İyilik ve kötülük, belki de insanların hayatları boyunca üzerinde en çok konuştukları ve düşündükleri kavramlardandır. İnsanların çoğu, kendi belirledikleri ölçüler içinde "iyi insan olmak" ve "kendilerini ve sevdiklerini kötü tavırlardan, kötü insanlardan korumak" için gayret ederler. Kötülükten sakınmak için gösterilen bu çaba elbette son derece önemlidir.
Ancak şeytan da insanları, gizliden gizliye kötülüğün içine sürüklemek için Allah (cc)'a and içmiştir. Bu nedenle yaşamları boyunca iyilikten yana çaba harcayan insanları dahi, kendi ahlakına çekebilmek için aldatmak ister. Bu amaçla onları, içlerindeki kötülükleri yok etmek yerine, bunları gizliden gizliye yaşamaya yöneltir. Ancak "... çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın..." (Enam Suresi, 151) ayetiyle Allah (cc), insanları kötülüğün her türlüsünü yaşamaktan menetmiştir.
Açıkça kötülük yapmaktan sakınan kimi insanlar, şeytanın bu tuzağına düşerek gizli kötülüklere yanaşabilirler. Oysa bunun da, şeytanın sakınılması gereken bir oyunu olduğu unutulmamalıdır. Hangi yolla olursa olsun, şeytan insanları ancak hüsrana ve zarara sürüklemek ister. Allah (cc), "Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır. O, size yalnızca, kötülüğü, çirkin-hayasızlığı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder." (Bakara Suresi, 168-169) ayetleriyle bu tehlikeye karşı insanları uyarmıştır.
"Günahın açıkta olanını da, gizlisini de terk edin. Çünkü günahı kazananlar, yüklenegeldikleri nedeniyle karşılık göreceklerdir." (Enam Suresi, 120) ayetiyle ise Allah (cc), müminlere kötülüğün gizlisinin de açığının da Allah (cc) Katında kişiyi sorumlu kılacağını hatırlatmış ve insanları gizli kötülüklerden de sakınmaya çağırmıştır.
Bunun çözümü ise her konuda olduğu gibi Kuran ahlakını yaşamaktadır. Allah (cc), Kuran'da iyilik ve kötülüğün neler olduğunu tarif etmiş, ayrıca insanı kötülüğe sürükleyen nedenleri de açıklamıştır. Kuran'da gerçek iyiliğin Allah (cc)'tan korkan ve Allah (cc)'ın sınırlarını koruyan kimselerin davranışları olduğu bildirilmiştir: "... Ama iyilik sakınan(ın tutumudur)..." (Bakara Suresi, 189). Kuran'a göre kötülük ise, Allah'tan korkup sakınmadan yapılan tavırlardır.
Allah (cc)'tan korkup sakınan kişi, karşısına çıkan her olayda Allah (cc)'ın rızasına ve Kuran'a uygun bir tavır göstererek, hayatının her anında iyi davranışlarda bulunmuş olur. Çevresinde olup biten tüm olayların Allah (cc)'ın hakimiyetinde geliştiğini bilmesi, herşeye hayır ve hikmet gözüyle bakması, gizli veya açık yaptığı her tavrın ahirette karşısına çıkacağını düşünmesi kişiyi sürekli olarak doğru düşünmeye ve güzel davranışlarda bulunmaya sevk eder. Dolayısıyla kötülüğün hem gizlisinden hem de açığından sakınabilmek ve gerçek iyiliği yaşayabilmek için insanın; "Allah (cc)'tan derin bir saygıyla korkması ve kendisine Allah (cc)'ın rızasını kazanmayı amaç edinmiş olması" gerekir. Allah (cc)'tan başka ilahlar edinmek, O'ndan başkasına kulluk etmek, insanların hoşnutluğunu ve dünya hayatının menfaatlerini elde edebilmek için yaşamak, kişileri kötülüğün içine sürükler. İman etmeyenler için büyük bir hırs ve tutkuya dönüşen dünyevi değerler bu insanları güzel ahlaktan uzaklaştırır. Dünya hayatından olabilecek en fazlasını, en iyisini elde edebilmek için daima öncelikle kendi menfaatlerini düşünür ve bunları herşeyin üzerinde tutarlar. Bunlar da beraberinde kişiye bencillik, cimrilik, nankörlük, sahtekarlık, kibir, yalan, merhametsizlik gibi kötü ahlak özellikleri getirir.
Böyle bir durumda Allah'ın, "Yoksa kötülüklere batıp-yara alanlar, kendilerini iman edip salih amellerde bulunanlar gibi kılacağımızı mı sandılar? Hayatları ve ölümleri bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar." (Casiye Suresi, 21) ayetiyle bildirdiği gibi, açık ya da gizli kötülüğe yanaşan kimselerin hem dünyada hem de ahiretteki yaşamları, iman sahiplerininkinden çok farklı olabilir. "Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır." (Al-i İmran Suresi, 104) ayetiyle Allah (cc), kötülüğün yaşandığı bir ahlaktan arındırmanın müminler üzerinde bir sorumluluk olduğunu bildirmiştir. Yeryüzündeki tüm kötülükleri ortadan kaldıracak tek çözüm, Kuran ahlakının yaşanmasıdır. Kuran ahlakını yaşayan bir insan, "Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur." (Nahl Suresi, 99) ayetiyle haber verildiği üzere, şeytanı etkisiz hale getirmiş olacak; Allah (cc)`ın izniyle şeytanın düzeni bozulacaktır.