Ne demiştiNe oldu

El Cezire, 13 Aralık 2008

Adnan Oktar: ...Ama fakir halka maaşlarına zam yaparak alışverişi arttırmak mümkün olabilir, yani piyasa hareketlendirebilinir... özellikle lüks üretim yapan yerlere para aktarımı değil de, halka para aktarımı daha doğru olur, yani fakir halka para aktarımı daha doğru olur. Tabi Müslümanların görevi de zekat, sadakada daha titiz olmaları, bol bol kardeşlerine kendi imkanlarını dağıtmaları, onlara malla, parayla, yiyecekle bol bol yardım etmeleri, borçlu olanların borçlarını affetmeleri, çünkü Kuran’da borcun affedilmesi bir ibadet olarak belirtiliyor, yani illa borcu öde diye fakir insanların yakasına yapışılması doğru değil, bundan vazgeçilmesi lazım.



Çay TV, 18 Şubat 2009

Adnan Oktar:
Ekonomik krizin nedeni de yine budur. Kendilerince çok akılcı olduklarını, çok iyi teknik detaylara sahip olduklarını iddia ediyorlardı. Bakın tam anlamıyla bir tufan başladı, ekonomik tufan başladı ve hiçbir şekilde de durduramıyorlar. Nerede bunların ekonomistleri, profesörleri, bankaları, para basma makineleri, altın depoları nerede bunların? Niye durduramıyorlar? Durduramazlar. Çünkü asıl insana yatırım yapmadılar. Altına, paraya yatırım yapmayla bu işler olmaz. Binaya yatırım yapmakla olmaz... Bunun çözümü insana yatırım yapmaktır. Egoistlikten, bencillikten insanların uzak durması, son derece samimi olması, Allah korkusu, Allah sevgisi, coşkun bir muhabbet, kardeşlik bağı, fakirlere karşı sevgi, acıma ve merhamet duygusunun gelişmesi, bunlarla çözüm olur. Yoksa egoistliğin, bencilliğin hakim olduğu bir dünyada gece gündüz darphaneler para bassa, gece gündüz ekonomistler sabaha kadar çalışsalar hiçbir netice alamazlar. Bu tufanını durduramazlar ve durduramıyorlar. Durduramadıklarını da görecekler... Ekonomik krizin ana nedeni ahlaki krizdir. Ahlaki krizden ekonomik kriz oluştu. Ahlaki kriz kalkmadan ekonomik kriz kalkmaz. Bu da bencilliğin ortadan kalkmasıdır. Yani hırs, para tutma hırsı, fakirlere acımamak, kendi merkezli yaşamak, ben merkezli yaşamak. Böyle olmaz. Müslümanlıkta cömertlik vardır, fakirleri koruyup kollamak vardır, şefkat, merhamet vardır. Allah’a tevekkül vardır, haline şükretmek vardır. İsrafta akıl almaz bir savurganlığa gidiyorlar ve müthiş bir bencillik var yani parayı tutma hırsı var. Bu durumda para kasıldı mı çalışma hayatı da kasılıyor. Fabrikaların üretimi de duruyor. Mal almaktan vazgeçiyorlar, mal üretmekten vazgeçiyorlar. Fakirlere para vermeyi, onlara, işçilere zam yapmayı büyük bir felaket gibi görüyorlar. Bunu böyle yaptıkları müddetçe bu acılar dinmez. Allah bilir tabi ki.



Vatan TV, 15 Mart 2009

Adnan Oktar: Bir de fakir halkın alışveriş yapabileceği, ama bedava alışveriş yapabileceği marketler kurulması gerekiyor... Evet, sosyal marketler. Bunlardan Allah’a çok şükür başladı, yani dört beş tane kurdular, ama çok az, belli ki olmaz beş tane. 500 de az 5000 de az, her yerde bunun kurulması lazım. Bütün milletimiz bunu destekler, yani kursunlar mahallelere, mesela halkın fazla bir elbisesi vardır götürür verir, fazla yiyeceği vardır, götürür verir. Oradan da ihtiyacı olan fakirlere dağıtılır. Bu çok güçlü bir sosyal tedbir olur, bütün millete huzur verir bu. Yani vicdanen de rahat ederiz, sosyal yönden de çok güzel bir denge sağlar, kargaşayı da önleyecek bir sistemdir bu. Bereket de getirir bu, her şeyin üstünde çok sevap olan bir çalışma olur. Bir de hastanelerin ücretsiz olması...

Hürriyet, 28 Mayıs 2009



İllerde SYDV (Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı)'nın düzenli bir şekilde Türkiye'de 100 binlerce vatandaşa gıda paketleri dağıttığını hatırlatan Bakan Eker, “Bu yardım paketlerine de süt konmak suretiyle hem yoksul vatandaşlarımızın süt tüketimini artırmak, hem daha sağlıklı beslenmelerine yardımcı olmak, hem de süt üretimini teşvik etmek ve hatta sütün işlenmesini teşvik etmeye yardımcı olacak bir mekanizma kurduk. Bu iki tedbir son haftalarda süt üreticileriyle ilgili hatta süt sanayicileriyle ilgili önemli iki tedbirdir. Bunları şu anda hayata geçirdik” diye konuştu.