Milletimiz askerliği kutsal bir görev saymış, asker ocağını "peygamber ocağı" olarak bilmiştir. Bu kutsiyet duygusu bugün de tüm canlılığıyla sürmektedir. Batılı ülkelerde askerlik para kazanmak için girilen bir "meslek" iken, Türk gençleri için seve seve yapılan bir "vatan hizmeti"dir. Bölücü terör örgütüne karşı yürütülen çetin mücadele, bu bilinçle kazanılmıştır.
Bu bilincin sürekli olarak ayakta tutulması ve yeni nesillere aynı coşkuyla aktarılması ise, devletimizin gücü ve bekası açısından son derece önemli bir meseledir. Bu gerçek göz önünde bulundurulursa, TSK ile devletin diğer kurumlarının arasını açmaya çalışan ve hatta sanki TSK'yı Türk Milleti`nin değerlerinden uzakmış gibi göstermeye çalışan dış kaynaklı telkinlerin sinsi bir planın parçası olduğu anlaşılır. TSK, Türk Milleti'nin içinden çıkmış kahraman vatan evlatlarından oluşmaktadır. Türk Milleti'nin değer, inanç ve ideallerinin hepsi TSK tarafından paylaşılmakta ve temsil edilmektedir. Milletimiz de bu gerçeğin bilincindedir ve nitekim yapılan kamuoyu araştırmalarında "en çok güvendiğiniz devlet kurumu hangisidir" sorusuna, hep birinci olan "Türk Silahlı Kuvvetleri" cevabının alınması da bunun göstergesidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleri konusundaki hassasiyeti ve bu değerleri korumaktaki kararlılığı ise devletimiz ve milletimiz için büyük bir güvencedir. Çünkü bu temel nitelikler, Türkiye'nin hem muasır medeniyetler seviyesine ulaşması, hem de toplumda başta din ve vicdan özgürlüğü olmak üzere tüm sivil özgürlüklerin yaşanabilmesinin garantisidir. Burada TSK'nın bazı konulardaki görüşlerinin isabetliliğine işaret etmekte yarar görüyoruz.
Atatürk İlkelerinin Korunması
TSK'nın bu konuda gösterdiği hassasiyet, başta da belirttiğimiz gibi ülkemiz için büyük bir güvencedir. Çünkü geçmişte ülkemizi Atatürk'ün yolundan ayırmak veya Atatürk'ün yolunu kasten yanlış yorumlayarak çarpıtmak isteyen akımlar olmuştur. Örneğin, Atatürk'ün dini inançlara son derece saygılı olan laiklik anlayışını kendi materyalist ideolojilerine kılıf haline getirmek isteyenler; veya onun milli ve demokratik karakterdeki devrimlerini çarpıtarak kendi hayallerindeki komünist devrim projelerine benzetmek isteyenler olmuştur. Buna karşı TSK her zaman için gerçek Atatürkçülüğü savunmuştur. Ilımlı ve barış yanlısı bir dış politika, dine saygılı laiklik anlayışı, etnik değil kültürel temele ("Ne Mutlu Türküm Diyene" formülüne) dayalı milliyetçilik, Batı dünyası ile yakınlaşma ve işbirliği, ekonomik meselelerde pragmatizm, söz konusu gerçek Atatürkçülüğün temel unsurları arasında sayılabilir. Bu anlayışın ayakta tutulması ve yeni nesillere aktarılması ise, devletimizin gücü ve bekası açısından son derece önemlidir.