“Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.” (Nahl Suresi, 97)
Rahmeti kulları üzerinde sınırsız olan Rabbimiz, tüm insanlara dünya hayatında lütufta bulunan, onları esirgeyen ve bağışlayandır. Allah bu ayetiyle erkek ya da kadın tüm hayatlarını Kendisi'nin razı olacağı şekilde geçiren, korkup sakınan, Kuran hükümlerini eksiksizce uygulayan ve din ahlakının yayılması için gece gündüz fikri bir mücadele sergileyen salih kullarına, hem dünyada hem de ahirette çok güzel bir hayat müjdelemektedir. Müminler daha dünyadayken cennet benzeri huzurlu bir yaşam ile şereflendirilirler. Hayatını, ahireti esas alarak düzenleyen her durumda din ahlakına göre yaşayan bir insan aslında dünyada da olabilecek en güzel ve rahat yaşamı sürdürür. Çünkü kendi yaratılışına en uygun olan yaşam tarzı budur. Müminler de, Allah'ın üzerlerindeki rahmetini ve korumasını kavradıkları ve din ahlakını yaşadıkları için, dünya hayatının her anından zevk alırlar. Yüce Allah, Kendisi'ne yönelen, O'nun kulları için seçip beğendiği ahlakı yaşayan her mümini gerçek mutluluğa ulaştırır. Allah, müminlerin samimi, katıksız olarak ahiret yurdunu düşünen ahlaklarına karşılık olarak onları daima rızıklandırır, güzel ve temiz nimetler içinde yaşatır. Bu nimetler ise iman edenlerin Allah'a şükredip O'nu anmalarına vesile olur.
Bu dünyada salih olan, iyilik yapan insanlar, kısacık bir ömürde yaptıkları iyiliklere karşı ise ahirette sonsuz bir güzellikle karşılık göreceklerdir. Elbette cennet eşsiz ihtişamıyla, güzellikleriyle ve sonsuz nimetleriyle Rabbimiz'in kullarına çok büyük bir mükafatıdır. Rabbimiz'in kullarına olan ihsanının, rahmetinin ve sevgisinin çok önemli bir tecellisidir.