Çöller, canlılar ve yaşam için en zorlayıcı doğal ortamlarından biridir. Kavurucu gündüz sıcakları, dondurucu gece soğukları ve suyun neredeyse yokluğu, bu bölgeleri yaşanması zor hale getirirken, burada yaşamını sürdüren canlılarda var olan az bulunan yaratılış özelliklerini de gözler önüne serer. Allah’ın dilemesiyle, bu zorlu koşullarda hayatta kalan canlılar, yaratılışlarındaki mükemmel tasarımla hayranlık uyandırıyor. İşte çöllerin yaşayan harikalarından bazıları:
Fennek Tilkisi Çöl hayvanları arasında belki de en sevimlisi bu tilkidir. Boyları bir ev kedisinden bile küçük olan tilki onu oldukça sevimli gösteren devasa kulaklara sahiptir. Bu kulaklar tilkilerin vücut ısısını azaltmaya ve kumun altında avlarını dinlemesine yardımcı olur. Fennek tilkisi kemirgenlerin, böceklerin veya diğer küçük hayvanların sesini duyduklarında, dört pençesini kullanarak onları kumdan çıkararak avlar. Fennek tilkileri Afrika ve Arap çöllerindeki yaşarlar. Soluk renkli kürkleri onları kumun üzerinde kolayca gizlenerek saldırganlardan korunmasına yardımcı olur. Büyük kulakları düşmanların çıkardıkları seslere karşı bir erken uyarı sistemi olarak da iş görür. Kürkün kumda koşarken onlara çekiş gücü sağlama gibi bir özelliği de vardır. Öte yandan tüyleri kızgın çöl yüzeyinden korumak için ayaklarının altına kadar uzar. Hava sıcaklıkları yükseldiğinde tilkiler serinlemek için dakikada 690 defaya kadar nefes alabilirler. Fennek tilkileri günün en sıcak saatlerinde güneşten kaçmak için ayrıntılı yuvalar kazarlar. Fennek tilkisinin bu mükemmel özellikleri bulunduğu zor ortamda ona yaşamayı kolaylaştıran Allah'ın rahmetinin tecellileridir. Çığlık Atan Tüylü Armadillo Bu armadillo (Chaetophractus vellerosus ) bir saldırı veya tehdit ile karşılaştığında yeni doğmuş bir bebeğinin ağlamalarına benzeyen korkunç bir çığlık atarlar. Araştırmalar çığlığın yırtıcıları ürkütmeye veya diğer yırtıcıları olay yerine çekmeye, bir saldırganın dikkatini dağıtarak armadillonun kaçmasını sağlamaya yaradığını söylüyor. Allah bu hayvana çölün zorlu şartlarında kendini savunabilmesi için bir başka özellik daha vermiştir. Hayvan bir saldırı anında kıvrılarak her tarafı zırhla kaplı bir top haline gelir.Çığlık atan tüylü armadillolar küçüktür ve sadece 0,86 kilogram ağırlığındadır. Arjantin, Bolivya ve Paraguay'ın Monte çölünde yaşarlar ve buralarda yuva kazabilecekleri gevşek, kumlu topraklı noktaları tercih ederler. Armadilloların nadiren su içmesi gerekir. Böbrekleri oldukça verimlidir ve ihtiyaç duydukları suyun çoğunu yedikleri bitkilerden alırlar. Çölde yaşamak için israf etmemek, ihtiyaçları minimize etmek önemlidir. Tüylü armadillolar bunu gayet iyi yapacak bir yaratılıştadır. Fırsat buldukları anda böcekleri ve kertenkeleler ve kemirgenler gibi küçük hayvanları tüketirler. Zırhlı Çöl Böceği Bilimsel ismi Asbolus verrucosus olan zırhlı çöl böceği bir tank kadar sağlam yaratılıştır. Üstelik gövdesi onu susuzluktan koruyan ve soluk mavi görünmesini sağlayan mumsu bir madde ile kaplıdır. Böceğin kabuğundaki çıkıntılar, ona sert ve caydırıcı bir görüntü verir. Bu çıkıntıların stenecora gibi havadaki az miktardaki nemi toplamada ve zırha ekstra sağlamlık katma gibi fonksiyonlarının olduğu da düşünülmektedir. Böceğin zırhı o kadar sağlamdır ki bir insan tarafından ezilmekten bile etkilenmezler. Buna karşın böceğin savunması mekanizması sadece zırhı ile kısıtlı değildir. Böcek saldırıya uğradığında yuvarlanarak ölü taklidi yaparlar. Böylelikle saldırganın dikkatini dağıtıp ilgisini kaybetmesini sağlamaya çalışırlar. Zırhlı çöl böceği çöldeki bitkileri ve çürüyen organik maddeleri yerler ve —çoğu çöl sakini gibi nadiren su içerler. Kum Kedisi Çölde yaşayan kum kedisi (Felis margarita) ev kedilerinden daha sık ve daha yumuşak tüylüdür. Çölde yaşayan tek kedi türüdür. Kum kedileri Sahra Çölü, Arap Yarımadası, Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan'da bulunur. Tüylü ev kedilerine çok benzemelerine rağmen kum kedileri yakalanması zor hayvanlardır ve insanlar tarafından nadiren görülürler, gizemlidirler ve izlerini sürmek zordur. Bu hayvanları vahşi doğada gözlemlemeye çalışan araştırmacılar, kedilerin kürklü patilerinin iz bırakmadığını ve açık renkli tüylerinin onları fark etmeyi zorlaştırdığını söylemektedir. Dahası, kediler geceleri çömelerek ilerler ve ışığın gözlerinden yansıyarak parlamasını önleyerek fark edilmelerini daha da zor hale getirirler. Kum kedileri sevimli görüntülerine karşın oldukça iyi avcılardır. Gizlenmeyi iyi bilirler bu sayede yılanları ve çölde yaşayan kemirgenleri avlayabilirler. Pembe Kakadu Renkli kuşlar genellikle yemyeşil, tropikal yağmur ormanlarında bulunur ve kurak bölgelerde nadirdir görülürler. Böyle yerlerden birisi de Avustralya'nın iç kesimlerinde bulunuyor. Kıtanın en sevilen kuş türlerinden birisi olan Pembe kakadu ya da bilimsel adıyla Lophochroa leadbeateri Avusturalya çöllerinde yaşıyor. Gösterişli turuncu ve sarı tepesi ve allık rengi gövdesiyle tanınan pembe kakadunun bir türü batı-orta Avustralya'da, diğeri ise doğuda yaşar. Bu güzel kuşlar tohum ve böceklerle beslenirler. Tek eşlidirler ve eşlerini çağırmak için ibiklerini açarak dikleştirerek başlarını yukarı aşağı sallamak suretiyle ağaç dallarında zıplarlar. Kakadu papağanlarının bazıları konuşmayı öğrenebilir. Genel olarak, konuşkan bir kakadu, yıllar boyunca 20 kadar kelime ve basit ifadeler öğrenebilir. Eğitim ile belirli ifadeleri belirli koşullarla da ilişkilendirmeyi başarabilir. Örneğin, “Günaydın” anlamını bilmeseler de, bir kuş bunun güneş doğduğunda ya da insanların uyandığında söyledikleri bir söz olarak öğrenebilir. Kakadu papağanında gördüğümüz bu muhteşem özellikler Allah’ın yaratma sanatının muhteşem tecellilerindendir. Çıngıraklı Yılan Çöl ortamında yaşayan çıngıraklı yılan, kum üzerinde oldukça seri bir şekilde hareket edebilir. Yılan, göğüs kaslarını aşamalı olarak kasarak vücudunu S şeklinde hareket ettirir. Hareketinin başında vücudunu bir kıvrım halinde büker ve kafasını kaldırarak havada tutar. Bu hareket tarzı, yılanın kum üzerinde 29 km/sa gibi bir hızla ilerlemesini sağlar.Yılan çölde pek çok canlıda olmayan çok üstün özelliklere sahip olarak yaratılmıştır. Bunlardan ilki yılanın ısı algılama özelliğidir. Çıngıraklı yılanın başının ön kısmındaki yüz çukurlarında bulunan ısı algılayıcılar, çevresindeki avın vücut sıcaklığının neden olduğu infrared ışını saptar. Bu algılayıcılar, ortam sıcaklığındaki 1/300'lük bir derece artışını tespit edebilecek kadar hassastır. Bu sayede yılan, karanlıkta bile avını fark edebilir.Çıngıraklı yılanın bir diğer hassas duyusu koku alma ile ilgilidir. Yılanın koku alma organı olan çatal diliyle sürekli etrafını tarar. Bu iki özelliği sayesinde, koyu karanlıkta yarım metre ilerisinde yere çömelmiş hareketsiz bir sincabı fark edebilir.Avının yerini hatasız tespit eden yılan, önce ona sessizce sokulur ve saldırı mesafesine girer. Ardından boynunu yay gibi gerer ve avının üzerine büyük bir hızla atılır. Böyle saldırılar düzenlese de çıngıraklı yılan daha çok pusuya yatarak avlanmayı tercih eder. Kendini kuma gömer ve sadece gözlerini dışarıda bırakırlar. Yılan kumun ve güneş ışınlarının görüşlerini engellemesini için gözlerini gölgeleyen çıkıntılı boynuz benzeri yapılara sahiptir. Kumun içinde iyice gizlenen avı yılanın yakınından geçecek olursa, büyük bir hızla öne atılır. Bu sırada 180 derece açılabilen güçlü çenesindeki dişlerini avına geçirerek zehrini boşaltır. Çıngıraklı yılanın en tehlikeli özelliklerinden biri öldürücü zehridir. Zehir, modern bir laboratuvardan daha üstün tekniklerle sentezlenir ve yılanın dişlerinde özel bir enjektör sistemi ile avına zerk edilir. Çöl Pup Balığı Bir çöl hayvanı olarak balık size ilginç gelebilir. Ancak Cyprinodon macularis bilimsel ismiyle bilinen bir sazan türü olan bu balık oldukça elverişsiz koşullarda yaşayabilecek özelliklerde yaratılmış. Çöl pup balığı çöldeki sığ birikintileri, bataklıklar, akarsular ve kaynaklarda yaşar. Bir zamanlar Güney Kaliforniya'nın Sonoran ve Mojave Çölleri, Güney Arizona ve Kuzeybatı Meksika'da yaygındı. Bugün ise Kaliforniya'da üç yerde ve Meksika'da dört yerde yaşam alanı var. Çöl pup balığı dikkat çekici bu özelliği, aşırı tuzlu, yüksek pH değerinde, aşırı sıcak veya aşırı soğuk ve düşük oksijen içeren ortamlarda bile hayatta kalabilir. Pup balığı tatlı sudan, tuz oranı binde 70’e kadar çıkan sularda yaşayabilir (okyanusların tuzluluğu binde 34 ila 26 arasındadır). 4,4 santigrat derece kadar soğuk ve 42,2 santigrat derece kadar sıcak sularda yaşayabilirler. Çöl pup balığı 0,1 ppm gibi oldukça düşük oranda oksijen içeren sularda bile yaşayabilmektedir. Çöl pup balığı başlıca kahverengi ve yeşil alglerle beslenir. Soğuk kış aylarında uykuda kalır ve su dibindeki çamurda yuva yapar. Hava ve su ısındığında balık aktif hale gelir ve çiftleşmeye başlar. Üreme döneminde erkekler yanardöner mavi bir renk alırlar. Dişiler çiftleştikten sonra Şubat ayının sonunda yumurtlamaya) başlar. Erkekler yumurtaları çatlayana kadar korur. Çöl pupfish'inin ortalama yaşam süresi altı ila dokuz aydır, ancak bazıları bir yıldan fazla yaşar. Birçoğu yoğun yaz sıcağı akarsularını ve havuzlarını kuruttuğunda ölür. Dikenli Kertenkele Dikenli kertenkele görünümü ile en tuhaf çöl hayvanlarından birisidir. Bilimsel ismi olan Dikenli kertenkele Avustralya'da yaşar. Başından kuyruğunun ucuna kadar boyu 21 cm kadardır. Bu hayvanı ilginç kılan gövdesinin yırtıcılara karşı bir savunma görevi gören keskin dikenlerle kaplı olmasıdır. Dikenli kertenkelenin iki başı vardır. Ne var ki birisi sahtedir. Sahte olan hayvanın boynun üstünde duran bir çıkıntıdır. Tehdit edildiğinde, dikenli kertenkele gerçek başını indirir ve sahte başı bir yem olarak sunar. Kertenkelenin tek savunma mekanizması bu değildir. Mesela vücudunun rengi çöldeki kayalar veya çalılar arasında kolaylıkla gizlenmesini sağlayacak renkte yaratılmıştır. Kuru yaprak öbeği gibi de görünen kertenkele açıkta yürürken ileri geri titrek hareketler yaparak rüzgârda salınan yapraklar gibi salınır. Ejderhalara benzeyen korkutucu görünümü de olsa bu hayvan sadece karıncalar için tehlike bir arz eder. Çünkü beslenmek için yapışkan dilleriyle binlerce karıncayı yakalayıp yutar. Dikenler savunmanın ötesinde kertenkelenin su ihtiyacını karşılayan bir tasarıma sahiptir. Dikenler yükseltileri sayesinde havadaki çiy tanelerinin yakalanmasını sağlar. Dikenler arasındaki hayvanın ağzına doğru ilerleyen kanallar mükemmel bir su toplama ünitesi gibi çalışır. Bu yaratılış özelliği ile kertenkele dünyanın en kurak yerlerinden birinde su kaynağı bulma ihtiyacını en aza indirmiş olur.
Sahra Gümüş Karıncası
Sahra gümüş karıncaları (Cataglyphis bombycina) isimlerini ipeksi, gümüş renkli tüylerinden alırlar. Sahra gümüş karıncaları, çölde ısının 70 dereceye kadar çıktığı gün ortasında bile yiyecek ararlar. Bu strateji, yırtıcılardan kaçınmalarına yardımcı olur ancak kendilerini çok etkili bir şekilde serinletmelerini gerektirir. Karıncaların gümüş renkli tüyleri hem güneş ışığını hem de ısıyı elektromanyetik spektrumda yansıtmalarına ve yaymalarına yardımcı olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu tasarım onları ölümcül sıcaklarda bile serin tutmaya yarar. Elf baykuşu Sevimli elf baykuşları (Micrathene whitneyi ) sadece bir serçe büyüklüğündedir ve bu da onları dünyanın en küçük yırtıcı kuşları yapar. Cin baykuşu olarak da isimlendirilen bu kuşlar yuvalarını büyük saguaro kaktüslerindeki veya ağaçlardaki ağaçkakanların açmış olduğu deliklerde yaparlar. Gündüzleri çöl sıcağından kaçınırlar ve bunun yerine geceleri oldukça üstün olan görme ve işitme yeteneklerini kullanarak akrepler, böcekler ve kırkayaklar gibi avlara saldırırlar.Birçok yırtıcı kuş yemek için yılan yakalar ama Elf Baykuşları daha farklı bir şekilde avlanır ve kör olan İplik yılanlarını yakalar ve onları yuvalarına canlı olarak getirirler. Yılan burada baykuşun yavrularına zarar verebilecek parazitleri yer. Tarantula Şahini Tarantula şahinli kuş değil bir yaban arısıdır. Bu yaban arıları dünyanın her yerinde bulunur. Bunlardan Pepsis thisbe, ABD’de Büyük Kanyon'da yaşayan bir tarantula şahini türüdür. Bu türün eşek arılarının parlak turuncu kanatları vardır ve boyları 5 cm olana kadar büyüyebilirler. Bu yaban arılarını eşsiz kılan şey, tarantulaları larvaları için canlı yiyecek olarak kullanma alışkanlıklarıdır. Yaban arısı, tarantulanın kokusuna hassas özel algılayıcılarla donatılmıştır ve bu nedenle avını bulması pek de zor olmaz. Ancak tarantula sık rastlanacak bir hayvan değildir, bu yüzden yaban arısının tek bir tarantula bulmak için saatlerce toprak üzerinde yürüdüğü olur. Yaban arısı tarantulayı bulunduğunda büyük bir savaş başlar. Tarantulanın en büyük silahı öldürücü zehiridir. Mücadelenin başında tarantula hemen arıyı sokar. Ancak bu yaban arıları (pepsis) tarantulanın zehrine karşı özel bir panzehirle korunmuştur. Vücutlarındaki özel bir salgı sayesinde örümceğin kuvvetli zehirinden etkilenmezler. Örümceği karnının sol üst tarafından sokan yaban arısı zehrini buraya boşaltır. Örümceğin vücudunun bu kısmının seçilmesi son derece önemlidir; çünkü örümceğin en hassas yeri bu bölgedir. Arı zehrini, tarantulayı öldürmek için değil onu felç etmek için kullanır.Arı felç haldeki tarantulayı avdan önce yapmış olduğu yuvaya götürür. Canlı halde ancak felç olmuş tarantulanın karnına bir tane yumurta bırakır sonrada yuvanın ağzını kapatır. Yumurtadan çıkan larva felç haldeki tarantulanın organlarını yiyerek gelişir. Larva beslenme sırasında tarantulanın hayati organlarını en sona bırakarak onun mümkün olduğu uzun süre boyunca canlı ve taze kalmasını sağlar.Bu inanılmaz yönteme baktığımızda, arının üreme sisteminin özel olarak tarantulaya ayarlanmış şekilde yaratıldığını görürüz. Aksi halde, arının vücudunda tarantula zehrine karşı panzehir bulunmasını evrimsel süreçler ile açıklamak imkansızdır. Arının zehrinin tarantulayı öldürmemesi ya da bir anestezi uzmanı gibi belirli yerden sokarak uyuşturması ve yavrunun tarantulanın hayati organlarının yerini tesadüfen öğrenmesi olabilecek bir şey değildir. Tüm bunların deneme yanılma yöntemiyle bir öğrenme sürecine dönüşmesi de mümkün değildir. Zaten böyle bir öğretim de gözlenmemiştir. Hayvanlar arasında "birebir" uyum vardır ve bu da canlıları Allah’ın yarattığının ispatıdır. Çöl Hayvanlarındaki Olağan Üstü Özelliklerin Anlamı Çöl hayvanlarının önemli özelliklerini anlatıldığı yazılarda sık sık “adaptasyon” kelimesine yer verilir. Bu kelime ile canlıların zaman içinde bulundukları zorlu koşullarla uyumlu hale gelerek kendilerini geliştirdikleri bununda güya evrimin bir örneği olduğu iddia edilir.
Ancak bu iddia bilimsel delillerden yoksundur. Söz gelimi küçük kulaklı Fennek tilkisi yoktur. Oysa iddia geçmişte daha küçük kulaklı bir fennek türünün yaşamış olmasını zorunlu kılmaktadır. Aynı durum ayakları tüylerle kaplı kum kedisi ya da sahra gümüş karıncası için de geçerlidir.
Şüphesiz çöl hayvanlarının üstün özellikleri bunların zamanla çıkamayacağını ortaya koysa da sorunun asıl kaynağı canlıların ortaya çıkışı mükemmel özelliklere sahip olması ile ilgilidir. Bilindiği üzere Evrim Teorisi tüm canlıların tek bir hücreden zaman içinde kademeli olarak geçirdikleri değişimler sonucu ortaya çıktığını iddia etmektedir. Bu iddia, türler arasında geçişi gösteren ara fosillerin bulunmasını gerektirir. Ancak, bugüne kadar yapılan araştırmalarda, ara fosil olarak kabul edilebilecek tek bir fosil bile bulunamamıştır. Bu durum, evrim teorisinin öne sürdüğü türler arası dönüşümün hiçbir zaman gerçekleşmediğini göstermektedir.
Bir an için bir türün çevresel şartlara uyum göstererek bazı gelişimler kaydettiği varsayalım. Sözgelimi dikenli kertenkele bir şekilde derisi ve pulları sayesinde su toplama özelliği kazanarak kurak ortama uyum (adaptasyon) sağlamış olsun. Ancak bu adaptasyon, türün (kertenkelenin) genetik yapısında köklü değişiklikler yapmaz ve türün başka bir türe dönüşmesine neden olmaz. Eğer bir tür, çevresel değişikliklere adapte olamazsa, yok olur; ancak başka bir türe dönüşmez. Bu deliller, adaptasyonun evrimleştirici bir mekanizma olamayacağını ve türler arasında dönüşüm sağlamadığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu canlılar, yaratıldıkları ilk günden itibaren ihtiyaç duydukları her şeyi taşıyacak şekilde mükemmel bir yaratılışla Allah tarafından yaratılmıştır.
Dedi ki: Bizim Rabbi miz, her şeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir.20/50
Kaynak: Stephanie Pappas, 15 strange desert animals, Live Science 27 Ocak 2023 https://www.livescience.com/strange-desert-animals