Almanya’nın en ünlü vakıflarından olan Bertelsmann’ın yaptığı bir araştırmaya göre Müslümanlar diğer dinlere mensup kişilere karşı çok büyük hoşgörü gösteriyorlar. Araştırmanın en önemli sonuçlarından biri de 11 Eylül sonrasında İslam dini ile terörü bağdaştırmaya çalışan önyargılı yaklaşımın Almanya’da artık yok olmaya başladığını göstermesi oldu. Araştırmada ayrıca Almanya’da yaşayan Müslümanların neredeyse tamamı dindar olduklarını ifade ettiler.
Yaklaşık 1400 yıl önce, Peygamber Efendimiz (sav)’in önderliğinde hazırlanan Medine Vesikası, farklı inançlara sahip toplumların karşılıklı anlayış, hoşgörü ve adalet içinde yaşamalarına vesile olan bir sözleşme olarak tarihe geçti. 622 yılında yapılmış bu çok önemli yazılı sözleşmeye göre, insanlar hiçbir baskı olmadan istedikleri dini, siyasi, felsefi seçimlerini yapmakta özgürdürler. Sözleşmeye taraf olan gruplar birbirleriyle yardımlaşacak, birbirlerine destek olacaklardır ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)"in himayesi altındadırlar.
Müslümanlar da Kuran’a ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetine uyan kişiler olarak bu hoşgörü ve adalet anlayışını en güzel şekilde yaşamaya titizlik gösteren kişilerdir. Dinde zorlama yoktur. Terörün ise kesin olarak dinde yeri yoktur. İnananlar diğer insanları dine davet ederken, bu önemli ibadeti barışçıl bir yaklaşım ve hoşgörüyle yapmakla yükümlüdürler. Nitekim hangi inanca sahip, hangi topluma mensup olursa olsun, İslam ahlakının nurunu izleyen müminleri gören diğer insanların dine karşı kalpleri ısınmakta, dine dönüş haberleri dalga dalga artmaya devam etmektedir.