.jpg)
Dünya üzerinde insanlar arasında gerçek bir dostluk ve ittifak sağlayabilecek yegane güç ancak 'iman'dır. Hesap gününden korkan müminler dostluklarıyla, dünyada başlayıp ahirette de sonsuza kadar devam edecek sağlam bir ittifakın temellerini atmış olurlar. Birbirlerini, araya hiçbir çıkar ya da menfaat beklentisi katmadan, halis niyetle ve sadece Allah rızası için sever, Allah rızası için dost olurlar. Temeli Allah sevgisine ve Allah korkusuna dayalı olan bu bağın bozulması Allah'ın dilemesi dışında hiçbir şekilde mümkün olmaz.
İman edenler, Allah rızası için birbirlerini sevmelerinin verdiği güç ile büyük bir manevi kuvvet oluştururlar. Bir ayette "... (O zaman) Muhakkak Allah'a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara Suresi, 249) sözleriyle bildirildiği gibi, kalplerindeki iman ile az sayıda bile olsalar, manen, büyük zorluklara ve güçlüklere karşı galip gelecek bir şevk ve irade kazanmış olurlar. Gösterdikleri güzel ahlaktan dolayı Allah'ın yardımını ve desteğini kazanmış olurlar. Allah'ın "... eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz." (Al-i İmran Suresi, 139) ayetiyle bildirdiği gibi, kimsenin birbirine düşüremediği, gücünü kıramadığı manevi bir kuvvet oluştururlar.

Müminler, birbirleriyle sonsuz ahiret arkadaşı olmaya niyet etmiş olmalarından dolayı derin bir sevgi, saygı ve sadakatle birbirlerine bağlanırlar. Bundan dolayı da asla rekabete, çekişmeye ya da ihtilafa imkan tanımazlar. Her ne zorluk ya da sıkıntıyla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, Allah korkularından ve samimi imanlarından dolayı yılgınlığa, gevşekliğe ya da iradesizliğe kapılmazlar. Birinde bir kusur olacak olsa, bir diğeri güzel ahlakla ona destek olup iyiliğe teşvik eder. Sürekli birbirlerine iyiliği emredip, kötülükten sakındırdıkları için giderek imanları daha da güçlenir, kuvvetleri artar. Amaçları, çabaları ve duaları hep aynı olan müminlerin, imanları ve sevgilerinden oluşan bu manevi güçlerini Bediüzzaman Said Nursi bir sözünde şöyle bir örnekle dile getirmiştir:
‘Çünkü nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkid etmez (eleştirmez), dili kulağına itiraz etmez, kalb ruhun ayıbını görmez. Belki birbirinin noksanını tamamlar, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine yardım eder; yoksa o vücud-u insanın (insan bedeninin) hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır. Hem nasıl ki bir fabrikanın çarkları birbiriyle rekabetkârane uğraşmaz, birbirinin önüne geçmeye çalışmaz, birbirinin kusurunu görerek eleştirmek suretiyle şevkini kırıp yılgınlığa uğratmaz. Belki bütün meziyetleriyle, birbirinin hareketini genel amaca yönlendirmek için yardım ederler, hakiki bir dayanışma ve bir birlik ile yaratılış gayelerine doğru yürürler. Eğer zerre mikdar bir saldırı, bir zorbalık karışsa; o fabrikayı karıştıracak, neticesiz meyvesiz bırakacak. Fabrika sahibi de o fabrikayı bütün bütün kırıp dağıtacak...'( Risale-i Nur Külliyatı, 21. Lema, s. 668-669)
Bediüzzaman'ın verdiği bu örnek müminlerin arasındaki sevgiden kaynaklanan birlik ve beraberliğin anlaşılabilmesi açısından oldukça önemlidir. İmanlarından kaynaklanan samimi sevgilerinden ve ihlaslarından dolayı, aynı bir fabrikanın çarklarının biraraya gelerek büyük bir güç oluşturması gibi, onlar da birbirlerine olan sevgi ve bağlılıklarıyla sarsılmaz bir manevi kuvvet kazanmış olurlar.
Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun elçisi, rüku' ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren müminlerdir. (Maide Suresi, 55)
Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever. (Saf Suresi, 4)
Peygamber Efendimiz (sav)'in Sevgiyi Tavsiye Eden Sözleri
Mikdam İbnu Mâdikerib (radıyallâhu anh) şöyle anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz kardeşinin ahlakını (Allah için) seviyorsa bunu kendisine söylesin."( Kütüb-i Sitte, 10. cilt, s. 135; Ebû Dâvud, Edeb 122, (5124); Tirmizi Zühd 54, (2393) )
"Hediyeleşin, birbirinizi sevin, "Birbirinize yiyecek hediye edin. Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder(meydana getirir)." ( Kütüb-i Sitte, cilt 16, s.239)
"Allah Katında en sevimliniz dostluk kuran ve kendisiyle dostluk kurulanlarınızdır. Allah nezdinde en sevimsiziniz de arkadaşların arasını açanlardır." ( İhya'u Ulum'id-Din Huccetü'l-İslam, İmam Gazali, cilt. 2, s.365)
"İki kardeş (iki arkadaş) iki el gibidir, biri ötekini yıkar." ( İhya'u Ulum'id-Din Huccetü'l-İslam, İmam Gazali, cilt. 2, s.394)
"Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Birbirinize kin tutmayınız. Birbirinizi kıskanmayınız. Birbirinizle dostluğunuzu kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz." (Müslim İhya'u Ulum'id-Din Huccetü'l-İslam, İmam Gazali, cilt. 2, s.407)
"Size vermekte olduğu nimetlerinden ötürü Allah'ı sevin, beni de Allah beni sevdiği için seviniz." (Tirmizi İhya'u Ulum'id-Din Huccetü'l-İslam, İmam Gazali, cilt. 4, s.594)
"Allah için mütevazi olanı Allah yüceltir. Böbürleneni Allah alçaltır. Allah'ı çok ananı Allah sever." (İbn Mace İhya'u Ulum'id-Din Huccetü'l-İslam, İmam Gazali, cilt. 4, s.655)