(TV Kayseri, 10 Kasım 2010)
Şeyhi Ekber bu hususta şöyle bir şiir söylemiştir: Dikkat edin Velîlerin sonu şehiddir. Varlıklar İmamı'nın gözüdür. O, Âli Ahmed neslinden gelecek olan Seyyid Mehdîdir. Kötülükleri bertaraf edecek keskin bir kılınçtır! Bütün gam ve zülmetleri giderecek Güneş'tir. İhsanda bulunduğu zaman, pek bereketli bir yağmurdur. |
Hz. Mehdi (as) şehittir. Çok seçkin bir imamdır. Peygamberimiz (sav)'in neslindendir. İlim kılıncıdır, kötülükleri bertaraf edecek ama keskin bir kılıç, çok etkili. Bütün gam ve zulmetleri, gam ne demek? İnsanlarda üzüntü, stres, gerilim, acılar, psikolojik bütün bozuklukları giderecek. Ve her türlü zulmü; işkence, tehdit, insanların her türlü acı çektiği olayları giderecek Güneş'tir diyor. Atatürk ne diyor? Güneş diyor. Bediüzzaman ne diyor? Güneş diyor. Resulullah (sav) ne diyor hadisinde, Güneş diyor. Yağmur gibi ihsanda bulunur.
Zamanı gelmiştir. Geçen üç asırdan sonra gelen dördüncü asırda zahir olmuştur. Çünkü Peygamberimiz (sav) üç asırı bir arada zikr etmiş onları dördüncü asır takip etmiştir. Nitekim bir rivayette "Üçü birbiri ardınca, biri yalnız başına…" diye varid olmuştur. |
Yani üç yüzyıl peşpeşe, biri de yalnız başına dört. Bin eklersen ne yapar? Hicri 1400. Çünkü Peygamber Efendimiz (sav)'in vefatından bin yıl sonra geleceğini İmam Rabbani söylüyor. Bu rivayetle de birleşince Hicri 1400.
Kendisine gelince; İktidar ve siyaset sahibidir. Muhtaç bulunduğu gücü, Allah’tan alacaktır. Çünkü O, doğrulanmış kuş ve bütün hayvanların dillerini bilen bir halifedir. Onun için adâleti, bütün insanlar ve cinlerce cari olacaktır. |
Muhtaç bulunduğu gücü insanlardan değil, Allah'tan alacaktır. Çünkü O, doğru olduğu Allah tarafından tasdik edilmiş, hadisle, kuş ve bütün hayvanların dillerini bilen, yani bütün hayvanlara karşı sevgi duyan bir halifedir. Ne kadar hayvan varsa hepsine karşı sevgi duyuyor. Adaleti cinlere de cari olacaktır diyor, demek ki cinlerle de bağlantısı olacak. Onlar arasında da adalet sağlıyor. Cinlerin de birbirlerine eziyet etmesini engelliyor.
Yukarıda arz ettiğimiz, gibi Allah ona inanmış kimseleri yardımcı kılmıştır. O verzirleri sâyesinde bütün işleri en güzel bir şekilde başaracaktır. |
Vezirleri sayesinde bütün işleri başaracaktır; demek ki talebeleri var. Hz. Mehdi (as) yalnız olmayacak diyor Peygamberimiz (sav).
Mehdî’nin vezirlerine yaptırtacağı işlerde, muhtaç olduğu hususlar: 1. Basiret sahibi olması; Çünkü insanları Allah’a dâvet etme hususunda, böyle bir haslete luzüm hissedilir. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur, Peygamberinden hikâye ederek, "Ben bana uyanlarla tam bir basiret üzerine Allah'a davet ederim." Mehdî hiç şüphe yok ki Peygambere uyanlardandır. Allah’a dâvet hususunda peygamber nasıl yanılmıyorsa Mehdî de öyle yanılmaz.. Çünkü o, O'nun izindedir. |
Hz. Mehdi (as)'ın en önemli özelliklerinden birisi basiret sahibi olması. "Ben Bana uyanlarla tam bir basiret üzerine Allah'a davet ederim"; yani "Ben talebelerimle Allah'a davet ederim insanları", ayetin Hz. Mehdi (as)'a bakan yönünü açıklıyor. Ahkamda masumdur Mehdi.
2. İlâhi kitabı anlaması. |
Kuran'ı çok iyi anlayacak ve çok iyi anlatacak.
3. İlâhi-Kelâm’ın mânasını bilmesi. |
Kuran'ı çok güzel tefsir edecek, insanlara açıklayacak.
4. Tayin edeceği kimselerin durumlarınıi hâl ve hareketlerini iyi bilmesi.. |
O kişinin durumunu, halini ve hareketlerini; yani genel karakterini, ruh halini, derinliğini, psikolojik yapısını, hepsini çok iyi analiz edecek Hz. Mehdi (as).
5. Öfkelendiği zaman bile merhamet ve adâletten ayrılmaması.. |
Çok şiddetli öfke gelecek üzerine Allah tarafından, fakat buna rağmen son derece merhametli ve adaletten ayrılmayan bir insan olacak. Çok merhametli, yani çok sinirlendiğinde de tutarlı. Makul düşünüyor, tutarlı düşünüyor, Kuran'a göre hareket ediyor ve adaletten ayrılmıyor. Yani, kendi aleyhine bile olsa mutlaka adaletle karar veriyor. Kendini kurtaran veyahut çıkarlarını kurtaran bir tavır içerisinde değil.
6. Varlıkların sınıflarını bilmesi.. |
Çocuklara çocuk olmasına göre hareket ediyor, olgun olana olguna göre hareket ediyor, dede olana dedeye göre, kadına kadının hoşlanacağı şekilde. Her insana onun hoşlanacağı şekilde hareket ediyor. Ve onların ruhuna hitap etmeyi biliyor. Hz. Mehdi (as)'ın bir özelliği.
7. İşlerin girift taraflarını bilmesi; çünkü bunlardan haberi olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz.. Mehdî kıyas ilmini onunla hükmetmek için değil de ondan kaçınmak için bilir. Çünkü verdiği hüküm doğru bir ilhâm neticesi olacak. Yâni Muhammed (S.A.V.)’in getirdiği Şeriat üzere hükmedecek. Bu sebepledir ki Peygamber (S.A.V.), onu vasf ederken <<Benim izimi takip edecek; hataya düşmeyecek>> demiştir. Bundan anlıyoruz ki, O, Şerîat sahibi değil de Şeriate uyarıdır. Ve aynı zamanda günahtan da masumdur. Burdaki masumluluğundan murat hükümdeki masumiyetidir. Çünkü gerçek m’anada ismet ancak Peygamber için söz konusu olabilir. Oysa O, Peygamber değil Velîdir. Velîler günah işlemekten mahfuzdurlar; Mâsum değildirler. |
İşlerin girift taraflarını bilmesi; en ince detaylarına kadar olayları biliyor. Analiz ediyor. Bir kişi birşeyi niçin yaptı, ne nedendir, çok ince analiz gücü var.
Çünkü bunlardan haberi olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz; asla yanılmaz Hz. Mehdi (as)
Mehdî kıyas ilmini onunla hükmetmek için değil de ondan kaçınmak için bilir; Yani kıyasla hareket etmeyecek Hz. Mehdi (as). Fıkıhta kullanılan kıyas ilmi onun için yok, kıyastan kaçınıyor.
Vahiyle bildiriyor Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (as)'ın hataya düşmeyeceğini. Ahkamda masumdur Hz. Mehdi (as). Hata yaptığı dediği yerde, mutlaka yine doğru yapmış oluyor. Hataya Allah müsaade etmiyor onda. Masum imamdır, bir tek Hz. Mehdi (as)'a mahsustur bu. Allah'ın özel koruması altında. Masum İmam. Hükümde masum. Ama gerçek manada ismet ancak Peygamberlerde oluyor, Peygamberler her yönüyle korunuyor.
8. İnsanların ihtiyacını iyi anlamak; Çünkü onların her türlü işlerini görmek için Allah onu diğer insanlar üzerine tekdim etmiştir. Liderlerin davranış ve faaliyetlerî kendi nefislerinden ziyâde halkın menfaati için olmalı.. halkın yararına olan şeylerle uğraşıp onların işlerini görmeyen bir lider azl edilmelidir. Çünkü onunla diğer insanlar arasında artık bir fark kalmamıştır. |
Hz. Mehdi (as)'ın özelliği şu; tüm dünya onun ailesi oluyor. Uganda'da bir çocuğun ayağı kırılsa, Hz. Mehdi (as)'ın evladının ayağı kırılmış gibi ilgi görecek. Londra'daki Müslümanla Uganda'daki Müslüman aynı muameleyi görecek. O da kaliteli yemek yiyecek diğeri de, ikisi de kaliteli bakım görecek, ikisi de güzel evlerde yaşayacak. İkinci sınıf vatandaş, üçüncü sınıf vatandaş kalkıyor. Tüm dünya Hz. Mehdi (as)'ın evladı gibi oluyor. Mesela, Japonya'daki bir çocuğa ameliyat yapılacak. Hani var ya bazı cemaatlerde, kimsenin haberi olmaz adama ne yapıldığından, kimsenin kimseden haberi olmaz. Hz. Mehdi (as)'da öyle olmayacak. Hz. Mehdi (as) kendine yapılan bir ameliyat gibi titiz olacak. Onun için Hz. Mehdi (as) imamlığı kabulde direnecek. İmamlığı kabul etmiyor, zorla imamlık veriliyor. O manevi sorumluluk çok şiddetli olduğu için, bütün dünyadan sorumlu olduğu için ölüm tehdidiyle İmamlık görevi veriliyor. Kendi nefsi için değil, halkın menfaatini çok iyi kollayacak Hz. Mehdi (as). Halka faydalı olmayan her türlü lideri azledecek. Mutlaka çok titiz takip edecek. Hastanede herkes birinci sınıf insan olacak. Herkes en iyi yemeği yiyecek, Hz. Mehdi (as) kendi yediğini tüm dünyanın yemesini, kendi giydiğini herkesin giymesini, kendi evinin rahatlığını tüm dünyaya sağlayacak. Hz. Mehdi (as)'ın özelliğidir bu. Çünkü onunla diğer insanlar arasında bir fark kalmamıştır, yani aynıdır, aynı hükümde, herkese kendi evladı gibi titiz bakıyor.
9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibî ilimlere vukufu bulunması, çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edecek meseleleri hal edebilir. Yukarıda arz ettiğimiz gibi Mehdî kıyasla hükm etmeyecektir. Çünkü kıyas bir çok meselelerin meydana gelmesini intaç eder ki, bu, kulları zor duruma sokar. Oysa İslâm’da esas olan tahtifdir. Bu sebepledir ki. Resûlüllâh (sav) şöyle buyururlardı. "Size terk ettiğim hususlarda beni başa başa bırakın." Böylece fazla hüküm ve teklif meydana gelmemesi için kendisine çok sorulmasından hoşlanmazdı. Ancak Hakkın ona emrettiği meseleleri tebliğ ile yetinirlerdi. Madem ki Mehdî Resûlüllah’ın izinde olacak ve hataya düimeyecek öyleyse tıpkı Allah Resûlü gibi varlıklara karşı son derece merhametli olması gerekir. |
İşte bu dokuz hasletin Mehdî’de bulunması gerektir.
Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibî ilimlere vukufu bulunması; Yani gelecekte olan olaylar hadisten, Kuran'ın ayetlerinden çok iyi biliyor ileride neler olacağını. Allah'ın dilemesiyle ileride ne olacağını bildiği için ona göre tedbir alıyor.
Kıyas kalkıyor, Hz. Mehdi (as) da kıyas yok. Bir çok hüküm, karmakarışık hükümler, insanların içinden çıkamayacağı bir din anlayışı gelişir o zaman diyor. Hz. Mehdi (as) bunu kabul etmiyor. Çünkü bu kulları zor duruma sokar. Kolaylık dinidir bizim dinimiz. Dinin kolaylaştırılması Allah'ın emridir. Zorlaştırılması da şeytanın ilkası olur. İslam'da esas olan tahfiftir. İbadetleri kolay hale getirme, dini kolay hale getirme, hayatı kolay hale getirme.
"Size terk ettiğim hususlarda beni başa başa bırakın."; Yani "yeni yeni hükümler çıkartırtmayın. Bana soru sormayın." Sahabeler "şu nasıl olacak?" dediklerinde, "nasıl biliyorsanız öyle yapın. Çünkü ben söylersem o hüküm olur artık ve yapmak durumunda kalırsınız, onun için bana sormayın, özgürce yaşayın" diyor Peygamberimiz (sav). "Önemli birşeyse zaten ben onu uyarırım" diyor. "Ama söylemediysem hüküm çıkartmaya kalkmayın ve bunu da zorlamayın" diyor.
Fazla hüküm ve teklif meydana gelmemesi; şimdi olan nedir? Çok fazla hüküm ve teklif meydana gelmiştir. O yüzden ayrı hurafeler çıkmıştır, uydurma izahlar çıkmıştır, din bambaşka bir şekle sokulmuştur. Ve İslam aleminin çektiği acıların kökeninde bu vardır.
Tebliğle yetinirdi; Mühim ve hayati konuları Allah ona söylüyor, onun dışında Müslümanları serbest ve rahat bırakmak lazım.
Madem ki Mehdî Resûlüllah’ın izinde olacak ve hataya düşmeyecek öyleyse tıpkı Allah Resûlü gibi varlıklara karşı son derece merhametli olması gerekir; Yani merhametli değil, son derece merhametli, tüm varlıklara. Kedilere, köpeklere, balıklara, insanlara, çocuklara hepsine.
Peygamberimizin sağlığında sadece Mehdî’nin yanılmayacağını beyan etmiş ve diğerleri hakkında süküt buyurmuşlardır; Yani diğer hiçbir imam Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve diğer çıkacak veliler hakkında Peygamberimiz (sav) masum olacaktırlar dememiştir. Hz. Mehdi (as)'ın yanılmayacağını beyan etmiş, hadisle sabit.
İsa Âleyhisselâm onun zamanında Dımışık mescidinin doğusundaki beyaz bir minâreye, insanlar ikindi namazında iken inecektir. İmâm çekilip onu önüne geçirecek, O da insanlar imamlık yaparak Muhammed (S.A.V.)’in şeriatı üzere namaz kılacaktır. |
Bunu da bir kısım şahıslar yanlış anlıyorlar. Şam çok geniş bir alandır. Çok geniş bir alana İstanbul da dahil Anadolu da dahil Şam deniyor. Demek ki yüksekçe bir ev, yüksek bir yer, öyle bir binaya gelecek diyor. Çünkü minare demek, ilk akla gelen yüksek bir yapı. Heryere sesin duyurulabildiği, yüksek bir yer.
Tenbih: Bu hadîs’in taşıdğı anlam, İsa (as)’ın sabah namazında, "Bu senin için ikame edilmiştir!" diyerek Mehdî’ye iktida edeceğini belirten hadîslere ters düşmez. |
Hz. Mehdi (as)'ı öne geçirip Hz. İsa (as)'ın onun imamlığında namaz kıldığı duruma ters düşmez diyor. Yani Hz. İsa (as), Hz. Mehdi (as)'ı imamlığa geçiriyor, sonra Hz. Mehdi (as) Hz. İsa (as)'ı vezir tayin ediyor. Burada anlatılan olay bundan sonra gelişen bir olaydır. Yani Hz. Mehdi (as)'ın imamlığı sabit oluyor, dünyanın lideri olduğu kabul ediliyor, Hz. isa (as) onun imamlığını tasdik ediyor. Hz. Mehdi (as) da çeşitli insanlara imamlık veriyor, Hz. İsa (as) da onun baş veziri, ona da imamlık veriyor.
Peygamber Efendimiz (sav)'in ahir zamanda beyaz minarelerin yapılacağını bilmesi zaten bir mucizedir. O zaman minareler yoktu. Ama bunu haber veriyor. Hayret edilecek birşey bir mucizedir. Demek ki ya İstanbul'da ya Kudüs'te, böyle bir yerde Hz. İsa (as), Şam denilen bölge içinde, orada beyaz minaresi olan bir camide namaz kıldıracak inşaAllah.