Ölümü Hatırda Tutmanın Önemi
ucgen

Ölümü Hatırda Tutmanın Önemi

32974

Her insan kesin bir gerçek olan ölümü, Yüce Rabbimiz`in kaderde belirlediği bir zamanda, nerede olursa olsun yaşar. İnsanların sahip oldukları güzellik, zenginlik, makam veya herhangi bir güç kendilerini ölümden uzaklaştıramaz; ölüm muhakkak yaşanır. Buna rağmen pek çok insan ölümü düşünmez, hatta özellikle bu düşünceden kaçarlar. Ama bu kaçışın hiçbir faydasının olmayacağı Kuran ile insanlara bildirilmiştir. Bir ayette, Allah (cc) ölüm gerçeğini şöyle haber vermiştir:

"De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah) a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir." (Cuma Suresi, 8)

İnsanların çoğu özellikle de gençken ölümü hiç akıllarına getirmek istemezler. Ölümü herşeyin sonu olarak gördükleri için bu gerçeği düşündüklerinde sıkıntıya ve üzüntüye düşüp korkuya kapılırlar. Oysa ki insanın düşünmemekle ölümden kaçamayacağı açıktır. Nitekim herkes karşısına çıkan herhangi bir gazetede dahi ölüm haberleriyle karşılaşır. Yolda giderken bir cenaze arabasına rastlar ya da bir mezarlığın önünden geçer. Zaman içinde her insanın yakınları ve akrabaları ölür. Bu kişilerin cenazelerine gidildiğinde ya da evleri ziyaret edildiğinde, herkes bir anda mutlak ölüm gerçeğiyle yüzyüze kalır. İnsan ne kadar direnirse dirensin, nereye sığınırsa sığınsın, nereye kaçarsa kaçsın ölümle her an karşılaşabileceği apaçık bir gerçektir. Bu gerçeği hatırda tutmak ise önemlidir. Çünkü ölümü düşünmek, bir insan için aslında pek çok hayra vesile olabilecek önemli bir olaydır. Bu gerçek, Allah (cc)'ın izniyle samimi düşünenler için geçici olan dünya hayatına bağlanmayı önleyebilecek, ahiret hayatında azaptan kurtulmaya vesile olabilecek bir nimete dönüşebilir.

İmam Gazali Hazretleri de ölümü anmanın faziletlerini İhya`u ulum`id-Din adlı eserinde şöyle anlatmıştır:

Bil ki dünyaya dalanın, aldatıcılığına kananın, şehvetlerine sarılanın gönlü hiç kuşkusuz ölümü anmaktan gaflete düşer, ölümü anmaz. Böyle birisine ölümden söz edildiğinde yüzünü buruşturur, tiksinir. Pek tabi en üstün rütbe sahibi her durumda işini Allah`a havale eden, ölüm ve yaşamı için nefsine tercih hakkı vermeyendir, Efendisi neyi çok seviyor, neyi tercih ediyorsa, kendi tercihi de Efendisi'nin tercihi olandır, ki bu kişi sevgi ve dostlukta teslim ve rıza makamına ulaşmış demektir. Bu da gaye, hedeftir.

Her halükarda ölümü anmakta sevap ve fazilet vardır. Dünyaya dalan da aslında ölümü anmasıyla geçici bir süre ile sınırlı da olsa dünyadan uzaklaşacağı için ölümden yararlanır, çünkü ölümü andığında nimetleri boğazında düğümlenir, zevkinin duruluğunu yitirir. İnsanı lezzet şehvetlerinden soğutan her şey kurtuluş sebeplerindendir.
(İhya`u Ulum`id-Din, 4. Cilt, İmam Gazali, s. 903-904)

Ölümü anmanın hikmetlerini görmek, insanın kurtuluşuna, Yüce Allah (cc)`a yakinini artırmaya vesile olması nedeniyle çok önemlidir. Bu nedenle yapılması gereken, gerçekleri göz ardı etmeyi bir kenara bırakarak Allah (cc)'ın kaderde tespit ettiği süreyi, Yüce Rabbimiz`e en iyi şekilde kulluk ederek geçirmeye gayret etmektir.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo