Yaratılış Atlası'nın yayınlanmasından ve bütün dünyaya ilan edilmesinin ardından, büyük devletlerin liderlerinde ciddi bir değişim meydana gelmiştir. Eskiden evrim teorisinin savunuculuğunu yapan liderler, bu önemli kitabın etkisiyle evrim teorisinin bir aldatmaca olduğunun farkına varmış ve bunu açıkça ifade etmişlerdir. Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy bu konudaki en önemli örneklerden biridir. Sarkozy'nin çeşitli dönemlerde vermiş olduğu demeçler, Yaratılış Atlası'nın etkisini gösterir niteliktedir:
Le Monde gazetesi
"Eğer dinler insanları kinden, barbarlıktan alıkoymaya yetersizse, nazizm ve komünizmin oluşturmaya çalıştığı Allahsız bir dünya hiç de tercih edilir gözükmüyor.
Ne Tevrat'ta ne Kuran'da anlamında veya içeriğinde, 20. yy boyunca Avrupa'da totalitarizm ve Tanrı'sız bir din adına işlenen hiçbir katliamı emreden tek bir satır bulamazsınız."
Sabah gazetesi - 15 Şubat 2008
'Acılara din değil dinsizlik neden oldu'
Laiklik konusunda dünyanın en hassas ülkelerinden biri olan Fransa'da Cumhurbaşkanı yine krizle manşetlerde. Nicolas Sarkozy, Fransız Yahudi Derneği'nin bir törenindeki konuşmasında "pozitif laiklik" anlayışını dile getirdi. Sarkozy'nin "20'nci yüzyılın acılarına din değil, dinsizlik neden oldu. Kalbinde Tanrı'yı taşıyan bir insanın tehlikeli değil zararsız olduğunu düşünüyorum. Dini dışlamayan bir laiklik anlayışı gerekli. Toplum gözünde öğretmen, imam ya da papazdan daha aşağıda görülmemeli. Bunlar farklı şeyler" sözleri, din ve devlet işlerini kati şekilde ayıran yasaları bulunan ülkede geniş yankı buldu. Sarkozy, laiklik yasalarını değiştirmeyi planlıyor.
Zaman gazetesi - 15 Şubat 2008
"20. yüzyılın en büyük katliamları dinden değil dinsizlikten kaynaklandı"
Dinlerin toplumsal alandaki yerine ilişkin çıkışlarıyla Fransa'daki laiklik anlayışını tartışmaya açan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy (Nikola Sarkozi), bu yöndeki açıklamalarını sürdürüyor.
Kendisini dinlerden konuşarak cumhurbaşkanlığı görevinin dışına çıkmakla suçlayanlara da cevap veren Sarkozy, "Laiklik ilkesi, beni papazlarla, hahamlarla, din adamlarıyla buluşmama engel mi olmalı? Onlar ikinci sınıf vatandaş mı? Laiklik ilkesi, cumhurbaşkanını sadece yol güvenliği, bütçe açığı ve uzay politikasından konuşmaya mı zorluyor? " ifadelerini kullandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da yaptığı 14 Ocak 2008 tarihli konuşmasından:
Suudi Arabistan'ın, tüm Müslümanlar için, Peygamberin insanlara öğretmek üzere Allah'ın vahyini aldığı kutsal bir toprak olduğunu unutmuş değilim... Dünyanın gördüğü en büyük, en güzel medeniyetlerden birinin doğuşuna vesile olacak bu büyük dindarlık, coşku ve iman hamlesi 14 yüzyıl önce buradan çıkmıştır...
Her insanın düşüncesinde ve kalbinde var olan Yüce Allah'tır.
İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır.
İnsanların ölçüsüz kibrine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır.
Tüm farklılıkların ötesinde, sürekli olarak insanlara bir alçakgönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır.
Çoğu zaman bu mesajın niteliği değiştirilmiştir. Çoğu zaman saptırılmıştır. Tarihte din adına birçok suç işlenmiştir, oysa gerçekte bunların dinle hiçbir alakası yoktur. Aksine bunlar dinin inkarıdır, dine ihanettir.
Zaman Gazetesi / 23 Aralık 2007
Laik Fransa, Sarkozy ile dini yeniden 'keşfediyor'
"Laikliğin, Fransa'yı Hıristiyan köklerinden ayırmaya gücü yoktur. Bunu yapmaya kalkıştı. Yapmaması gerekirdi. Tarihinin dini, manevi ve ahlaki mirasını görmezden gelen bir milletin kendi kültürüne karşı suç işlediğini düşünüyorum. Kökü çekip atmak, milli kimliğin çimentosunu zayıflatmaktır."
Cumhuriyet'in dine de ihtiyacı var
... Konuşmasında, bir yandan Fransa'da yaşayan dinlerin sayısının artmasıyla "laikliğin sosyal bir barışın şartı" haline geldiğini belirten Sarkozy, diğer yandan Fransız tarihine damgasını vuran, dini düşman olarak gören 'kavgacı laikliği' eleştirdi. Buna karşın "pozitif bir laiklik" isteyen Fransız lider, bu laikliği "bir yandan düşünce özgürlüğünü, inanma veya inanmama özgürlüğünü gözetleyen; ama dini tehdit olarak değil, fırsat olarak gören" bir anlayış olarak tanımladı.
... "Kırsal bölgelerdeki kiliselerin cemaatsiz kalmasının, papaz kıtlığının, banliyölerdeki manevi çöllüğün Fransızları daha fazla mutlu etmediğini" dile getiren Sarkozy, inançlı bir insanın ümitli birisi olduğunu belirterek "ümitli insanların çok olmasının ise Cumhuriyet'in çıkarına olduğunu" kaydetti.