Çay TV, 23 Temmuz 2008 Adnan Oktar: Bizim milletimiz sadece huzur ister. Huzur, sevgi, barış ve kardeşlik. Yarım ekmek getirin, az bir şeyde yanında peynir olsun bizim milletimiz onunla yetinir ama ona bol bol yiyecek getirin, bol bol maddi imkan sağlayın ama huzuru ortadan kaldırsanız bunu istemez. Hükümetlerin en acil görevi huzurdur. Yani millete huzur getirmek bu da demokrasiyle barışla ve kardeşlik inancıyla olur. Bunun üzerinde durmak lazım. Bizim milletimiz çok ekonomik sıkıntılardan badirelerden geçmiştir. Hiçbir şekilde ne ahlakından ödün vermiştir, ne kişiliğinden ödün vermiştir. Ayrıca ekonomik yönden de güçlenmeye doğru gidiyoruz. Yani Türk İslam Birliği içerisinde çok çok zengin olacak Türkiye. Önümüzdeki günler içinde çok çok zengin olacak. Başkent TV, 27 Şubat 2009 Adnan Oktar: Bizim milletimiz zaten Türk İslam Birliği olsun da zengin olalım rahat olalım düşüncesinde değil. Bizim milletimiz huzur arar, sevgi arar, güzellik arar, maneviyat arar. İnsani bağlantıların güzel olmasını ister. Neşe ister. Sevinç ister. Ona yarım ekmek ver biraz da peynir ver benim milletime yeter. O hırsı yoktur, sevgi hırsı vardır. Muhabbet, dostluk, arkadaşlık hırsı vardır. Türk İslam Birliği getireceği nimetler içerisinde en önde gelen şey manevi yapımızdaki mükemmelliktir. Bu bize zenginlik getirecektir. Dolayısıyla tabi ki insana yatırım yapılacaktır. Ama insana yatırımı istemeyen ateist siyonistler var, masonlar var ve komünistlerden de masonlarla bağlantılı olan komünistlerden bayağı bir insan var. Yani ters yönde, ters kafada tavır koyan. | | TRT, 26 Nisan 2009 Konuşmasında belediye başkanlarına da seslenen Erdoğan, "Ulaşılmaz başkan olursanız bunun hesabını milletten önce biz sorarız. Gurura, kibre, şöhrete, makam sevdasına, ihtirasa kapılırsanız bunun hesabını önce biz sorarız. AK Partili belediye başkanları kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesi olmak zorundadır. Zira, yönetim bizim işimiz, adalet bizim şiarımız. İnsana hizmet etmek insanı yüceltmek bizim amacımız" diye konuştu. AK Parti'nin temsil ettiği davanın Türkiye büyüklüğünde bir dava olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu davaya gönül verenler, bu kadroda yer alanlar, hiçbir zaman marjinal siyaset anlayışlarına tenezzül etmezler. Türkiye büyüklüğünde düşünmek, bize oy verse de vermese de Türkiye Cumhuriyeti'nin istisnasız bütün vatandaşlarını kucaklamaya mecburdur. Ayrımcılık yapanların, adalet yerine imtiyaz isteyenlerin, kendisi gibi düşünmeyenlerin, çoğulcu demokrasiyi, tek bir ideolojilerin izanı altına almak isteyenlerin AK Parti siyasetinde yeri yoktur, olamaz. Bu kervanda yer alanlar hukuka, millete karşı mesuldür, mahşeri vicdana karşı mesuldür. Hiçbir makam ve mevki, hiçbirimize baki değildir. Öyleyse halka hesap veren, açık, şeffaf bir yönetim sergilemek durumundayız." | İHA, 26 Nisan 2009
 |