Hücrenin İçindeki Kesintisiz Faaliyet
ucgen

Hücrenin İçindeki Kesintisiz Faaliyet

29366

Darwin ve onu izleyen evrimci biyologlar dönemin ilkel bilim koşulları nedeniyle hücreyi yakından inceleyememişler, bu nedenle de onu basit bir yapı olarak görmüş ve kökeninin rastlantılarla açıklanabileceğini sanmışlardır. Oysa 20. yüzyılın ikinci yarısında hücrenin olağanüstü kompleksliği giderek daha fazla açığa çıktığında, evrimcileri şaşkınlık ve çaresizlik kaplamıştır. Leigh Üniversitesi'nden biyokimya profesörü Michael Behe, hücredeki her şeyin çok kompleks yapılar içerdiğini şöyle dile getirmiştir:

Ben Darwin'in evrim mekanizmasının, mikroskop altında görülenleri açıklamadığı inancındayım. Hücreler rastgele evrimleşemeyecek kadar karmaşık bir yapıya sahip, onları üretecek bir zekanın olması gerekir... Darwin teorisi en büyük güçlüğü hücrenin gelişimini açıklamaya çalışırken yaşıyor. Birçok hücresel sistem benim deyimimle akıl almaz derecede komplekstir. Bu demektir ki, sistemin çalışmadan önce birkaç bileşime ihtiyacı vardır... Böyle bir sistem Darwin'in yöntemiyle uygun bir şekilde biraraya getirilemezdi, yani fonksiyonlarını parça parça geliştirerek. (Michael J. Behe, "Darwin Under the Microscope", The New York Times, 29 Ekim 1996.)

Hücre tüm bilim adamlarını hayranlık içinde bırakan bir yaratılış harikasıdır. Elektron mikroskobu ile incelendiğinde hücrenin içinde arı kovanındaki faaliyetleri andıran çok hareketli bir yapı olduğu görülebilir. Trilyonlarca hücre insanın vücudunu yaşatmak için birlikte ve uyum içinde hareket ederler.

İnsan vücudundaki bu görünmez yapıları bir şehir merkezine benzetmek mümkündür. 100 trilyon hücrenin her biri, etrafı duvarla çevrelenmiş bir şehir gibi tüm ihtiyaçlarını karşılar, enerji üretir, haberleşme, nakliye ve güvenlik birimleri barındırır. Santral birimleri hücrenin enerjisini, fabrikalar proteinleri ve hayati önem taşıyan kimyasalları üretirler. Kompleks nakliye sistemleri ise bu kimyasalları hücrenin içerisinde bir noktadan diğer bir noktaya ve gerektiğinde hücrenin ötesine taşırlar. Barikatlardaki nöbetçiler de muhtemel tehlike işaretlerini almak için dış dünyayı gözlerler. Disiplinli biyolojik ordular istilacılarla savaşabilmek için hazır bir durumda beklerken, içeride düzen hakimdir.

Hücre içi ulaşım sistemi de oldukça komplekstir. Hücreler kendi içlerinde birçok bölüme ayrılmıştır ve aralarında büyük bir uyum içinde işleyen bir iş bölümü mevcuttur. Bu bölümlerin bir kısmı besin depolarken, bir kısmı enzim ve protein üretir ve birbirleri arasında geçiş sağlarlar. Örneğin hücre içinde bazı besinler, kullanıma geçmek üzere moleküler kamyonlara yüklenirler. Her bir kamyon varacağı noktanın kilidini açacak bir anahtara sahiptir. Böylece bir kısım proteinler de, yükleme limanları gibi hareket ederek, kamyonları açar ve içindekileri boşaltırlar. Buradaki organize ve koordine işlemler, tariflerin çok ötesinde kompleks boyutlardadır.

Kuşkusuz hücreler düşünme, öğrenme, karar alma, plan yapma gibi bilince ait özelliklerden yoksundurlar. Böyle bir çıkarım yapacak ne beyinleri, ne gözleri, ne de bir sinir sistemleri vardır. Ancak hücrelerin gerçekleştirdiği işlere baktığımızda en bilinçli kişiden daha öngörülü, daha akılcı ve tedbirli, daha dikkatli ve titiz çalışmalar yaptıklarını görürüz. Hücrede sergilenen bu üstün akıl "her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiş" (Furkan Suresi, 2) olan Yüce Allah (cc)'a aittir.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo