“Filistin de İsrail de adeta yarı açık cezaevi gibi. Hapishane görünümünü kaldıralım, her iki bölgeyi de cennet gibi yapalım. Paris gibi, Londra gibi her yeri villalarla, bağlarla bahçelerle donatalım...”

 Filistinliler canlarımız çocuklar, o kampları falan açalım, orayı Paris gibi, Londra gibi yapalım Filistin’i. Bütün deniz kenarını villalarla donatalım. Çoluk çocuk eğlensin, neşeli geçsinler. Niye kamplarda yaşasınlar? O dikenli teller falan hepsini kaldırırız. Bütün duvarları yıkarız İsrail’deki. Bu nedir? Alenen hapishaneye çevirmişler İsrail’i. İsrail halkı hapishanede yaşıyor. Filistin de hapishanede yaşıyor. Filistin boydan boya hapishane, küçük küçük hapishaneler oluşturmuşlar, ufak ufak. Yarı açık cezaevi, normal bildiğin yarı açık cezaevi. Zaten kapıda, çıkışta polis bekliyor seni kontrol ediyor. Çantana falan bakıyor cezaevine giriyorsun, sonra cezaevinden çıkıyorsun. İsrail de öyle olmuş.

Cezaevi görünümünü kaldıralım. Bütün duvarları yıkalım. Hepsini, o tel örgüleri, şunları bunları kaldıralım. Tertemiz insanlar Filistin. Hep beraber halay çeksinler kardeşim. Deniz kenarları, bölge olağanüstü güzel. Her yeri zeytinlik yapalım, portakal bahçesi yapalım. Zibil gibi toprak var, yedi cetlerine yeter. Kime yetmiyor bu? Nedir bu kavga, bu rezalet? O ona, o ona her gün o oradan roket atar, oradan bombalarlar. Hapishaneler çaka çaka dolu. İsrail hapishanelerinde binlerce Filistinli var. Filistin’de de ayrıca kendi kardeşlerimizden orada da var. Bırakalım çıksın gitsinler. Siyasi tutuklu hiçbir suçu yok, öyle tutuyorlar. Bırak çıksın gitsin. Rahat yaşasınlar. Boş yere ızdırap çekiyorlar.

Nefret nefreti getiriyor. Sen İsrail’den nefret ettiğinde, İsrailliler de senden nefret eder. Sen Ermeni’den nefret ettiğinde, Ermeni de senden nefret eder. Sen Arap’tan nefret ettiğinde, Arap da senden nefret eder. Nefretin sonu yok. Dünyanın kurtuluşu sevgiyle. Sevgiyi unutturmuşlar insanlara. Bütün dünyada böyle.

Filistinli çocuklar acayip şekerler, böyle koca koca gözleriyle. Filistinli delikanlılar filinta gibiler. Filistinli genç kızlar acayip güzeller. İsrailli genç kızlar muhteşem çok çok güzeller. Peygamber nesli, bir taraf Hz. İsmail (a.s)’ın nesli, bir kısmı Hz. Yakup (a.s)’ın nesli. Hz. İsrail (a.s)’ın nesli. Ne güzel peygamber soyu. Bırakalım o bölgede neşe içinde yaşasınlar, gürbüzce yaşasınlar. Hastaneler kuralım, tesisler kuralım, okullar kuralım, değil mi? Sahil boydan boya bomboş yüzlerce kilometre. Yan yana, yan yana villalar yapalım. Florida’daki gibi, gençler açık arabalarla bassın gitsin oradan oraya. Kepazeliğe ne gerek? Korkuya ne gerek?

Kudüs’ü cennet gibi yapalım. Her yeri böyle didik didik tertemiz yapalım. Orada sivil yerleşimin üstünde o kadar durmayalım. Tarihi binalarını güzelleştirip, sivil yerleşimi içeriye kaydıralım. İçeride sivil yerleşime gerek yok. Oralar bağlık bahçelik olsun. Tarihi binaları iyi koruyup temizleyelim, düzenleyelim harap olmuş yerler varsa. Ve Hz. Süleyman (a.s)’ın mescidini kuralım. İlla ki, Bismillah ilk yapacağımız şey odur, Hz. Süleyman (a.s)’ın mescidini kurmak. Uçsuz bucaksız orada gayet güzel altın kaplama inşaAllah. Aynı tarif edildiği gibi. O zaten dünyada bir fevkaladelik olarak dünyada çok dikkat çekecektir. (Adnan Oktar, 1 Nisan 2013, A9 TV)