22 Nisan 2002-25 Nisan 2002 tarihleri arasında, History Channel isimli televizyon kanalında, Yaşayan Tarih: Maymun İnsan isimli bir belgesel yayınlandı. 4 bölümden oluşan bu belgeselde, insanın sözde evrimi anlatılıyordu. Hayali çizimler ve evrimci bilim adamlarının varsayımlarından oluşan belgeselde, tamamı bilimsel delillerle çürütülmüş, hatta birçoğu bugün evrimci bilim adamları tarafından dahi kabul edilmeyen evrimci iddialara yer verilmekteydi.
22 Nisan 2002-25 Nisan 2002 tarihleri arasında, History Channel isimli televizyon kanalında, Yaşayan Tarih: Maymun İnsan isimli bir belgesel yayınlandı. 4 bölümden oluşan bu belgeselde, insanın sözde evrimi anlatılıyordu. Hayali çizimler ve evrimci bilim adamlarının varsayımlarından oluşan belgeselde, tamamı bilimsel delillerle çürütülmüş, hatta birçoğu bugün evrimci bilim adamları tarafından dahi kabul edilmeyen evrimci iddialara yer verilmekteydi. Bu belgeseli izleyenler, bilimsel gerçekleri öğrenmek yerine, bazı bilim adamlarının ideolojileri ve önyargıları doğrultusunda kurdukları hayalleri, ürettikleri senaryoları masalsı bir anlatımla dinlediler.
History Channel"da yayınlanan söz konusu belgeselde göze çarpan noktalardan bazıları şunlardı:
· Belgeselin konusu insanın sözde evrimi idi. Ancak belgesel boyunca, insanın maymunlarla ortak bir atadan evrimleştiğine dair tek bir delil dahi verilmedi. Bunun yerine, bazı evrimci bilim adamlarının "varsayıyoruz", "bence", "belki de", "sanıyoruz", "olmalı" gibi ifadelerle dolu senaryolarına yer verilmişti. Sözkonusu evrimci bilim adamlarının üslubu, bilimsel delilleri olan bir teori anlatmaktan çok, bir masal anlatır gibiydi. Bu bilim adamları insanın maymunsu atalarının nasıl yaşadıklarına dair birçok şey anlattılar, hatta ilk insansıların günlük hayatlarında neler yaptıklarına kadar detaylar verdiler. Ancak bu anlatımları sadece varsayımlar üzerine kuruluydu ve bu çıkarımları hangi delillere dayanarak yaptıklarından kesinlikle sözetmediler. Bunun nedeni ise anlattıklarını dayandırdıkları bir tek bilimsel delil dahi olmamasıdır.
· Belgeselde dikkat çeken bir başka konu, Afrikalı paleontoloji öğrencilerinin, insanın atası olduğu varsayılan hominidleri (insanımsıları) canlandırmakla görevlendirilmiş olmalarıydı. Bilindiği gibi, Charles Darwin İnsanın Kökeni isimli kitabında, bazı insan ırklarının daha aşağı ırklar olduğunu, bu ırkların evrim basamaklarında diğerlerine göre daha geride kaldıklarını öne sürmüştü. Hatta, ırkçı ideolojiler Darwin�in bu gerçek dışı iddiasını kendilerine destek almışlar ve dünyanın dört bir yanında farklı insan ırkları katledilmişti. Afrikalı öğrencilerin, yarı maymun yarı insan olduğu iddia edilen yaratıkları canlandırmakla görevlendirilmiş olmaları ise evrim teorisinin bu ırkçı önyargısını yansıtması bakımından dikkat çekici idi.
· Programda dikkat çeken bir başka nokta ise, evrimci bilim adamlarının arasında süregelen ihtilaflardır. Özellikle paleontoloji dalında, hemen her evrimci bilim adamı, kendi bulduğu fosilin insanın atası olduğu iddiasıyla ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, bu bilim adamlarının birçoğu ideolojik önyargıları ile davranmakta ve elde ettikleri bulguları objektif bir gözle değerlendirememekte, dolayısıyla her biri kendi hayalgücünün doğrultusunda yorumlarda bulunmaktadır.
Belgeselde buna bir de örnek gösterildi ve dünyanın en önde gelen iki evrimci paleoantropoloğu Richard Leakey ve Don Johanson�ın bir TV programındaki tartışmalarına yer verildi. Bu tartışma, insanoğlunun sözde evrimi sırasında izlediği yol üzerineydi. Ancak her iki evrimci de farklı tezleri savunuyordu. Don Johanson kendi evrim ağacını çizmiş ve yanındaki boşluğa da Richard Leakey�nin kendi savunduğu evrim ağacını çizmesini istedi. Ne var ki, Leakey bunu kabul etmemekle kalmadı, Don Johanson�ın evrim şemasının üzerine bir çarpı işareti koyarak, kendisi için ayrılan yere de bir soru işareti çizdi.
İnsanın hayali evrimi konusunda, evrimci bilim adamlarının gerçekteki durumu aslında budur. Leakey, en azından dürüst davranmış ve elindeki bulgular ile insanın evrimi hakkında bir yorum yapılamayacağını, yapılan yorumların ise doğru olmadıklarını bu şekilde belirtmiştir.
Bu tartışmanın diğer yönü, yani her paleontoloğun kendi bulduğu fosili insanın atası sayma yarışı hakkında ise belgeselde görüşlerine yer verilen bir bilim adamı şunları söyledi:
"Benim çocuğum senin çocuğunu döver. Benim arkadaşlarım senin arkadaşlarından nefret eder. Maalesef bütün antropoloji bölümlerinde ve antropolojik çalışmalarda böyle bir yaklaşım var."
Belgeselde görüşleri aktarılan bir başka bilim adamı ise, evrimci bilim adamlarının bazen önyargılarının ve ideolojilerinin doğrultusunda davranabildiklerini ve bu nedenle eldeki verileri yanlış değerlendirebildiklerini şöyle itiraf ediyordu:
"Hiç şüphe yokki kafanızda yaratmış olduğunuz teoriler, eldeki bilgilere bakış açınızı da değiştiriyor. Bir deyiş vardır "şayet inanmış olmasaydım onu göremezdim" derler. Bence kısa bilim tarihinin ilk gününden günümüze kadar bilim adamları bulunan insan fosillerinin yorumunda bu deyişin anafikrine sadık bir yaklaşım içinde oldular. Bazıları da sadece inandığı şeyleri gördü, belki de görmek istedi".
Bu bilim adamının sözleri, karşımıza çıkan insanın hayali evrimi hakkındaki senaryoların tamamının temelini oluşturmaktadır. İnsanın sözde evrimi hakkında söylenenler delillere değil, bilim adamlarının inanç ve ideolojileri gereğince delillerde görmek istediklerine dayalıdır.
· Belgeselde dikkat çeken bir başka itiraf ise, evrim teorisinin insanlığa getirdiği belaların, özellikle Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarından sonra farkedilmesiydi. İnsanları bir hayvan türü olarak gösteren, atalarının hayatta kalmak için kan döken vahşi yaratıklar olduğunu iddia eden evrim teorisinin bu yönü belgeselde şöyle anlatılmaktaydı:
"Birinci Dünya Savaşından sonra insanlarda (evrim teorisine karşı) belli bir güvensizlik başgöstermiş ve I. Dünya savaşında yaşanan şiddet, dökülen kanlar insanların bu konudaki korkularını doğrulamıştı. İnsanların sahip olduğu bu vahşi davranışlar, bilinçaltında da olsa insanları tedirgin etmiş ve yarı insan bir türün devamı olmak fikri artık bir rahatsızlığa dönüşmüştü."
Sonuç:
History Channel�da yayınlanan Maymun-İnsan isimli belgesel, klasik bir evrim propagandası ürünüydü ve her zaman olduğu gibi, belgeselde evrimin nasıl gerçekleştiğine dair bir tek delil dahi sunulmamıştı. Belgeselde yer verilen konuların tamamı ise geçersizliği bilimsel delillerle kanıtlanmış olan fosillere dayanmaktaydı. Bu konuların her birine, bu sitede defalarca yer verildiği için burada tekrarlanmayacaklardır. Aşağıda her bir iddia için daha önce verilen cevapların linkleri belirtilmektedir. History Channel yöneticilerine tavsiyemiz ise, bilim tarafından geçersizliği ispatlanmış konuları izleyicilerin önüne getirmemeleri ve bu konuda titiz bir seçim yapmalarıdır.
History Channel"da yayınlanan Maymun-İnsan belgeselinde yeralan evrimci iddiaların cevaplarının yeraldığı linkler:
http://www.netcevap.org/show9912.html
http://www.netcevap.org/butopya0110a.html
http://www.netcevap.org/milliyet2000109.html
http://www.netcevap.org/milliyet000430.html
http://www.netcevap.org/radikal010110.html
http://www.netcevap.org/evrensel020321.html
http://www.netcevap.org/butopya0007.html
http://www.netcevap.org/focus0010.html
http://www.netcevap.org/ayyildiz991001.html
http://www.netcevap.org/bilimteknik0005a.html
http://www.netcevap.org/genetik.html