Son otuz yıldır dünya genelinde Müslümanların sayısında istikrarlı bir artış söz konusudur. 1973 yılında yapılan istatistikler dünya çapında Müslüman nüfusun 500 milyon olduğunu gösterirken, bugün bu rakam 1.5 milyara yaklaşmıştır. Her dört kişiden birinin Müslüman olduğu günümüzde, Müslümanların sayısının tarihte ilk defa Hıristiyanların sayısını geçtiği bildirilmektedir.[1] Müslüman nüfusun sayısının yakın gelecekte daha da artacağı ve İslam"ın dünyanın en büyük dini haline geleceği tahmin edilmektedir. Bu istikrarlı yükselişin nedeni, sadece Müslüman ülkelerin nüfuslarının artış hızı değil, aynı zamanda diğer dinlerden ve kültürlerden pek çok insanın İslam"ı seçmesidir. Dünya genelinde din ahlakına ve özellikle İslam"a yönelişin temelinde ise, başta Darwinizm olmak üzere din ahlakına uygun olmayan ideolojilerin fikren mağlup olması vardır. 18. yüzyılda başlayan dinden uzaklaşma süreci 19. yüzyılda Darwin"in evrim teorisiyle sözde bilimsel bir dayanak bulmuş ve hız kazanmıştı. Ancak 20. yüzyılda bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler, Darwinizm"in hayal ürünü bir hikayeden ibaret olduğunu, bilimsel bir değer taşımadığını gözler önüne serdi. Bilim, bazı çevrelerin umduğu gibi materyalizme ve dinsizliğe destek sağlamadı. Elde edilen her yeni bulgu, yapılan her keşif Yaratılış"ın açık bir gerçek olduğunu ortaya koydu. Darwinizm"in bizzat bilim tarafından yalanlandığının görülmesi, paleontoloji, genetik, biyoloji, mikrobiyoloji, zooloji, arkeoloji gibi sayısız bilim dalının evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını ortaya koyması, geniş kitlelerin gerçekleri görmesini sağladı.
Yaklaşık 1.5 asırdır süregelen Darwinist ve materyalist baskı artık gerçekleri örtbas edememektedir. Farklı ülkelerde yapılan anketler, halkın artık Darwinizm masalına inanmadığını göstermektedir. Türkiye bu konudaki en çarpıcı örneklerden biridir. 80"li yıllarda halkın yarısından fazlası Darwinizm"e inanırken, bugün yapılan anketler halkımızın %75"inin evrime inanmadığını ortaya koymaktadır. Darwinizm"e karşı verilen büyük ilmi mücadele, başta Avrupa olmak üzere dünya genelinde de etkisini göstermektedir. Örneğin Fransız Science Actualités tarafından yapılan ankette, insanların evrim ile oluşmadığına inananların oranı %92, evrime inananların oranı ise %5 olarak çıktı. Süddedeutsche Zeitung adlı ünlü Alman gazetesinin yaptığı ankete göre ise, insanın bir Yaratıcı"nın eseri olduğuna inananların oranı %85, evrim teorisinin geçerli olduğunu düşenenlerin oranı ise sadece %9"du. Avrupa"daki fikri değişimi açığa çıkaran anketlerden biri de İsviçre"de yayınlanan Blick"in anketi oldu. Bu ankette, Yaratılış"a inananların oranı %85, evrim teorisine inananların oranı da %8 olarak çıktı.
Evrenin ve canlılığının kökeninin kör tesadüfler olmadığını, tüm varlıkların üstün güç ve kudret sahibi Yaratıcı, yani Yüce Allah tarafından yaratıldığını gören insanlar akın akın din ahlakına, dolayısıyla hak din olan İslam"a yönelmektedir. Bazen bir gazete kupüründe, bazen bir televizyon haberinde duymaya başladığımız bu yönelişle ilgili gelişmeler ardarda sıralandığında, yaşananların ne kadar olağanüstü olduğu görülecektir. Çoğu zaman sadece gündem maddelerinden herhangi biri gibi sunulan bu gelişmeler, aslında İslam ahlakının dünyaya çok hızlı bir şekilde yayılmaya başladığının çok önemli işaretleridir.
Bu gelişmeleri toplu olarak sunmak ve yorumlamak, okuyucuların yaşanan olayların büyüklüğünü gereği gibi değerlendirmelerine, Allah"ın izniyle, vesile olacaktır. Bu çalışma bir yandan iman edenlerin şevkini ve azmini artırmayı amaçlarken, bir yandan da İslam ahlakını tüm insanlara anlatmak için gösterilecek çabanın önemine dikkat çekmektedir. Yaşanan tüm bu gelişmeler Kuran"da bildirilen, "İnsanların Allah"ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O"ndan mağfiret dile." (Nasr Suresi, 2-3) ayetlerinin tecelli edeceği vaktin çok yakın olduğunu, hatta yaşanmaya başlandığını göstermektedir. Allah bu vaadini muhakkak tamamlayacaktır. İman edenlerin yapması gereken ise bu gelişmelerde ellerinden geldiğince pay sahibi olmaya gayret etmektir.
[1] Batı, Nufüsu ve Nüfuzu Hızla Artan İslam"ı Konuşuyor, Aktüel, 1 Nisan 1999