bu dediklerim geçerli, onlar için de çok büyük bir tehlike var, başları çok ciddi belaya girer, akıllarını başlarına alsınlar.