Kuru dalları olan ve onlarca yıl bulunduğu yerde hareketsiz duran ağaçlar kış mevsimi geldiğinde kendilerini korumak için bazı tedbirler alırlar. Bitkilerin soğuk havalarda kendilerini korumak için aldıkları bu tedbirler nelerdir?
Bitkiler hayvanlar gibi soğuktan kaçamazlar ya da hayvanları koruyan kalın kürkleri yoktur. Ancak Yüce Allah bitkilere bahşettiği özel sistemlerle bitkileri soğuktan korur. Bitkileri soğuktan ziyade buzlanma etkiler. Donma ve çözülme olayları sırasında bitkilerin içindeki su dolaşım sistemi içinde kabarcık oluşur. Bu tıpkı bir buz kalıbı içerisine sıkışan hava kabarcıklarına benzer. Buz kalıbı eridiğinde hava kabarcıkları birleşecektir. Bu işlemin bir bitkinin su kanalı içerisinde olması durumunda çok fazla sayıda hava kabarcığı bitkinin damarları içinde birikebilir. Buzun erimesi sonucu bu hava kabarcıkları bir araya gelirse bitkinin su kanallarını tıkayarak kökten yaprağa su naklini engeller ve bitkinin ölmesine sebep olur.
Bitkiler üzerinde yapılan araştırmalar bitkilerin üç özellik kullanılarak bu durumunu bertaraf ettiklerini göstermiştir.
www.bitkilerevrimicurutuyor.imanisiteler.com
Kuzey Amerika ceviz ağacı ya da meşe ağacı gibi bazı bitkiler don olayının oluşturacağı zarardan korunmak için yapraklarını kış gelmeden önce dökerler. Bu şekilde köklerden yaprağa olan su akışını bloke etmiş olurlar. Havalar ısınınca tekrar yeni yaprak vermeye ve büyümeye başlarlar.
Huş ve kavak ağacı gibi bazı bitki türleri ise su naklini çok daha dar sutaşıma hücrelerini kullanarak yapar. Bu dar su hücre kanalları donma ve çözülmeye karşı daha az elverişlidirler.
Bazı bitkiler ise ölerek toprağa geri döner. Sonra uygun şartlar oluşunca köklerinden yeniden filizlenmeye başlar.
Bilim adamlarının on binlerce farklı bitki türü üzerinde yüzlerce saat çalışarak elde ettikleri sonuçlar oldukça şaşırtıcıdır. Çünkü bitkiler kış başlamadan yaşamlarını devam ettirebilmek için gereken tedbirleri alırlar.
Gözleri, kulakları, elleri, ayakları, sinir sistemi ve beş duyusu olmayan, toprağa sabit olarak bağlı ve hareketsiz duran bitkilerin dışarıda olan biteni algılaması ve oluşan değişimi fark etmesi, bunun bir tehlike olduğunu kavraması, bu tehlikeye karşı kendini koruma altına alması ve bunun için yöntem geliştirmesi ve bu yöntemin başarılı olması elbette Yüce Allah’ın sonsuz aklı ve ilminin bir sonucudur.
Yeryüzündeki tüm canlılar gibi bitkiler de hassas dengelere bağlı olarak, her detayı ince ince planlanmış sistemlerle birlikte yaratılmışlardır. Bunu istisnasız başımızı çevirdiğimiz her yerde görürüz. Bütün canlılar bize kendilerini yaratan Allah’ı tanıtırlar. Hiç kuşkusuz ki burada övülmeye layık olan, tüm canlıları sahip oldukları yeteneklerle yaratan Allah’tır. Yeryüzündeki her şey gibi tüm bitkiler de Allah’ın özel olarak yarattığı sistemler sayesinde varlıklarını sürdürmektedirler, yani O’nun kontrolündedirler:
“Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan (Gani)dır, övülmeye layık olandır.” (Hac Suresi, 64)
Bu sorunun cevabı elbette hayırdır. Bu canlılara sahip oldukları tüm özellikleri ilham eden Yüce Allah’tır. Ayette şöyle buyrulur:
“Andolsun, onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı kim emre amade kıldı?” diye soracak olursan, şüphesiz: “Allah” diyecekler. Şu halde nasıl oluyor da çevriliyorlar?” (Ankebut Suresi, 61)