Bir yer sırf Kürt kontrolünde olmaz. Bir yer sırf Laz kontrolünde olmaz. Laz’ı, Kürt’ü, Çerkez’i sürekli karışık olması lazım. Çok tatlı bizim milletimiz. Çok değerlidir, hepsi değerli. Lazlar mesela çok şekerler, sempatik, neşeli, zeki, espritüel. Her yerde bir Laz olması lazım. Kürtler mesela çok efendi. Çok nezaketli, saygılı, hürmetli. Her yerde bir Kürt olması lazım. Hatta mümkünse keşke bir başbakan Kürt olsa. Cumhurbaşkanı Kürt olsa-ki, bu Kürt fitnesi yani bu PKK fitnesi, Kürtlerin adına yapılan PKK fitnesi, ortadan kalksın. Çünkü Kürtçülüğü saf ırk, faşist bir kafayla değerlendiriyorlar.
Kardeşim Kürt dediğin senin Hz. Adem (a.s)’ın evladı, Hz. Nuh (a.s)’ın evladı. Aynı soydanız, aynı. Kardeşiz. Niye bu efendi insanlar, bu dindar insanları benden ayırmak istiyorsun sen? Zorun nedir? Niye bu fitneyi çıkarıyorsun? Yani ayrılıkçı fitne, ayrılıkçı Kürt fitnesi. Bunu biz istemiyoruz. Böyle bir sıkıntı istemiyoruz.
Ben ne zaman bir Kürt kardeşimi görsem içim coşuyor. Hakikaten çok seviniyorum. Mesela geçenlerde buraya gelen AK Partili bir Kürt kardeşimiz var, önde gelenlerinden, aynı zamanda akil adam. Çok efendi. Yine büyük bir mağazada, mağazanın sahibi olan bir insan var, yerini söylemeyeyim de, iki büklüm oluyor adam geldiğimde böyle. Elime kapanıyor böyle, koskoca insan, yaşı da ileride. Müthiş hürmetkar. Görülmemiş böyle bir hürmet, nezaket.
Güneydoğu hep böyledir. Ben bu insanlarla beraber yaşamak istiyorum. “İstemiyorum.” Deli misiniz siz? Genetik ayrılık istiyor adam. “Saf Kürt olacak herkes” diyor. “Polis saf Kürt, doktor saf Kürt olacak.” Delirdin mi sen? Mardin’de ben Laz eczacı istiyorum. Arnavut lokanta sahibi istiyorum. İzmir’de Kürt vali istiyorum.
Karışık yaşayacağız. Bütün Türkiye blok bizim, bütün Türkiye. Her yerinde yaşarız. Bir yerlere yoğunlaşmaya gerek yok. Her yere dağılalım. Her yerde olalım. Ve birbirimizi de coşkuyla sevelim. Kardeş olalım. (20 Haziran 2013, Adnan Oktar, A9 TV)