Allah canlıları benzersiz yeteneklere sahip olarak yaratmıştır. Bu canlıların kimisi çok hızlı ve çeviktir; Kimisi güçlü çenelere, kimi ise çok yükseğe zıplayabilme özelliğine sahiptir...
İnsanlar Kuran’da doğayı incelemeye, düşünmeye ve buradaki “ayetleri” görmeye davet edilirler. Evrendeki canlı-cansız tüm varlıklar, “yaratılmış” olduklarını gösteren işaretlerle doludur ve kendilerini Yaratan’ın güç, bilgi ve sanatını göstermek için vardırlar. İnsan, aklını kullanarak bu işaretleri görmek ve Allah’ı tanımakla sorumludur. Tüm kainat gibi çeşitli canlı türleri de, Rabbimiz’in ayetlerini taşıyan, bu nedenle dikkat edilmesi, incelenmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken Rabbimizin kusursuz yaratış örneklerindendir.
“Yüksek hıza çıkan kas hareketine güç yükseltimi adı verilmektedir. İnsan vücudu kaslarla kaplıdır. Ancak bizim kaslarımız dışarıdan bir destek olmadan “güç yükseltimi” yapamaz. Örneğin, kaslarımızın ötesinde bir hareket yapabilmemiz için bir yay ile kas gücümüzün etkisini artırmamız gerekir. Yay kullanarak ok attığımızda, ok çok daha hızlı bir şekilde çok daha uzağa gidecektir.
Mantis karideslerinin bedeninde de benzer bir enerji depolama yöntemi doğal olarak bulunur. Yumruk attığı kolunun üstündeki kaslar tıpkı gerilen bir yay gibi enerjiyi depolar, hareket başladığında ise tıpkı okun yaydan fırlaması gibi enerji tamamen serbest kalır. Bu işlemin gerçekleşebilmesinde etkili olan, kolun yapısı ve içerisindeki kas ve mandal mekanizmasıdır. Enerji depolandıktan sonra, mandal serbest kaldığında oluşan hareket yerçekiminden yaklaşık 10.000 kat fazladır.
İstiridye kabuğunu ancak çekiç yardımı ile güçlü bir darbe indirerek kırabiliriz. Üstelik bu işlemi hava olan bir oranda yaparız. Mantis karidesleri bu işlemi hiç bir araç olmadan, suyun altında gerçekleştirirler. Araştırmacılar mantis karidesinin bu hızlı hareketini gözlemleyebilmek için saniyede 20 000 kare kaydedebilen kameralar ile çekimler yaptılar. Böylece, sadece göz kırpması süresinde gerçekleşen bu hareketi yavaş çekimde izleyebildiler.
Mantis karidesleri o kadar hızlı hareket ederler ki, etraflarındaki suyun kaynayacak kadar ısınmasına neden olurlar. Mantis karidesleri örneğinde olduğu gibi doğadaki her canlı, Allah’ın varlığını gösteren ve özelliklerini tanıtan birer “ayet” yani delildir. Allah, yarattığı insanlara yol göstermek için indirdiği kutsal kitabımız Kuran’da bu “ayetler”e şöyle dikkat çeker:
“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.” (Bakara Suresi, 164)
Kapan çeneli karıncalar hem hızlıca avlarını yakalamak hem de bir tehlike ile karşılaştıklarında kendilerini uzak bir yere fırlatmak için çenelerindeki mükemmel mekanizmayı kullanırlar.
1cm boyundaki karıncaların kıskaçları bedenlerine göre oldukça büyüktür. Bu kıskaçların içerisindeki kaslar tıpkı Mantis karidesinin kasları gibi enerjiyi depolar ve kıskaçlarını yere vurarak kendilerini vücutlarının 20 katı kadar uzağa fırlatabilirler. Bu bir insanın kendisini yaklaşık 40 metre ileriye fırlatabilmesine benzer.
Karıncalar bu yüksek atlayıştan sonra yere düştüklerinde vücutlarının hiçbir yeri hasar görmez. Ve aynı şekilde hayatlarını sürdürmeye devam ederler. Bu canlılar özellikleri ve yetenekleriyle birlikte Allah tarafından kusursuz bir şekilde yaratılmıştır:
Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. O’nun alnından yakalayıp denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)” (Hud Suresi, 56)
Dünyanın en iyi yüksek atlayıcısı 6 mm boyundaki çayır köpüğü böceğidir. Bilim dünyasının yaptığı araştırma sonuçlarına göre, çayır köpük böceği 70 cm’den daha fazla zıplayabilir. Ağustos böceğini andıran çayır köpük böceği philaenus spumarius, arka bacaklarını mancınık gibi kullanarak kendini yükseğe fırlatabilir. Böcek, bir tür kilit sistemi sayesinde bacaklarında depolayabildiği kas enerjisini zıplamak için kullanır. Araştırmacıların görüşüne göre, insan çayır köpüğü böceğinin yeteneğine sahip olsaydı 200 metrelik gökdelenin üzerinden rahatça atlayabilecekti. Beklenenin aksine pire bu konuda ancak ikinciliği alabilir. Çayır köpüğü böcekleri bu yetenekle ve özelliklerle kendisini kusursuz yaratan üstün bir gücün, Yüce Allah’ın varlığının delillerindendirler. Bu canlıları da, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları da Yüce Allah yaratmıştır. Allah, üstün ve benzersiz aklının delillerini görebilmemiz için birbirinden kusursuz, birbirinden detaylı sistemler var etmiştir. Allah Kuran’da bu gerçeği şöyle haber vermiştir:
“Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler vardır.” (Zariyat Suresi, 20)
Kolombiya’da yaşayan zehirli ok kurbağası adlı canlı yılanların bu konudaki ünlerini ortadan kaldırmıştır. Sadece 2 cm boyunda olan bu kurbağa salgıladığı zehirle 150 insanı ya da 30.000 fareyi aynı anda öldürebilir. Vücudunun her yeri zehirle kaplı olan bu canlıyla sadece deri teması yapmak zehirlenmek için yeterlidir. Diğer ilginç özelliği ise tehlike sezmediği sürece bu canlının zararsız olması ve dokunulabilmesidir.
Yılan türünden taipan isimli ve Avustralya’da yaşayan bir canlı ise bu konuda ancak ikinciliği alabilmektedir. Canlının ısırığı 100 insanı öldürebilecek güçtedir ve beş metre mesafeden etkilidir. Kara mamba adlı Afrika yılanı 90 insan öldürebilecek güçte zehir taşıdığından üçüncü sırada yer alır. Kutu deniz anası olarak adlandırılan bir tür medusa da 70 insanı öldürebilecek kapasitede bir zehire sahiptir ve bu alanda dördüncülük ünvanını almaktadır.
Finlandiya Aalto Üniversitesi suda koşanlar (Gerris remigis) adlı böceklerin su üstünde yürümesini sağlayan yapısal özelliklerinden yararlanarak çok hafif ve çok sağlam bir malzeme geliştirdiler. Bu böcekler su üzerinde durmalarını sağlayacak özel donanımlara sahiptirler.
Suda koşanlar, bacaklarını suyun altına daldırmadan, kürek gibi kullanırlar. Su yüzeyinin delinmemesi için bacaklarının ıslanmaması gerekir. Araştırmalar, bu böceklerin bacaklarında mumsu bir maddeyle kaplı mikro tüylerin bulunduğunu; tüylerindeki nano oluklarda hava kabarcıklarının tutulduğunu göstermiştir. Ayrıca su yüzeyinde duran bu böceklerin bir tek bacağı batmadan kendi ağırlığının 23 katını taşıyabilir. Suda koşanların ince, zarif ama bir o kadar da güçlü bacaklarından esinlenen araştırmacılar odunun hafif ve çok sağlam olmasını sağlayan şaşırtıcı bir malzeme elde ettiler. Finlandiya’nın Aalto Üniversitesi’nden Dr. Ollı Ikkala ve ekibinin geliştirdiği bu malzemeyle yapılacak yaklaşık 500 gram ağırlığındaki bir teknenin, beş buzdolabını (yaklaşık 500 kilogramı) taşıyabileceği belirtilmektedir.
Bir orman yangınında çoğu hayvan yangından kaçarken siyah yangın böceği (Melanophila acuminata) ormana doğru gider. Çünkü yeni yanmış ağaçlar bu böceklerin yumurtalarını bırakmaları için uygun bir yerdir. Bu böcek için tehdit oluşturan hayvanlar yangın sırasında ormandan kaçarlar. Böylece yangın böceği ormanda güvenle yiyecek bulabilir, üreyebilir ve yumurtalarını bırakabilir. Araştırmalar böceklerin bir orman yangınına ulaşmak için kilometrelerce seyahat edebileceklerini göstermektedir. Fakat nasıl olur da bu böcekler yanan bir ormanın yerini tespit edebilirler?
Siyah yangın böceğinin orta bacaklarının yan tarafında çukurcuk (pit) denen organlar bulunur; bu organlar orman yangınından çıkan kızılötesi ışınları algılayabilir. Yayılan ışınlar çukurcuk organlarında ısı meydana getirir, bu da böceğin ateşe doğru gitmesini sağlar. Yangın böceklerinin ateşi bulmasına yardım eden başka alıcıları da vardır. Bu böceklerinin antenleri, yangının sonucunda yanan ağaçlardan havaya karışan bazı kimyasal partikülleri algılar. Bazı araştırmacılara göre bu böcekler “duman dedektörü” olarak kullandıkları antenleri sayesinde 800 metreden daha uzakta, için için yanan tek bir ağacı bile bulabilir. Böcek, tüm bu özellikleri sayesinde bir orman yangınını yaklaşık 80 kilometre uzaktan algılayabilir. Sadece bu değil, ağaçların çatırdamasını da duyabilir ve olağanüstü hassas sensörlerini kullanarak yanıcı maddeleri fark edebilir
Araştırmacılar, kara yangın böceğinin yumurtalarını bırakabileceği uygun yeri bulmak için kullandığı yöntemleri taklit ederek orman yangınları için erken uyarı sistemi oluşturacak cihazlar ve robotlar geliştirmeyi planlamaktadır.
Bu canlının özelliklerini daha dikkatli incelediğimizde alevlere programlı algılayıcılar, koku ve duman dedektörleri, yangından etkilenmeyen bir dış zırh gibi birbirini destekleyen ve programlı çalışan birçok sistemin var olduğunu görülür. Ayrıca yavruları ve kendisi için en güvenilir yerin yanmış ağaçlar olduğunu da bilmesi gerekir. Bu küçük böcekte bile böyle üstün bir sanatın var olması, Allah’ın dışında hiçbir gücün olmadığını açıkça kanıtlamaktadır. Allah ayetlerinde şöyle belirtir:
Şu halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah’ındır. Göklerde ve yerde büyüklük O’nundur. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Casiye Suresi, 36-37)
Doğayı incelemek ve düşünmek, Yüce Allah’ın Kuran’da bildirdiği emirlerdendir. Evrendeki canlı-cansız tüm varlıklar, “yaratılmış” olduklarını gösteren işaretlerle doludur ve kendilerini Yaratan, ilmin tek sahibi Allah’ın güç, bilgi ve sanatını göstermek için vardırlar. İnsan, aklını kullanarak bu işaretleri görmek ve Allah’ı tanımakla sorumludur. Tüm evren gibi canlılardaki üstün güçler de, Rabbimiz’in ayetlerini taşıyan, bu nedenle dikkat edilmesi, incelenmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken özelliklerdir. Konuyla ilgili Kuran ayetleri şöyledir: “Şüphesiz, mü’minler için göklerde ve yerde ayetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 3-4)