Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mehdi, Medine'den (büyük şehirden) çıkacak ve Mekke'ye gelecek. İnsanlar onu, kendi aralarından (tanıyıp) ortaya çıkaracaklar ve o, istemediği halde Rükun ile Makam arasında ona biat edecekler." (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar) |
Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen hadislerde medine kelimesi kapalı bir üslup içinde kullanılmıştır. Yani Peygamberimiz (s.a.v.) medine kelimesini farklı farklı anlamlarıyla kullanmıştır. İslam aleminde ise çok fazla büyük şehir yani medine vardır. Bu nedenle söz konusu hadislerde geçen medine kelimesinin hangi anlamı taşıdığını ancak konuyla ilgili diğer rivayetleri inceleyerek anlamak mümkündür.
Örneğin yukarıda yer verdiğimiz hadiste Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Mehdi (a.s.)’nin medineden çıkacağını bildirmekte yine başka bir hadiste de Hz. Mehdi (a.s.)’nin Kara köyünden çıkacağını” ifade etmektedir. İmam Kurtubi’nin Tezkire’sinde ise Hz. Mehdi (a.s.)’nin, İslam ülkelerinin batı tarafından çıkacağı ifade edilmiştir. Bu ifade, Hz. Mehdi (a.s.)’nin doğduğu büyük şehrin İslam ülkelerinin batı tarafında yer alan büyük bir şehir olduğunu göstermektedir.
Başka bir hadiste ise Peygamberimiz (s.a.v.), karşısındaki kişiye Hz. Mehdi (a.s.)’nin medineyi yani büyük bir şehri manen fethedeceğini söylemektedir. Rivayette Peygamberimiz (s.a.v.)’in karşısındaki kişi, çok fazla medine (yani büyük şehir) olduğundan Hz. Mehdi (a.s.)’nin hangi medineyi yani hangi şehri manen fethedeceği konusunda şüpheye düşmüştür. Bu nedenle Peygamberimiz (s.a.v.)’e bu medinenin (büyük şehrin) hangisi olduğunu sormuştur.
Peygamberimiz (s.a.v.) de cevap olarak bu medinenin (yani şehrin) İstanbul olduğunu söylemiştir.
Hz. İbni Amrdan (r.a.) rivayet edilmiştir: Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: Ey Ümmet! Altı şey vardır ki; onlar olmadan kıyamet kopmaz (altıncısı) medinenin (şehrin)fethi. |
Demek ki bu hadiste medine kelimesi Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından büyük bir şehir olan İstanbul’u ifade etmek amacıyla büyük şehir manasında kullanılmıştır.
Yine başka hadis-i şeriflerde Hz. Mehdi (a.s.)’nin, içinde Peygamberimiz (s.a.v.)’in sancak-ı şerifinin de bulunduğu kutsal emanetlerin olduğu yerden çıkacağı bildirilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in sancağı ve diğer emanetleri şu an İstanbul Topkapı Sarayı’nda özel bir bölümde muhafaza edilmektedirler.
Abdullah b. Şurefe'den rivayet edildi ki: Mehdi'nin beraberinde süslenmiş bir halde Peygamberimiz (s.a.v)'in bayrağı olacaktır (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s.65) . Peygamber (s.a.v)'in softan bayrağı ile çıkacaktır. O bayrak dört köşeli olup, dikişsizdir ve rengi de siyahtır. Onda bir hicr (hale) bulunur. O Resulullah (s.a.v)'in vefatından beri açılmamış olup Mehdi çıkınca açılacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s.23) . Alametlere gelince; beraberinde Allah Resulünün (s.a.v) gömleği, kılıcı, sancağı bulunacaktır. O sancak ki Peygamberin (s.a.v) vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır. Mehdinin zuhuruna kadar da açılmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, s.164). |
Ancak diğer yandan, Hz. Mehdi (a.s.)’nin doğduğu ve İslam aleminin batısında kalan şehir ile fethedeceği şehrin ayrı medineler yani ayrı şehirler olduğunu da yine rivayet edilen hadislere bakarak anlamamız mümkündür.
Örneğin Hz. Mehdi (a.s.)’nin fethedeceği medinenin yani İstanbul şehrinin, denizde kuru bir yol açılarak geçilen yani köprü sisteminin kullanıldığı bir şehir olduğu hadisteki anlatımdan anlaşılmaktadır.
“Konstantiniyye’nin fethi sırasında sabah namazı için abdest alırken bir bayrak dikecek. Deniz ikiye ayrılarak su kendiliğinden uzaklaşacak ve açılan yolu takip eden Hz. Mehdi karşı kıyıya geçecektir. Sonra bir bayrak daha dikecek ve diyecek ki: Ey insanlar, ibret alınız. Deniz Beni İsrail’ e nasıl yol verdiyse bize de öyle yol verdi. Ondan sonra hepsi tekrar tekrar tekbir getirecek ve 12 tekbir ile şehrin 12 burcu da düşecektir.” |