|
30 Nisan 2000 tarihli Milliyet Gazetesi"nin 2000 ekinde "Ne İnsan Ne Maymun" başlıklı bir yazı yayınlanmıştır. Sözkonusu yazıda Güney Afrika"da Sterkfontein Mağaralarında bulunan 2 milyon yıllık kafatasının, insansı bir tür maymuna ait olduğu ve bu kafatasının incelenmesiyle insanın sözde ataları hakkında bilgi edinilebileceği iddia edilmektedir. Oysa birkaç paragraflık bu yazı incelendiğinde, verilen bilgilerin evrimci masalları tasdik eden hiçbir yönü olmadığını görmek mümkündür.
Yazıda sözkonusu kafatasının "Paranthropu robustus" türünden bir dişiye ait olduğu belirtilmiştir. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, "Paranthropu robustus" -diğer adıyla Australopithecus robustus- kesinlikle bir maymun türüdür ve insanlarla hiçbir ilgisi yoktur. Bu konuyla ilgili şu bilgileri verebiliriz:
Australopithecus kelimesi "güney maymunu" anlamına gelir. Bu canlıların ilk olarak Afrika"da 4 milyon yıl kadar önce ortaya çıktıkları ve 1 milyon yıl öncesine kadar da yaşadıkları sanılmaktadır. Australopithecuslar arasında bazı ayrımlar vardır. Evrimciler Australopithecus türlerini çeşitli şekillerde isimlendirmişlerdir.
Ancak şunu belirtmeliyiz ki, Australopithecus türlerinin tümü, günümüz maymunlarına benzeyen soyu tükenmiş maymunlardır. Tümünün beyin hacimleri, günümüz şempanzelerininkiyle aynı veya daha küçüktür. Ellerinde ve ayaklarında günümüz maymunlarındaki gibi ağaçlara tırmanmaya yarayan çıkıntılar mevcuttur ve ayakları dallara tutunmak için kavrayıcı özelliklere sahiptir. Boyları kısadır (en fazla 130 cm.) ve aynı günümüz maymunlarındaki gibi erkek Australopithecus dişisinden çok daha iridir. Kafataslarındaki yüzlerce ayrıntı, birbirine yakın gözler, sivri azı dişleri, çene yapısı, uzun kollar, kısa bacaklar gibi birçok özellik, bu canlıların günümüz maymunlarından farklı olmadıklarını gösteren delillerdir.
Bu konudaki evrimci iddia ise, Australopithecuslar"ın, tam bir maymun anatomisine sahip olmalarına rağmen, diğer tüm maymunların aksine, insanlar gibi dik olarak yürüdükleri tezidir. Ama pek çok bilim adamı, Australopithecus"un iskelet yapısı üzerinde sayısız araştırma yapmış ve bu iddianın geçersizliğini ortaya koymuştur. İngiltere ve ABD"den dünyaca ünlü iki anatomist, Lord Solly Zuckerman ve Prof. Charles Oxnard"ın, Australopithecus örnekleri üzerinde yaptıkları çok geniş kapsamlı çalışmalar bu canlıların iki ayaklı olmadıklarını, günümüz maymunlarınınkiyle aynı hareket şekline sahip olduklarını göstermiştir. İngiliz hükümetinin desteğiyle, beş uzmandan oluşan bir ekiple bu canlıların kemiklerini on beş yıl boyunca inceleyen Lord Zuckerman, kendisi de bir evrimci olmasına rağmen, Australopithecuslar"ın sadece sıradan bir maymun türü oldukları ve kesinlikle dik yürümedikleri sonucuna varmıştır. (Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower, New York: Toplinger Publications, 1970, s. 75-94) Bu konudaki araştırmalarıyla ünlü diğer evrimci anatomist Charles E. Oxnard da Australopithecuslar"ın iskelet yapılarını günümüz orangutanlarınınkine benzetmektedir. (Charles E. Oxnard, "The Place of Australopithecines in Human Evolution: Grounds for Doubt", Nature, Cilt 258, s. 389)
Son olarak 1994 yılında İngiltere"deki Liverpool Üniversitesi İnsan Anatomisi ve Hücre Biyolojisi Bölümü"nde görevli araştırmacı anatomist Fred Spoor, Bernard Wood ve Frans Zonneveld adlı üç anatomi uzmanı çok farklı bir yöntemle, Australopithecuslar"ın 4 ayaklı oldukları sonucuna ulaştılar. Bu yöntem, insan ve maymunların iç kulaklarında yer alan ve denge sağlamaya yarayan yarı-çembersel kanalların karşılaştırmalı analizine dayanıyordu. Dik yürüyen insanların kanalları ile, eğik yürüyen maymunların kanalları birbirlerinden somut bazı farklılıklarla ayrılıyorlardı. Spoor, Wood ve Zonneveld"in, inceledikleri tüm Australopithecus örneklerinin iç kulak kanalları günümüz maymunlarınkiyle aynıydı. Bu bulgu çok önemli bir sonucu göstermekteydi: Australopithecus türleri, eğik yürüyen, yani maymun iskeletine sahip canlılardı. İnsanlarla ilgileri yoktu. Nature Dergisi 23 Haziran 1994 tarihli sayısında yayınlanan makalelerinde şu sonucu ifade etmişlerdi:
"Güney Afrika"da yaşayan Australopithecus ve Paranthropus kafataslarındaki yarı dairesel kanalın boyutları, bugün halen yaşamakta olan büyük maymunlarla aynı özellikleri göstermektedir." (F.Spoor, B.Wood, F.Zonneveld, "Implications of Early Hominid Labyritine Morphology for Evolution of Human Bipedal Locomotion", Nature, 23 June 1994, s.645-648)
Tüm bu bilgilerin sonucunda ortaya çıkan ise şudur: Australopithecuslar, insanlarla hiçbir ilgisi olmayan, nesli tükenmiş bir maymun türünden başka bir şey değildirler.
Dolayısıyla yakın zamanda bulunmuş olan 2 milyon yıllık Australopithecus robustus türüne ait kafatasının, insanın evrimi masalını doğrulayan hiçbir yönü yoktur. Milliyet Gazetesi"nde ve daha pek çok evrimci görüşü savunan basın yayın organında yer alan bu tarz haberler belirli bir amaca hizmet etmektedir: Evrim propagandasını aralıksız sürdürmek ve insanlara hiçbir zaman gerçekleşmemiş olan bu masalın gerçek olduğu yönünde telkinde bulunmak...
Ancak şunu da hatırlatmalıyız ki, insanlar özellikle son dönemlerde evrimin nasıl bir safsata olduğu konusunda bilinçlenmişlerdir. Her gün sansasyonel başlıklarla, içeriği bomboş yazılarla, çocukların bile inanmayacağı iddialarla ortaya çıkan evrimcilerin tutumu, aklı başında insanların gözlerini boyamayı başaramamaktadır. Çünkü gerçek bilime sahip çıkan ve savunan insanlar, maymun-insan hikayelerinin Yaratılış Gerçeği"ni reddetme çabası içinde olan bazı kişilerin gündemde tuttukları bir yalan olduğunu artık anlamıştır.