|
Ernst Haeckel 1868'de yazdığı Natürliche Schöpfungsgeschichte (Doğal Yaratılış Tarihi) isimli kitabında insan, maymun ve köpek embriyolarını kullanarak bazı karşılaştırmalar yaptığını öne sürdü. Yaptığı çizimler, birbirleri ile neredeyse tamamen aynı canlı embriyolarından oluşuyordu. Haeckel, bu çizimden yola çıkarak söz konusu canlıların ortak bir kökenden geldiklerini savunmuştu.
Ama aslında durum farklıydı. Haeckel, tek bir embriyo çizimi yapmış, sonra da bunu kasıtlı olarak küçük farklılıklara uğratarak insan, maymun, köpek embriyosu diye yan yana getirmişti. Yani açıkça sahtekarlık yapmıştı.
İşte Darwin'in İnsanın Türeyişi kitabına kaynak olarak gösterdiği sözde "bilimsel çalışma"(!) buydu. Aslında Darwin bu kitabı yazmadan önce, Haeckel'in çizimlerinin bir çarpıtmadan ibaret olduğunu fark eden kişiler olmuştu. Hatta Haeckel'ın kendisi dahi sahtekarlığının ortaya çıkmasının ardından yaptığı bu büyük bilimsel aldatmacanın itirafını yapıyordu:
Bu yaptığım sahtekarlık itirafından sonra kendimi ayıplanmış ve kınanmış olarak görmem gerekir. Fakat benim avuntum şudur ki; suçlu durumda yanyana bulunduğumuz yüzlerce arkadaş, birçok güvenilir gözlemci ve ünlü biyolog vardır ki, onların çıkardıkları en iyi biyoloji kitaplarında, tezlerinde ve dergilerinde benim derecemde yapılmış sahtekarlıklar, kesin olmayan bilgiler, az çok tahrif edilmiş, şematize edilip yeniden düzenlenmiş şekiller bulunuyor.
Ama Darwinistlere göre, Darwinizm dogmasının ayakta kalabilmesi için, eldeki tek tük sahte kanıtlardan birinin o veya bu şekilde insanlara "evrimin kanıtı" olarak duyurulması gerekiyordu. Kendilerince yapılan sahtekarlık veya onun diğer Darwinistler tarafından fark edilmiş olması önemli değildi; Darwinistlere göre önemli olan sahte de olsa insanlara bir evrim kanıtı sunmuş olmaktı.
İşte bu sebeple sahtekarlığın anlaşılmasına rağmen, Darwin ve onu destekleyen biyologlar Haeckel'in çizimlerini referans olarak kabul etmeye devam ettiler. Bu da Haeckel'e cesaret verdi. Haeckel, ilerleyen yıllarda bir dizi karşılaştırmalı embriyo çizimi daha yaptı. Balık, semender, kaplumbağa, tavuk, tavşan ve insan embriyolarını yan yana gösteren şemalar hazırladı. Bu şemalarda dikkati çeken yön, bu farklı canlıların embriyolarının ilk başta birbirlerine çok benzemeleri, gelişim süreci sırasında yavaş yavaş farklılaşmalarıydı. Özellikle insan embriyosunun balık embriyosuna olan benzerliği çok dikkat çekiciydi. Öyle ki, insan embriyosu çizimlerinde, aynı balıktaki gibi hayali "solungaç"lar bile görülüyordu. Haeckel bu çizimlerin verdiği sözde bilimsellik görüntüsü ile "rekapitülasyon teorisini" ilan etti: "Ontojeni, Filojeniyi Tekrar Eder" (Bireyoluş, Soyoluşun Tekrarıdır). Bu sloganın anlamı şuydu: Haeckel'e göre, her canlı, yumurtasında veya annesinin rahminde geçirdiği gelişim sırasında, kendi türünün sözde "evrimsel tarihini" baştan yaşıyordu. Bu sahte teoriye göre insan embriyosu anne karnında ilk başta balığa benziyor, ilerleyen haftalarda semender, sürüngen, memeli gibi aşamalardan geçtikten sonra, insana "evrimleşiyor"du.
Oysa bu büyük bir sahtekarlıktı.
1990'larda, İngiliz embriyolog Michael Richardson omurgalı embriyolarını mikroskop altında inceledi ve bunların Haeckel'in çizimlerine hiçbir şekilde benzemediğini tespit etti. Richardson ve ekibi yaptıkları çalışmanın ardından Ağustos 1997'de Anatomy and Embryology dergisinde embriyoların gerçek fotoğraflarını yayınladı. Görünüşe göre Haeckel çizimlerde çeşitli kalıp desenler kullanmış ve embriyoların birbirlerine benzemesi için bunların üzerinde çeşitli tahrifatlar yapmıştı. Embriyolara hayali organlar eklemiş, bazılarından organları çıkarmış, büyüklükleri çok farklı olan embriyoları aynı boyda gibi göstermişti. Haeckel'in insan embriyosunda "solungaç" diye gösterdiği yarıkların ise solungaçlarla hiçbir ilgisi yoktu: Bunlar, gerçekte insanın orta kulak kanalının, paratiroidlerinin ve timüs bezlerinin başlangıçlarıydı. Embriyolar gerçekte birbirlerine hiç benzemiyorlardı. Haeckel yaptığı çizimlerde olabilecek her türlü tahrifatı yapmıştı.
Uzun zaman boyunca sahte bir evrim kanıtı olarak gündemde tutulmaya çalışılan Haeckel'in çizimleri 5 Eylül 1997 tarihli Science dergisinde "Haeckel'in Embriyoları: Sahtekarlık Yeniden Keşfedildi" başlığıyla yayınlandığında, ortada bir sahtekarlık olduğu artık bütün bilim dünyasında kabul görmüştü. Söz konusu yazıda şu bilgiler yer alıyordu:
Richardson ve ekibinin bildirdiğine göre, Haeckel sadece organlar eklemek ya da çıkarmakla kalmamış, aynı zamanda farklı türleri birbirlerine benzer gösterebilmek için büyüklükleri ile oynamış, bazen embriyoları gerçek boyutlarından on kat farklı göstermiş. Dahası Haeckel farklılıkları gizleyebilmek için, türleri isimlendirmekten kaçınmış ve tek bir türü sanki bütün bir hayvan grubunun temsilcisi gibi göstermiş. Richardson ve ekibinin belirttiğine göre, gerçekte birbirlerine çok benzer olan balık türlerinin embriyolarında bile, görünümleri ve gelişim süreçleri açısından çok büyük farklılıklar bulunuyor. Richardson "(Haeckel'in çizimleri) biyolojideki en büyük sahtekarlıklardan biri gibi gözüküyor" diyor.
Mart 2000 yılında Harvard Üniversitesi'nden evrimci paleontolog Stephen Jay Gould ise, söz konusu sahtekarlığın çoktan farkında olduğunu söylüyordu. Ama deccaliyetin bir gereği olarak sessiz kalmayı tercih etmişti.96 Çizimlerin bir sahtekarlık olduğunun kamuoyu tarafından öğrenilmesinin ardından da Gould, bu çizimlerin halen kullanılmasının akademik anlamda cinayet olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyordu:
Bence, modern ders kitaplarının çoğunluğunda olmasa da büyük bir bölümünde, bu çizimlerin hala yer almasına izin veren akılsız bir geri dönüşüm çağından dolayı hem şaşkınlık duymalı, hem de utanmalıyız.
Haeckel'in sahtekarlığı o kadar açıktı ve o kadar büyüktü ki, Haeckel, beş ayrı profesör tarafından konu ile ilgili olarak sahtekarlık yapmakla suçlandı ve Jena'daki üniversite mahkemesi tarafından suçlu bulundu.
İngiltere Doğa Tarihi müzesinden Sir Gavin de Beer ise bu büyük bilimsel utancı şu sözlerle dile getiriyordu:
Kolay, düzenli ve inandırıcı, eleştirel bir inceleme yapılmadan geniş kitleler tarafından kabul edilmiş olan Haeckel'in 'rekapitülasyon teorisi' gibi çok nadir iddia, bilime bu kadar büyük bir zarar vermiştir.
Haeckel'in bu sahte çizimleri, aslında Darwinistler adına amacına ulaşmıştır. Bu çizimlerin bir bilim sahtekarlığı olduğu açıklanmasına rağmen, pek çok kesim bu sahte çizimleri gerçek zannederek olumsuz yönde etkilenmiş, bilimsel geçersizliğine rağmen okullarda süregelen eğitim insanın canlılara yönelik genel bakış açısını olumsuz yönde değiştirmiştir. Creation Research Society (Yaratılış Araştırma Kurumu) ve Institute of Creation Research (Yaratılış Araştırma Enstitüsü) vakıflarının kurucusu Henry M. Morris bu durumu şu şekilde değerlendirmiştir:
Darwin'den - ve özellikle de Freud'dan - itibaren, psikologlar insanın sadece evrimleşmiş bir hayvan olduğunu farz etmiş ve davranış problemlerini hayvani bir bazda değerlendirmişlerdir. İnsan problemleri ile ilgilenirken maymunlarla ve diğer hayvanlarla (hatta böceklerle) yapılan deneyler rehber olarak kullanılmıştır.
Çok önceleri bilimsel olarak geçersizliği ispatlanmış olmasına rağmen, rekapitülasyon teorisinin acı meyveleri toplumun birçok alanında gelişmeye başladı…
Bilimsel anlamda bir utanç olarak nitelendirilen, bazı evrimciler tarafından bile bir delil olarak sunulması şaşkınlıkla karşılanan Haeckel'in sahte çizimleri, hayret verici bir şekilde halen çeşitli ders kitaplarında yerini korumaktadır. Bu şaşırtıcı durum, Darwinizm aldatmacasının hangi boyutlara ulaştığını gösterir niteliktedir. California Üniversitesi'nden moleküler biyolog Jonathan Wells bu durumu şu şekilde açıklamaktadır:
Pek çok ders kitabı Haeckel'in çizimlerinin çok az farklı yeni versiyonlarını kullanmaktadır. Bunun bir örneği, Peter Raven ve George Johnson'un Biology adlı kitabının 1999 baskısıdır...
Diğer bir örnek, Cecie Starr ve Ralph Taggart'ın 1998 baskılı, The Unity and Diversity of Life (Hayatın Birliği ve çeşitliliği) adlı kitabıdır. ... James Gould ve William Keeton'ın Biological Science (Biyoloji Bilimi) adlı kitabının son baskısı ise şu ifadeye yer vermektedir: "Darwin'i evrim fikrine götüren embriyolojik bir gerçek, çoğu omurgalının erken dönem embriyolarının birbirlerine yakından benzemesidir." Burton Guttman'ın 1999 baskılı Biology ders kitabı ise Haeckel'in embriyo çizimlerinin yeniden çizilmiş yeni versiyonunu şu başlıkla vermektedir: "Bir hayvanın embriyolojik gelişimi onun atalarının yapılarına ilişkin ipuçları taşır."
Haeckel'in sahte çizimlerinin halen biyoloji ders kitaplarında, sanki evrime bir delilmiş gibi kullanılması kuşkusuz ki basit bir hata değildir. Sahte olmalarına rağmen bu çizimlere, ders kitaplarında kasıtlı olarak yer verilmektedir. Bunun kuşkusuz en önemli sebebi, söz konusu sahte çizimlerin Darwinizm'in temel noktasına, yani insanın sorumsuz bir hayvan olduğu yalanına önemli bir sahte kanıt oluşturmasıdır. Jonathan Wells, Darwinist bilim adamlarının kasıtlı olarak savunmayı sürdürdükleri bu yalan ile ilgili şu yorumu yapmıştır:
Haeckel'in embriyoları, Darwin teoremi için öylesine güçlü bir "kanıt" sunuyordu ki, o embriyoların bir versiyonu neredeyse evrimle ilgili her ders kitabında bulunabilir. Buna rağmen biyologlar, Haeckel'in çizimlerini uydurduğunu bir asırdan fazla bir süredir bilmektedirler; omurgalıların embriyoları onun gösterdiği gibi benzer görünmezler asla. Dahası, Haeckel'in "ilk" diye adlandırdığı evre, aslında gelişimin ortasıdır; onun abarttığı benzerliklerden daha önceki gelişim evrelerinde çarpıcı farklılıklar görülür. fiunu biyoloji ders kitaplarını okuyarak öğrenemezsiniz: Darwin'in "en güçlü birinci sınıf kanıtı", kanıtın bir teoreme uyması için nasıl çarpıtılabileceğinin klasik bir örneğidir.
Deccal'in planladığı bir yalanın çarpık bir teoriye sahte delil olarak sunulması ve etkili olması Darwinistlere kendilerince kısa süreli bir sevinç getirse de, aslında bu Darwinistler adına bir hüsranın habercisidir. Haeckel'in çizimleriyle insanlar, kıdemli bir bilim adamının Darwinizm uğruna nasıl büyük sahtekarlıklar yapabileceğini görmüşlerdir. Bu örnekle Darwinizm'in sürekli olarak "yalana" ihtiyaç duyduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Evrimci bilim adamlarının sahtekarlığa nasıl göz yumabildikleri açıkça görülmüştür. Haeckel'in sahtekarlığı, yaratılış karşısında evrim teorisinin, deccaliyet sisteminin yok olmuş olduğunun başka bir önemli kanıtıdır. 20. yüzyılda, bu sahtekarlığın keşfi sessizlikle karşılanmış olabilir. Ama 21. yüzyıl bu ve bunun gibi sahtekarlıkların açıkça ortaya konduğu ve gerçek bilimsel delillerin sergilendiği yüzyıldır. Sahtekarlıklar açığa çıkarıldıkça ve gerçek bilimsel deliller geldikçe, Darwinizm'in çöküşü de kuşkusuz daha belirgin bir hale gelmektedir.