Kâfî eserinden:
Birisi Ebû Abdullah [Cafer Sâdık aleyhisselâm]’a, el-Kâim [Mehdi aleyhisselâm]’ın imratu’l-muminîn (müminlerin nüfuzu) adıyla selamlanıp selamlanmayacağını sordu.
Buyurdu ki:
“Hayır! Bu Allah’ın emirü’l-müminîn’e verdiği öyle bir isimdir ki ondan önce ve sonra başka hiç kimse bu isimle adlandırılmamıştır.”
“Allah’a feda olayım, peki onu nasıl selamlayacağız?” dedim.
“Esselâmu aleyke yâ Bakiyyetellah (Selam olsun sana ey Allah’ın bakiyesi) şeklinde” dedi ve ardından ayeti okudu.”
Kitâbü’l-Gaybe’ye alınan bir hadiste el-Kâim [Mehdi aleyhisselâm]’ın şöyle buyuracağı nakledilir: “Ben yeryüzündeki Bakiyyetullah’ım. (Ben Allah’ın yeryüzündeki bakiyesiyim.)”
Diğer bir haberde [Mehdi aleyhisselâm]’ın zuhur ettiği zaman söz konusu ayeti okuyacağı ve “Ben Allah’ın bakiyesi ve hüccetiyim.” diyeceği rivayet edilmiştir. Böylece onu ancak “Selam olsun sana ey Allah’ın yeryüzündeki bakiyesi (Bakiyyetüllah)” şeklinde selamlayacaklar.
Meclisî, Bihârü’l-Envâr, Beyrut, 1404, c.24, s.211–212.