s. 46 “Adaptasyonların evrime katkıda bulundukları” aldatmacası: - Adaptasyon “uyum sağlama” demektir. Bir canlının, bulunduğu çevrede daha iyi yaşamasını ve üremesini sağlayan özelliğidir. - Evrim teorisi, adaptasyon kavramına iddialarını kanıtlayabilmek amacıyla bir anlam daha ekler ve içinde bulunduğu koşullara adaptasyon sağlayan canlıların zaman içinde tür değiştirdiklerini iddia eder. Ancak bu bir aldatmacadır. - Bir canlı türü, "genetik potansiyeli" olanak verdiği ölçüde bulunduğu ortamdaki değişikliklere adapte olur. Eğer "genetik potansiyeli" bu değişikliklere adapte olmasına imkan vermiyorsa, o zaman bu tür, değişen koşullara adapte olamaz ve zaman içinde yok olur. - Bir canlı, bulunduğu ortama uyum sağlamadığı takdirde hiçbir zaman yeni özellikler edinip başka bir türe dönüşemez. Yaşamını kolaylaştıracak yeni bir organa veya uzva sahip olmaz. Kendi genetik bilgisi içinde küçük değişimler gösterse de her zaman aynı türün bireyi olarak kalır. - Dolayısıyla adaptasyonları evrime delil olarak göstermek, tıpkı doğal seleksiyon mekanizmasını evrime delil olarak göstermek gibi bir aldatmacadır. |
s. 47 “Doğal seçilimin yeni türlerin ortaya çıkışını sağladığı” iddiasının geçersizliği: - Söz konusu ders kitabında, Lamarck’ın evrim fikrinin geçersizliğinin belirtilmesinden hemen sonra, Darwin’in evrim iddiası tanıtılmıştır. Darwin’in doğal seleksiyonla türlerin oluştuğuna dair iddiasına ise ünlü sanayi devrimi kelebekleri senaryosu örnek olarak verilmiştir. - Sanayi devrimi kelebekleri senaryosu bir doğal seçilim örneğidir. Fakat bu örnekte hiçbir zaman yeni bir tür oluşmamış, türlere yeni bir bilgi eklenmemiştir. Dolayısıyla bu, bir evrimleşme örneği değildir. - İngiltere'de endüstri devriminin başladığı sıralarda, Manchester yöresindeki ağaçların kabukları açık renklidir. Bu nedenle bu ağaçların üzerlerine konan koyu renkli güve kelebekleri, bunlarla beslenen kuşlar tarafından kolayca fark edilir ve avlanırlar. Fakat elli yıl sonra endüstri kirliliğinin sonucunda ağaçların kabukları koyulaşır ve buna bağlı olarak bu kez açık renkli güveler kuşlar tarafından sık olarak avlanmaya başlarlar. Sonuçta açık renkli kelebekler sayıca azalırken, koyu renkliler fark edilmedikleri için çoğalır. - Ancak bunun sözde evrim ile hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü yaşanan doğal seleksiyon, daha önce doğada var olmayan bir türü ortaya çıkarmış değildir. Endüstri devrimi öncesinde de kelebek popülasyonu içinde siyah bireyler zaten vardır. Sadece, var olan kelebek türlerinin sayıları değişmiştir. Kelebekler "tür değişimi"ne yol açacak biçimde yeni bir organ ya da özellik edinmemişlerdir. - Darwinistler söz konusu iddiayı, sahte evrime delil olarak gösterebilmek için sahtekarlığa başvurmaktan da geri kalmamışlardır. Amatör bir biyolog olan H.B.D. Kettlewell, söz konusu iddianın evrimleşme olduğunu ispat edebilmek için ölü kelebekleri ağaç kabuklarına TUTKALLA YAPIŞTIRIP resimlerini çekmiş ve yayınlamıştır. Bunun bir sahtekarlık olduğu ise bir süre sonra bir Amerikalı biyoloji öğretmeni tarafından ortaya çıkarılmış ve pek çok Darwinist bu sahtekarlığın bir utanç vesilesi olduğunu itiraf etmek zorunda kalmıştır. - Sonuç olarak sanayi kelebekleri hikayesi, bir Darwinist sahtekarlıktır ve hiçbir şekilde sözde evrime delil teşkil etmemektedir. Darwinistler, bir kanıt getirmek istiyorlarsa, türlerde yeni özelliklerin geliştiğini ve türlerin birbirine dönüşümünü gösteren ara fosilleri gösterebilmelidirler. Ancak ellerinde tek bir tane bile delil yoktur. Dolayısıyla iddiaları, demagojiden öteye geçememekte, bilimsel bulgulara kesin olarak karşı gelmektedir. |