New Scientist’de yaşamın gizemi soruları ve evrim yanılgıları
ucgen

New Scientist’de yaşamın gizemi soruları ve evrim yanılgıları

2122
New Scientist dergisinin 4 Eylül 2004 tarihli sayısında, "Yaşamın Gizemleri" başlıklı bir yazı yayınlandı. Söz konusu yazıda, bilimin yanıtlanmamış en büyük on sorusu üzerinde duruluyordu. Ancak yazıda, herhangi bir dayanak olmaksızın yer verilen evrimci iddialar da göze çarpıyordu. Aşağıda, söz konusu iddiaları belirtip bunlar hakkında açıklama bulabileceğiniz sayfalara linkleri ekledik.

New Scientist dergisinin 4 Eylül 2004 tarihli sayısında, "Yaşamın Gizemleri" başlıklı bir yazı yayınlandı. Söz konusu yazıda, bilimin yanıtlanmamış en büyük on sorusu üzerinde duruluyordu. Ancak yazıda, herhangi bir dayanak olmaksızın yer verilen evrimci iddialar da göze çarpıyordu. Aşağıda, söz konusu iddiaları belirtip bunlar hakkında açıklama bulabileceğiniz sayfalara linkleri ekledik.

RNA dünyası yanılgısı

Yaşamın kökeniyle ilgili bölümde her aşaması ayrı bir imkansızlıklar zinciri olan RNA Dünyası tezine yer veriliyordu. Hayal etmesi bile güç olan bu senaryoda ilk genomların RNA’dan yapılmış olduğu, sözde "kendi kendine yeten bu RNA dünyası"nın yerine zamanla günümüzdeki DNA"nın geçmiş olabileceği" şeklinde bir iddia ortaya konuyordu. Tamamen dayanaksız bir spekülasyondan ibaret olan RNA dünyası tezinin bilimsel bulgular karşısında neden imkansız bir senaryo olduğu hakkında buradan bilgi edinebilirsiniz.

"Hala evrim geçiriyor muyuz?" yanılgısı

Bu bölümde, hayali evrim süresince mutasyonların sözde devam ettiği ve buna bağlı olarak insanların ortama göre değiştikleri iddia edildi. Ancak mutasyonlarla ilgili bu yanlış yaklaşım, evrimin bir dogma olarak benimsenmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Evrimciler insanın geçmişte evrimleştiği hikayesini körükörüne kabul ettikleri için kendi inançlarından hareketle şu an ve geleceğe dair de benzer iddialarda bulunmakta sakınca görmemektedirler. Bu iddiaların dogmatik yönünü daha iyi görmek için mutasyonların etkisine kısaca bakmak yeterli olacaktır. Mutasyonların sadece bir tahrip mekanizması olduğu açıktır. Fransız Bilimler Akademisi"nin eski başkanı Pierre Paul Grassé, mutasyonları "yazılı bir metnin kopyalanması sırasında yapılan harf hataları"na benzetmiştir. Harflerde meydana gelen yazım hataları gibi mutasyonlar da bilgi oluşturmaz, aksine var olan bilgiyi yıkıma uğratır. Grassé bu durumu şöyle açıklamıştır: 

Mutasyonlar, zaman içinde son derece düzensiz biçimde meydana gelirler. Birbirlerini tamamlayıcı bir özellikleri yoktur ve birbirini izleyen nesiller üzerinde belirli bir yöne doğru kümülatif bir etkileri olmaz. Zaten var olan yapıyı değiştirirler, ama bunu tamamen düzensiz bir biçimde yaparlar... Bir canlı vücudunda çok küçük bile olsa bir düzensizlik oluştuğunda ise, bunun sonucu ölüm olur. Yaşam olgusu ile anarşi (düzensizlik) arasında hiçbir olası uzlaşma yoktur. 1

İşte bu yüzden, Grassé"in dediği gibi "mutasyonlar ne kadar çok sayıda olurlarsa olsunlar, herhangi bir evrim meydana getirmezler." 2 Görüldüğü gibi Hürriyet Bilim’in "insanlar hala mutasyonlarla evrimleşiyor" kabülü, bilimsel bulgulara rağmen, bir dogma olarak sürdürülen bir inançtan ibarettir.

Zekanın evrimi yanılgısı

Yazıda, "zekanın belirli bir ekolojik ortamda yaşayabilmenin en iyi yolu olduğu bu nedenle evrimle geliştiği" gibi bir iddia da ortaya atılıyordu. Darwinist önyargılarla oluşturulan insan aklı hakkındaki evrim senaryoları bilimsel gösterilmeye çalışılmalarına karşın tamamen bilim dışıdır. Evrimciler bu konudaki iddialarını tecrübe etme ve sözde evrimsel süreçteki şartları tekrarlama imkanına sahip değildirler. Nature dergisinin editörü Henry Gee, bir evrimci olmasına karşın bu tür iddiaların bilim dışı olduğunu şöyle kabul etmektedir:

"Mesela, insanın evriminin, vücudun duruşu, beyin hacmi ile ateş, alet kullanımı gibi teknolojik başarılar ve lisanın ortaya çıkmasını sağlayan el-göz koordinasyonundaki gelişmelere bağlı olarak geliştiği söylenir. Ancak bu gibi senaryolar subjektiftir. Deneylerle asla test edilemezler, öyleyse bilimsel değildirler. Genelde kullanımda olmaları, bilimsel testlere değil, sahiplerinin iddia ve otoritesine dayanır." (Henry Gee, "In Search Of Deep Time: Beyond the Fossil Record to a New Hıstory of Life", The Free Press, A Division of Simon & Schuster, Inc., 1999, sf. 5)

Zekanın evrimi iddiası körükörüne anlatılan bir hikayeden ibarettir. Bu konudaki iddianın geçersizliğini ortaya koyan yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

 

 

1- Pierre-Paul Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, N.Y. 1977, s. 97
2- Pierre-Paul Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, N.Y. 1977, s. 88

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER