Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim, her şeyi yoktan var eden ve ilmiyle tüm varlıkları kuşatan Yüce Allah'ın sözüdür. İnsanın gerçek dini öğrenebileceği en doğru kaynak Kuran'dır. Allah insanlara ihtiyaç duyacakları her konuyu Kuran'da açıklamaktadır. Kuran, insanların doğruyu yanlıştan ayırt etmelerini sağlayan, onlara güzel ve çirkin davranışların neler olduğunu bildiren, Allah'ın razı olacağı ve olmayacağı tavırların hangileri olduğunu haber veren bir kılavuzdur. Kuran Rabbimiz’in kullarına gönderdiği, gerekli olan tüm bilgiyi anlatan ve kıyamete kadar geçerli olan hak Kitaptır. Bu nedenledir ki Allah insanların bu mübarek Kitaba uymalarını emretmiştir. Allah insanların hayatlarının her anını, Kuran'da bildirdiği emir ve yasaklar doğrultusunda düzenlemelerini istemektedir. İnsan için kolay ve güzel olan da bizi yaratan Rabbimiz’in Kitabındaki ahlakı yaşamaktır.
Ayette Allah korkusunun önemine dikkat çekilmiştir. Kuran ahlakı Allah rızası ve korkusu üzerine kurulmuştur. Allah korkusu kişiyi, Allah'ın bildirdiği ahlaka göre davranmaya, O'nu razı etmeye çalışmaya ve nefsin isteklerinden sakınmaya sevk eder. İman edenler Allah’tan korkup-sakınırlar ve her zaman Allah'ın emirlerine göre hareket eder, Kuran'da yasaklanmış her türlü düşünce ve tavırdan titizlikle uzak dururlar. Herhangi bir iş yaparken ya da bir karar alırken o konu hakkında Allah'ın ne emrettiğini düşünür, hemen Kuran ayetlerine ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetine başvururlar.
Mümin Allah'tan korkarken Allah'ın şefkatini, merhametini, bağışlayıcılığını; O'nun nimetler lütfeden, tevbeleri kabul eden olduğunu da hatırından çıkarmaz. Bu da hissettiği içli korkuyla beraber, bir yandan da içinde çok güçlü bir umut taşımasına sebep olur. İçindeki Allah korkusu, Allah'ın bu sıfatlarını da çok derin ve geniş bir biçimde tefekkür etmesine, Allah'ın üstünlüğünü ve büyüklüğünü çok daha iyi takdir edebilmesine, dolayısıyla Allah'a daha fazla yakınlaşmasına vesile olur. Böylece Allah'ın merhametinin, şefkatinin, bağışlamasının büyüklüğünü daha iyi idrak eder.