Allah cennette kendisinden razı olduğu kulları için sınırsız nimet sunmaktadır. Ancak iman eden müminler için herşeyin üzerinde olan, Allah'ın hoşnutluğunu kazanabilmiş olmalarıdır. Müminler dünyada mallarını, canlarını, sahip oldukları tüm imkanları Yüce Allah'a yakınlaşabilmek ve O'nun rızasını kazanabilmek için ortaya koymuş, tüm hayatlarını O'na adamışlardır. Cennette ise hayatlarının bu amacına ulaşmanın tarifsiz mutluluğunu yaşarlar. Bir ayette Allah'ın hoşnutluğunu kazanmanın ne kadar büyük bir nimet olduğundan şöyle bahsedilir:
Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn Cennetlerinde güzel meskenler vaadetmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk ise en büyüktür... (Tevbe Suresi, 72)
Kuran'da müminlerin cennette her yönden hoşnut olacakları ise şöyle bildirilir:
Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis, Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön. Artık kullarımın arasına gir. Cennetime gir. (Fecr Suresi, 27-30)
Bir hadiste cennet ehlinin Yüce Allah'tan razı olduklarından şöyle bahsedilir:
"Ey Rabbimiz, buyur! Emrine âmâdeyiz! Hayır Senin elindedir!" derler. Rab Teâla: "Razı oldunuz mu?" diye sorar. Onlar: "Ey Rabbimiz! Razı olmamak ne haddimize! Sen bize mahlûkatından bir başkasına vermediğin nimetler verdin!" derler. (Buhari, Müslim, Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 456-457/13]