Bilim ve Teknik dergisinin Nisan 2006 sayısında “Şempanzeden Farkımız?” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda insan ve şempanze arasındaki genetik benzerliklerle ilgili anlayışın değişimi konu ediliyor, iki canlı arasındaki farklılıkların daha çok genlerin ifade ediliş şekliyle ilgili olduğu anlatılıyordu. Yazıda ayrıca insanın şempanzeyle beş milyon yıl önce evrimsel olarak ayrıldığı dogmasına yer veriliyor, hiçbir bilimsel kanıt gösterilmeksizin evrim propagandası yapılıyordu.
Ancak insana biçilen bu evrimsel tarih tamamen hayalgücüne dayanmaktadır. İnsanın evrimi senaryosu, George Washington Üniversitesi Antropoloji bölümünden evrimci paleontolog Daniel E. Lieberman’ın “İnsanın [sözde] evrim tarihi çok karmaşıktır ve çözümlenmemiştir” itirafından da anlaşılacağı gibi, evrimciler arasında sürüp gitmekte olan tartışmaların konusudur (Daniel E. Lieberman, "Another face in our family tree", Nature, 22 Mart 2001)
Bilimsel deney ve gözlemler, canlılardaki kompleks yapıların evrimle ortaya çıkmasının imkansız olduğunu, fosil kayıtları ise insanın hiçbir evrimsel ata olmaksızın, aniden ortaya çıktığını ortaya koymuştur.
Bu senaryoya bağlılık, materyalizmi insanın kökenine uygulamak ve insanın varoluşuna dair inkarcı bir açıklama getirebilmek için sürdürülmektedir. Akıl ve bilim, insanın tüm üstün özellikleriyle birlikte yoktan yaratıldığını göstermektedir. Bilim ve Teknik dergisi yönetimine insanı ve tüm canlıları Yüce Allah’ın yarattığını kabullenmelerini, körü körüne Darwinizm propagandasından vazgeçmelerini tavsiye ediyoruz.
(İnsanın evrimi senaryosunun geçersizliği hakkında bkz.
http://www.harunyahya.org/evrim/hy_hayatin_gercek_kokeni/hk7.html )
Not:
Bu haber aynı zamanda aşağıdaki yazıya da cevabımızdır:
“İnsanı ayıran en büyük fark”, http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=142580