İnsanlar, hep huzurlu, güven içinde yaşadıkları, dostluk ve neşenin olduğu ortamlar isterler. Ancak, bazı insanlar bunu isterken böyle ortamların oluşması için bir çaba göstermez, huzuru, dostluğu ve güvenliği sağlamayı her zaman karşı taraftan beklerler. Bu çoğu zaman, aile içi ilişkilerden bir şirketin çalışanlarına, toplumsal huzurdan ülkelerarası ilişkilere kadar böyledir. Oysa, güzellikler, dostluklar, huzur ve güven fedakarlık ister. Eğer herkes kendi isteğinin olmasını isterse, herkes konuşmada ve kararlarda kendisinin üstün gelmesi için çaba harcarsa, elbette ki insanlar arasında çatışmalar ve huzursuzluklar olacaktır. Ancak Allah`tan korkan müminler çok daha farklı davranırlar. Onlar, hem fedakar, hem affedici, hem de sabırlıdırlar. Kendilerine haksızlık yapıldığında dahi, haklarından feragat ederek, toplumun huzur ve güvenliğini, insanların neşesini kendi nefislerinden üstün tutar, en güzel tavrı gösterirler. Bu, Allah`ın müminlere emrettiği üstün bir ahlak özelliğidir:
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir. (Nahl Suresi, 125)
Ayette de bildirildiği gibi, Allah böyle üstün bir tavra karşılık, müminlerin düşmanlarını "sıcak bir dost"a çevirir. Bu Allah`ın sırlarından biridir. Çünkü tüm insanlar Yüce Allah`ın kontrolündedir ve kimi isterse onun kalbine sevgi sıcaklığını ilham eder. Allah güzel ve yumuşak sözün etkisini pek çok ayette daha bildirmektedir. Allah bu ayetlerden birisinde, Hz. Musa ve Hz. Harun`a Firavun`a gitmelerini ve ona yumuşak söz söylemelerini emreder. Allah bunun nedenini de Kuran`da şöyle bildirmiştir:
"İkiniz Firavun`a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor. Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar." (Taha Suresi, 43-44)
Bu ayetlerde müminlerin iman etmeyen kişilere ve düşmanlarına karşı nasıl bir tutum içinde olmaları gerektiğini bildirilmektedir. Bunlar elbette ki sabır, güç, alçak gönüllülük ve akıl gerektiren davranışlardır. Allah, müminlerin, emirlerine uyarak güzel ahlak göstermelerinin karşılığında, davranışlarını etkili kılacağını ve düşmanlarını dosta çevireceğini Kuran'da bildirmiştir:
İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir." Buna da, sabredenlerden başkası kavuşturulamaz. Ve buna, büyük bir pay sahibi olanlardan başkası da kavuşturulamaz. (Fussilet Suresi, 34-35)