Kral Karadeniz TV, 4 Mart 2009 Muhabir: Bugün bir gazetede Muhsin Yazıcıoğlu’nun iddia edilen Ergenekon davasında gizli tanık olarak dinleneceği yolunda haberler çıktı. Siz zaten Muhsin Bey’in kazasının bir suikast olduğunu söylemiştiniz. Bu bağlantıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Talat Caferoğlu Adnan Oktar: Bakın, olay bağırıyor ben suikastım diye, çok net. O da mümkündür, hakikaten bir gizli tanıklığı da olabilir de, o makul. Çünkü birçok güvenilir yerden de duydum. Fakat asıl konu o değil. Türk İslam âleminin muazzam bir inkişaf, muazzam bir gelişme içerisinde olduğunu görüyorlardı. Türk İslam âleminin en mühim liderlerindendir Sayın Yazıcıoğlu. Bu davanın aşığıdır o. Bütün ömrü boyunca bu güzel davaya, Allah’a, Kuran’a hizmete, Kuran ahlakıyla yaşamaya kendini adamış mübarek bir insandı. Hep onun ahlakı Kuran’dı, Kuran ahlakıydı. Elinden yüzünden nur akıyordu, çok efendiydi biliyorsunuz. Yalan söylemez, kimsenin hakkında dedikodu yapmaz, dürüstlük, efendilik, nezaket, nezahet, temizlik, terbiye hepsi üzerindeydi. Baktılar güzel bir örnek, kendilerince onu şehit edince Türk İslam Birliği hareketinin duracağını zannettiler. Bomba patladı bomba, milyonlarca şarapnele dağıldı şu an. Bakın Sivaslılar hemen anladılar. Ve bundan sonra Türkiye’ye dağılan bu milyonlarca Muhsin Yazıcıoğlu, kısa sürede Türk İslam Birliği’nin oluşmasına vesile olacaklar. Şu an o gençler coştu. Onları Allah’ın izniyle hiçbir güç zaptedemez, hiçbir kuvvet Allah’ın izniyle. Türk İslam Birliği kuruluncaya kadar onları kimse durduramaz. Gerek MHP’li gençler, gerek onlar, gerek AKP gençliği, gerek Demokrat Parti gençliği bütün bu sağ partiler, özellikle Saadet Partisi gençliği tam anlamıyla coşmuş durumda. Öyle muazzam bir kuvvet ki bu, yedi cedleri gelse kurtaramaz inşaAllah, yani durduramaz inşaAllah. Muhabir: Evet Hocam, dün Sayın Muhsin Yazıcıoğlu’nun avukatı bir televizyon kanalın da konuşurken kazanın arka planını anlatmaya başladığı anda konuşması kesildi. Konuşmasına izin verilmedi, acaba gerçeklerin ortaya çıkmasından neden korkuluyor? Kamuran Karagülle. Hakikaten Hocam, 4 soru sormuşlar şu anda hatırlamıyorum, okuduğum zaman ben de dehşete düştüm ama hatta Sayın Yazıcıoğlu’nun telefonuyla 112’nin arandığı ama iletişim sağlanamadığı gibi şeyler de vardı bunların arasında. Siz nasıl yorumlarsınız? Adnan Oktar: Bakın ben bunu tam anlatamadım herhalde, defalarca söyledim. Suikast ihtimali var demiyorum, net %100 suikast var; yani şehit ettiler, net %100. Hiç vakit kaybetmeden direk bu konunun üzerine gidilmesi lazım; yani suikast mı acaba yok. Bunu tespit edecekler o kadar. Yani suikastın yapılış şeklini tespit edecekler o kadar. Muhabir: Bir de Hocam şey var, tekniğini bilmiyoruz da, bu olayda tabii ki duyduk, öğrendik. Helikopterin görerek gitmesi gerekiyormuş, gideceği yeri, istikameti görerek gitmesi gerekiyormuş ama 3000 metre rakımda helikopterin ne işi vardı, o sisin, dumanın arasında o yönünü göremediği yere ne yapmaya gitti, niye çıktı artık bilemiyoruz. Adnan Oktar: Yani o kadar fazla anormallik var ki, olay bağırıyor. Her yönden bağırıyor, bir tane, iki tane, üç tane, beş tane, on tane değil; nereden tutsan bir anormallik görülüyor. Net, sarih suikast var. |