KONUYLA İLGİLİ HADİSLER
HZ. MEHDİ (A.S.) BÜYÜK BİR ŞEHİRDE DOĞACAKTIR
Ayrıca Risaletül huruc ül Mehdi 1 , adlı eserin 69. sayfasında Hz. Mehdi (a.s.)’nin “Kara köyünden çıkacağı“ ifade edilmiştir.
HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN DOĞUMU EVDE OLACAKTIR
Hz. Ali b. Hüseyin Zeynel Abidin (a.s.) şöyle buyurur: "KÂİM’İMİZİN (HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN) DOĞUMU İNSANLARA GİZLİ KALACAKTIR..." (Bihar-ül Envar, c. 51, s. 135) |
HZ. MEHDİ (A.S.) İSTANBUL’U MANEN FETHEDECEKTİR
Hz. İbni Amrdan (r.a.) rivayet edilmiştir: Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: Ey Ümmet! Altı şey vardır ki; onlar olmadan kıyamet kopmaz (altıncısı) MEDİNENİN (ŞEHRİN)FETHİ. -DENİLDİ Kİ: HANGİ MEDİNE? (HANGİ ŞEHİR?) -BUYURDU Kİ: KONSTANTİNİYYE. (Medineli Allâme Muhammed b. Resul el-Hüseynî el-Berzencî, Kıyamet Alametleri, 204 Ramuz-el Ehadis, 296) |
HZ. MEHDİ (A.S.) PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)’E AİT KUTSAL EMANETLERİN BULUNDUĞU İSTANBUL’DAN ÇIKACAKTIR
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s. 65)
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s.23) .
Alametlere gelince; beraberinde Allah Resulünün (s.a.v) gömleği, kılıcı, sancağı bulunacaktır. O sancak ki Peygamberin (s.a.v) vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır. Mehdinin zuhuruna kadar da açılmayacaktır.
(Kıyamet Alametleri, s. 164)
HZ. MEHDİ (A.S.) DOĞDUĞU BÜYÜK ŞEHİRDEN ÇIKIP KÖPRÜYÜ GEÇEREK İSTANBUL’A GELECEKTİR
“Konstantiniyye’nin fethi sırasında sabah namazı için abdest alırken bir bayrak dikecek. Deniz ikiye ayrılarak su kendiliğinden uzaklaşacak ve açılan yolu takip eden Hz. Mehdi (a.s.) karşı kıyıya geçecektir. Sonra bir bayrak daha dikecek ve diyecek ki: Ey insanlar, ibret alınız. Deniz Beni İsrail’ e nasıl yol verdiyse bize de öyle yol verdi. Ondan sonra hepsi tekrar tekrar tekbir getirecek ve 12 tekbir ile şehrin 12 burcu da düşecektir.” (El-Kavl-ül Muhtasar fi Alametil Mehdiyyül Muntazır, s. 57) |
HZ. MEHDİ (A.S.) HİLAFET MERKEZİNİN ESKİDEN BULUNDUĞU YERDEN YANİ İSTANBUL’DAN ÇIKACAKTIR
Şimdi, Hz. Mehdi gibi eşhasın (şahıslar) hakkındaki rivayetin ihtilafatı ve sırrı (Hz. Mehdi (a.s.) gibi zatlar hakkında farklı haberler olmasının sebebi) şudur ki: Ehadisi tefsir edenler (hadisleri açıklayanlar), metn-i ehadisi tefsirlerine ve istinbatlarına tatbik etmişler (hadis metinlerini kendi anlayışlarına ve ufuklarının genişliğine bağlı olarak yorumlamışlardır). Mesela: Merkez-i saltanat o vakit Şam'da veya Medine'de olduğundan (yönetim merkezi o zaman Şam kentinde veya Medine kentinde olduğundan), vukuat-ı Hz. Mehdi'ye veya Süfyaniyye'yi merkez-i saltanat civarında olan Basra, Kufe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler. (Hz. Mehdi (a.s.) veya Süfyan’la ilgili olayların yönetim merkezi (veya başşehir) civarında olan Basra, Kufe, Şam gibi yerlerde zannederek öyle yorumlamışlar)." (Sözler, s. 359) "Merkez-i Hilafet eski zamanda Irak'da, Şam'da ve Medine'de bulunduğundan raviler kendi içtihatlarıyla daimi öyle kalacak gibi mana verip, (Hilafetin merkezi (yönetim veya idari merkez) eskiden Irakta, Şam’da ve Medine’de bulunduğundan, hadislerle ilgili haberleri aktaranlar kendi yorumlamalarıyla sanki hep öyle kalacakmış gibi anlamlandırıp) "Merkez-i Hilafet-i İslamiye" yakınlarında tasvir etmişler, Halep ve Şam demişler (yönetim merkezi yakınlarında olarak kurgulamışlar, Halep ve Şam demişler). Hadisin mücmel haberlerini kendi içtihatlarıyla tavsil etmişler." Hadisteki kısaltılmış öz anlatımı bu şekilde kendi anlayışlarına göre açıklayıp yorumlamışlar.) (Şualar, s. 492) |
Rivayetlerde farklı şehirler geçse de, ahir zaman olaylarının gerçekleştiği yerle ilgili rivayetlerin ortak noktası, bu olayların Peygamberimiz (sav)in iki sancağı, kılıcı ve gömleği ile diğer mukaddes emanetlerinin de bulunduğu Hilafet Merkezi'nde gerçekleştiğidir. Bediüzzaman'ın ifadelerinden de anlaşıldığı gibi, ahir zaman hadislerini aktaran alimler, ahir zaman olaylarını kendi dönemlerindeki hilafet merkezlerini esas alarak aktarmışlardır. Aynı zamanda Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkacağı yer hakkında, her alim kendi zamanının Hilafet Merkezi olan Irak, Şam, Kufe, Medine gibi şehirleri belirtmiştir. Hz. Mehdi (a.s.)'nin çıkış yeri hakkında rivayetlerin farklı olmasının sebebi de budur. Çünkü hadis aktaran bu ravilerin içtihatları, bilgileri ve görüşleri zamanla çeşitli rivayetlere katılarak (aktarıcılarınınkiyle karışarak) günümüze dek ulaşmıştır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav)’den günümüze kadar Halifelik Merkezinin bulunduğu yer, Şam, Halep, Küfe, Mekke ve en son İstanbul olmak üzere pek çok kez değişmiştir.
Ancak, ahir zaman olaylarının vuku bulduğu yerle ilgili rivayetlerin ortak noktası, bu olayların Hilafet Merkezi'nde gerçekleştiğidir.
Bediüzzaman da bu sonuca varmıştır. Bilindiği gibi, son hilafet merkezi "İstanbul"dur. Halifelik bu yüzyılın başlarında resmi olarak kaldırılmıştır ve o günden bu yana dünya üzerinde başka hiçbir yere de taşınmamıştır. Peygamberimizin iki sancağı, kılıcı ve gömleği ile diğer mukaddes emanetler İstanbul'dadır. Sonuç olarak, halen bu manevi ünvanı koruyan tek şehir İstanbul'dur. Dolayısıyla Hz. Mehdi (a.s.)'nin de buradan çıkması beklenmektedir (Doğrusunu Allah bilir).
HZ. MEHDİ (A.S.)’YE MEKKE’DE BİAT EDİLECEKTİR
Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mehdi, MEDİNE'DEN (BÜYÜK BİR ŞEHİRDEN) çıkacak ve Mekke'ye gelecek. İnsanlar onu, kendi aralarından (tanıyıp) ortaya çıkaracaklar ve o, istemediği halde Rükun ile Makam arasında ona biat edecekler." (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar) Naim bin Hammad, Ebu Cafer'den şöyle rivayet etmiştir; "Hz. Mehdi (a.s.), Mekke'de Peygamberimizin sancağı, gömleği, kılıcı, işaretleri, nuru ve güzel ifadesiyle yatsı vaktinde çıkar. Yatsı namazını kılınca yüksek sesle şu çağrıyı yapar…” (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar) İnsanlar nihayet Mehdi'ye gelirler ve Rükun ile Makam arasında, kendisi istemediği halde ona biat edeler. "Eğer kabul etmezsen, boynunu vururuz" derler. Yer ve gök ehli ondan razı olur. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler -Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 31) … Mekke halkından bir grup onu, istememesine rağmen (bulunduğu yerden) çıkarırlar. Hacer-i Esved’le Makamı İbrahim arasında ona biat ederler. (Sünen-i Ebu Davud, 5/94; El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20) ... Ve sonra istemediği halde biatlarını kabul eder. Eğer siz ona yetişirseniz, ona biat ediniz. Çünkü o yerde de gökte de Mehdi'dir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 35) |
HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN KUDÜS DÖNEMİ
Naim b. Hammad, Ertah’dan tahric etti, dedi: HZ. MEHDİ (A.S.) BEYT-ÜL MAKDİS’E (KUDÜS’E) İNER VE MİLLET O’NUN EHLİ BEYT’İNDEN GELENLERLE UZUN BİR MÜDDET YAŞAR.... (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 77) |
(El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)
Ebu Amr ve Dani Sünen’de Cabir b. Abdullah’dan tahric ettiler, Dedi ki, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Taki, İsa İbni Meryem, fecrin doğması sırasında, Beytül Makdis’te Hz. Mehdi (a.s.) üzerine nüzul edene kadar Benim ümmetimden bir taife Hak üzere mücadele edecektir. O zaman Hz. Mehdi (a.s.) der: “Ey Allah’ın Peygamberi geç öne bize namazı kıldır” O (Hz. İsa) ise, “Bu ümmetin biri (HZ. MEHDİ (A.S.) ) diğerlerine emirdir” der. (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Hz. Mehdisi’nin Alametleri, (Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar), s. 80, Tercüme: Müşerref Gözcü - Kahraman Neşriyat) |
HZ. MEHDİ (A.S.) MUSEVİLERE TEVRAT’IN GERÇEĞİYLE HIRİSTİYANLARA İSE İNCİL’İN GERÇEĞİYLE HÜKMEDECEKTİR
"...Hz. Mehdi (a.s.)'nin Hz. Mehdi (a.s.) diye isimlendirilmesinin sebebi şudur ki; gizli bir işe doğru yönlendirilecek, Tevrat ve diğer Semavi kitapları Antakya'da bir mağaradan çıkartacak ve YAHUDİLER ARASINDA TEVRAT'LA HIRİSTİYANLAR ARASINDA İNCİL'LE HÜKMEDECEKTİR.
(El-Mehdiyy-il Mev'ud, c. 1, s. 254-255)
HZ. MEHDİ (A.S.) ROMA’YI MANEVİ KONTROLÜ ALTINA ALACAKTIR
“… Hz. Mehdi (a.s.) ve talebeleri … (Roma’yı) tesbih ve tekbirle manen feth edeceklerdir…”
(Suyuti, el-Havi li'l Feteva, II. 81)
__________________________________________________
1 Mustafa Reşit Filizi, Risaletül huruc ül. Mehdi, s. 69